Dikkat!

04:0022/10/2019, Salı
G: 22/10/2019, Salı
Tamer Korkmaz

Bitiyor: YPG-PKK’lı teröristlere Güvenli Bölge’yi terk etmeleri için verilen 120 saatlik süre, bu gece 22’de doluyor!17 Ekim Perşembe günü Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakatın gereği yapılmış mı, yapılmamış mı; günün sonunda hep birlikte göreceğiz.Beş günlük (120 saat) süre bittiğinde, eğer çekilme gerçekleşmemiş ise; TSK’nın Barış Pınarı harekâtı kaldığı yerden devam edecek, teröristler için gereken yapılacak!*Bu kritik vaziyet, hem Başkan Erdoğan hem de Milli Savunma Bakanı Akar tarafından

Bitiyor: YPG-PKK’lı teröristlere Güvenli Bölge’yi terk etmeleri için verilen 120 saatlik süre, bu gece 22’de doluyor!

17 Ekim Perşembe günü Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakatın gereği yapılmış mı, yapılmamış mı; günün sonunda hep birlikte göreceğiz.

Beş günlük (120 saat) süre bittiğinde, eğer çekilme gerçekleşmemiş ise; TSK’nın Barış Pınarı harekâtı kaldığı yerden devam edecek, teröristler için gereken yapılacak!

*

Bu kritik vaziyet, hem Başkan Erdoğan hem de Milli Savunma Bakanı Akar tarafından tekraren vurgulandı…

Teröristlerin söz konusu bölgeden çekilmesi, ağır silahlarının toplanması ve tahkimatının tahrip edilmesi hususları titizlikle takip ediliyor.

Bu satırların yazıldığı sırada; Milli Savunma Bakanlığı “ABD ile yapılan mutabakata rağmen 17 Ekim saat 22’den itibaren YPG-PKK’lı teröristlerce tam
40 kez
saldırı/taciz yapıldığını” duyurdu!
20 Ekim’de Tel Abyad’daki keşif gözetleme görevi sırasında PKK’lılarca açılan ateş sonucu
bir askerimizin şehit olduğunu, bir askerimizin de yaralandığını
tam da burada hatırlatalım! Ayrıca, muhtelif saldırılarda
altı askerimiz
daha yaralandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 120 saatlik araya ilişkin olarak, dün
“Bu bir ateşkes değildir. Harekâta ara verildi.
Taciz ve saldırılara karşı da, meşru müdafaa hakkımız daima geçerlidir” diye konuştu!

Pence’den, Kılıçdaroğlu’na kadar; malum “Ateşkes” söylemi cephesinin, kulakları çınlamış olmalıdır!

*

120 saatlik süre işlerken, ABD’nin askeri hükmündeki PKK’lı teröristlerin kahpelik eseri saldırılarının sürdüğünü aklımızdan hiç çıkarmayalım: Dolayısıyla, Ankara her türlü olasılığa hazırlıklı olmalı yani muhtemel kahpeliklere karşı çok dikkatli davranmalı, asla zerre taviz vermemelidir…

Ezcümle, mutabakatın şartları yerine getirilmediği takdirde; Türkiye dakika bile uzatmaya gitmeden Haydut ABD’nin teröristlerine hak ettikleri hesabı kesmelidir!

WASHINGTON DEĞİL, ANKARA
Barış Pınarı Harekâtı ile elini güçlendiren Ankara’nın, geçen haftaki kritik görüşmede Washington’a ”32 km’lik derinlikte ve 444 km’lik genişlikteki güvenli bölgeyi kabul ettirmesi” çok önemli bir “diplomatik başarı” olarak kayda geçmiştir:
Türkiye istediğini almıştır.

Mütemadiyen “Suriye’de yokuz! Türkiye, Suriye’deki süreçten dışlandı!” diye Psikolojik Harekât çalışan malum cephenin tezviratı da çöpe gitmiştir!

Türkiye’nin; ABD’nin bölgede bir PKK devleti kurma planını berhava etme yolunda “hangi aşamaya vardığını” cümle âlem görüyor!

Amerikan Medyası karalar bağlarken; İsrail Medyası da boşa çıkan “Suriye’de İkinci İsrail” hayallerine ağlıyor!

SON GÜN
Beş günlük sürenin son günündeyiz ve Türkiye’nin beklediği mutabakatın kusursuzca
hayata geçirilmesidir.

17 Ekim’deki mutabakatın harfiyen uygulandığını bütünüyle gördüğümüz vakit; diplomatik başarı fotoğrafı tamamlanmış olacaktır. Aksi halde, zaten Askeri Harekât devreye girecek, kaldığı yerden devam edecektir!

ABD’nin Türkiye’yi mütemadiyen oyaladığı uzatmalı süreçte; bu sütunda defalarca “ABD, ancak güçten anlar! Fırat’ın doğusuna askeri harekât
mecburi istikamettir”
diye boşuna yazmadık!

*

Evet, süreç Türkiye’nin istediği gibi gidiyor…

Yine de ABD’nin “güvenilmez; düzenbaz” bir devlet olduğunu asla unutmadan hareket etmek zorundayız…

Kahpeliğin, Amerikan Devletinin hayat tarzı; dahası devlet politikası olduğunu aklımızdan hiç çıkarmayalım!

Ankara, mevcut kararlılığını sürdürdüğü müddetçe, sinsi planları bozulan Washington hapı yutmaya devam edecektir!

*

Pentagon’un (ABD Savunma Bakanlığı) Başı Mark Esper, “ABD birliklerinin petrol sahalarının güvenliğini sağlamak gerekçesiyle bölgede kalabileceğini” duyurdu!

Bu beyan; ABD’ye zerre miskal güvenilmeyeceğinin, bir başka söyleyişle “bunların, kemikleşmiş kaypaklığının” en güncel örneğidir.

“ABD birliklerinin Suriye’den kesinlikle çekileceğini” söyleyip duran; üstüne bir de “Askerimizi eve getiriyoruz” diye tweet atan Fırıldak Trump’ın…

İşbu tweet’ini “Mark Esper’in soyadını yanlış yazdığı” gerekçesiyle silmesinin “asıl nedeni” herhalde anlaşılmış olmalıdır!

Washington’da kapalı kapılar ardındaki “boğuşma” her geçen gün dozajını artırırken; şu silinen tweet olayı bir kere daha
“Mutfakta biri mi var?”
dedirtmiştir!

-Eh, cevabı belli bir sualdir!

MEKTUPTAKİ O LAF
Trump’ın, Erdoğan’a yazdığı; şu “terbiyesizlik ve küstahlık” eseri olan “tehditkâr” mektubu; Ankara, aynı gün askeri harekâtı başlatarak
çöpe göndermişti…
Yine de; Küstah Donald’a o aşağılık mektubundaki özellikle şu
“Aptal olmayın”
cümlesinin hesabı “münasip bir lisanla”
muhakkak sorulmalıdır!
#ABD
#Türkiye
#Mektup
#Pentagon
#Mark Esper