21. yüzyılın ilk çeyreğinde son düzlüğe giriliyor: Bu süreçte, dünyamızda büyük çalkantılar ve savaşlarla birlikte devasa değişimler yaşandı, yaşanıyor.
Bundan sonra, daha ziyade yaşanacak!
***
ABD’nin lokomotifliğindeki mevcut dünya düzeni çöküyor; onun yerini çok kutuplu bir dünya alıyor.
Gazze’de on binlerce masumun kasten katledildiği soykırım; en başta BM olmak üzere uluslararası kurumların herhangi bir işlevinin kalmadığını, anlamsız hale geldiğini fevkalade dramatik bir biçimde cümle âleme gösterdi.
BM’deki veto yetkisine sahip, ayrıcalıklı beş ülkenin varlığına dayalı adaletsiz sistem sürdükçe, savaşlar ve dünyanın dört bir yanındaki kitlelerin katledilmesi önlenemez.
BM’nin, “Haydut Devlet” konumundaki ABD’nin kontrolünde olması; zorbalığı, zulmü, barbarlığı, terörü, katliamları ve soykırımı yeniden üretiyor.
ABD, tandemi İsrail’in Gazze’de süren soykırımının suç ortağı olmaya devam ediyor.
***
ABD’de bir Cumhuriyetçi Parti senatörünün; Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, İsrail terör devletinin başı Netanyahu hakkında aldığı tutuklama kararına yönelik tehdit içeren tepkisi…
“Evrensel Değerler” maskesi altında kirli ve kanlı faaliyetlerle yürütülen “Küresel Mafyalığa Dayalı” düzenin gerçek yüzünü ele veriyor.
***
Son seçimleri kazanan Cumhuriyetçilerin senatörlerinden Tom Cotton’ın, UCM’yi üstü örtük biçimde “askeri müdahale” ile tehdit etmesi; ABD’nin adil yargılamaya karşı çıkan zorbalığını gösteriyor.
İşte bu ibretlik gözdağı, ABD’nin dünyanın muhtelif ülkelerinde yaptırdığı darbelerin, giriştiği darbe teşebbüslerinin suç teşkil eden sakat mantığını da örnekliyor.
***
Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin şimdiye kadar sürekli olarak kullandığı “demokrasi, insan hakları, özgürlük” gibi repliklerin sadece bir illüzyondan ibaret olduğu artık ayan beyan ortadadır.
Kendi kontrolleri dışındaki ülkelerin üzerinde işbu düzenbazlığa dayalı repliklerle sistematik baskı uygulayan, kanlı operasyonlara girişen Batı Cephesi’nin riyakârlığı; artık, dünyanın dört bir yanındaki kitleler tarafından devasa tepkiler görüyor.
Gazze’deki soykırıma karşı dünya haklarının büyük protestoları bu “kapsamlı uyanışa” en güncel misali oluşturuyor.
***
Bir anlamda Orman Kanunu’na dayalı Batı Cephesi’nin mevcut dünya düzeni “büyük ölçüde” çöküyor ve zaten devam etmesi de mümkün görünmüyor.
11 Eylül 2001’deki -kurgusal- saldırıları müteakip Afganistan ve Irak’ın gayrı meşru işgaliyle sahne alan, mütemadiyen “kandan beslenen” Batılı Düzen ile sahiplerini…
Bundan sonra “muhtelif mağlubiyetler, sosyal krizler ve kaos” bekliyor.
***
ABD’nin iç savaşın eşiğine kadar gelmesi, bu cümledendir.
Terörün Mühendisi ABD’nin Ortadoğu’daki egemenliğini 21. Yüzyıl’ın ikinci çeyreğinde yitireceği, şimdiden anlaşılıyor.
***
Günümüzde “Çok Kutuplu Bir Dünya” var.
ABD’den bağımsızlaşma yıllarını yaşayan Türkiye’nin, “kartların yeniden dağıtıldığı” yeni dönemde işbu Çok Kutuplu Dünya’da çok önemli ve etkili bir yerinin olduğunu görmek hiç de zor değildir.
Türkiye’nin bu konumu; Ortadoğu’da, Türk Cumhuriyetleri’nde ve Afrika’da giderek daha etkin hale gelecektir.
Ankara’nın son dönemde artan çabaları, yakın bir gelecekte İslam coğrafyasının öncülüğünü de üstlenecek olan bir süreci işaretliyor.
***
Rusya ile Çin’in başını çektiği Şanghay İşbirliği Örgütü ile BRICS’in genişleyen varlığı; ABD’nin hegemonyasına dayalı çürük ve zorba dünya düzenine karşı dirençli, esaslı bir alternatifin geliştiğini gösteriyor.
Türkiye’mizin bu teşkilatlarla ilişkilerinin giderek ilerlemesi ise pek kıymetlidir.
***
Karşılıksız dolar basmaya dayalı Küresel Ekonomik Düzen, gün geçtikçe daha fazla yara alıyor.
BRICS ülkelerinin doların yerini alacak bir ortak para birimi kullanma hazırlığı, ABD’yi panikletiyor.
Trump’ın BRICS’e yönelik tehditleri, işte bu paniğin göstergesidir.
Bu tehditlerin yanı sıra; Rusya’ya yönelik yaptırımlar, dahası farklı ülkelere yaptırım tehditleri -son tahlilde- ABD’nin aleyhine olacaktır.
Maksadının aksine, tehdit edilen ve baskı altındaki ülkelerin daha ziyade bir araya gelmesine ve dahi “alternatif çözümler” üretmesine yol açacaktır.
***
Körfez Sermayesi’nin, 11 Eylül 2001’den itibaren Batılı piyasalardan görece çekilmeye başlamasının, aradan geçen zaman zarfında kayda değer bir seviyeye ulaştığını da hesaba katmak gerekiyor.
***
Uzun senelere dayalı çok acı tecrübeler; Türkiye’nin üyesi olduğu NATO’nun bizzat kendisinin ülkemiz için “ciddi bir tehdit unsuru” olduğunu sayısız kez kanıtladı.
Türkiye’nin NATO üyeliği, içeride giderek daha fazla sorgulanıyor…
-Er ya da geç, bu ayrılığın gerçekleşmesi kaçınılmazdır.
***
Suriye’de yaşanan son gelişmeler hem Şam Rejimi’ni hem de onun açık ve dikkat “gizli” destekçilerini şoke etti.
Suriyeli İslami muhaliflerin Halep’i geri almasıyla başlayan ve hayli hızlı ilerleyen operasyonlar…
Kimilerinin iddia ettiği gibi ABD-İsrail’in desteğiyle değil; tam tersine onlara rağmen gelişen, onlara da “karşılık veren” çarpıcı bir hadisedir.
***
Bu süreç, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde “İkinci İsrail” manasındaki “PKK devleti” kurma planını da akamete uğratacaktır.
***
Türkiye, Suriye’de ve Irak’ta inisiyatifini “hiç olmadığı kadar” artırıyor.
21. yüzyılın ikinci çeyreği; bölgemizdeki Büyük Çıban Başı olan İsrail’in “zevaline yol açacak” bir dönemi beraberinde getirecektir.
İsrail’in hamisi ABD’nin -içeride yaşaması muhtemel büyük kaos veya iç savaş; Haydut Devlet’in “Ortadoğu’dan kovulma sürecine yardımcı olacak” bir unsurdur.
Bölgemizde barışın ve huzurun yolu, ABD ve İsrail’in kandan beslenen saldırılarının sona erdirilmesinden, hükümranlıklarının ortadan kaldırılmasından geçiyor.
***
Rahmetli Necmettin Erbakan “ABD, ancak güçten anlar!” diyordu.
Bölgemizde ve dünyada; bu sözlerin “hayata geçirilmesi” mecburi istikamettir.
***
On yıllardır; dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde uygulanan Batı’ya eklemli “uyumcu politikalar” sömürge düzenini ayakta tutmaya yaradı.
Ama artık “uluslararası iklim” değişmeye yüz tuttu; bu çerçevede yaşanan ancak henüz gün ışığına çıkmayan ya da farkına varılmayan çok farklı dinamikler gelişiyor.
Sömürgeci ve soykırımcı “Batı Medeniyeti” için zeval döneminin ayak sesleri duyuluyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.