Şu sözler, Komprador Burjuvazi’nin önde gelen baronlarından İzhak Alaton’a (1927-2016) aittir:
“Bu ülkede tankları yürütebilmek için dört tane ev verdim!”
Bozkurt, İzhak Alaton ile 1998’de ortak şirket kurdukları Mehmet Günyeli (Leyla Alaton’un eski eşi) aracılığıyla tanıştığından ve Alaton’lar ile ortaklığının 2015 yılına kadar devam ettiğinden de söz etmiştir.
(A.A/ 16 Nisan 2016)
Baron İzhak Alaton’un “tankları yürütmekle” alakalı sözleri; 28 Şubat darbesini yapan generallerin “kimlerden talimat aldığını” gösteriyor: Yani, TSK’nın da üzerindeki Derin Yapılanma’yı (Baronsal Gladyo) bir kere daha işaretliyoruz!
(TESEV’i senelerce fonlayan kuruluşlar arasında bulunan NED ile G.Soros’un Açık Toplum Enstitüsü CIA ile bağlantılıdır.)
Tam da burada, şu yaman suali soralım: İzhak Alaton, 28 Şubat sürecinde tankları yürüten şu malum generallere “lüks ev ödülü” eşliğinde derin talimatlar verirken; Nafiz John Paker, İstanbul’da Tapu Müdürü müydü?
Ezcümle: İzhak’ın, Nafiz John’ın, Fetullah’ın ve Çevik’gillerin Yirmi Sekiz Şubat darbesinin neresinde konuşlandıkları aşikârdır.
Nafiz John Paker; Paralel Fatih Üniversitesi’nin rektörü Şerif Ali Tekalan’ın davetiyle Nisan 2013’te Pensilvanya’daki Fetullah’ı ziyaret etmiştir…
Paker, 3 Nisan 2013 tarihinde açıklanan “Akil İnsanlar” listesinde de yer almıştı ve 18 Nisan 2013’te “Böyle bir barış sürecini başlatan Öcalan keşke özgür olsa; özgür bir ortamda bunu devam ettirebilse” diye konuşmuştu!
Şubat 2015’te, Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği’ni (PODEM) kuran Amerikancı John Paker’in; Temmuz 2013’te Soros ile ve de Ocak 2015’te TESEV ile “ayrılığı” göstermeliktir.
Güya, her ikisiyle de “anlaşmazlığa düşmüş de, yolları ayrılmış” falan hepsi numaradır, hikayedir:
Başta George Soros, belli başlı derin bağlantıları deşifre olmaya başlayınca; taktik değiştirip başka bir “kamuflaj elbisesi” giymiştir. Bunun nedeni, “İktidarı bütün hücreleriyle destekleyen!” Truva Antetli Derin Rolünü sürdürebilmekti…
Dün 14 Mayıs’tı: İşbu vesileyle, 2006’ya gidelim ve 14 Mayıs akşamı “süper ligimizin!” son haftasına ait maçta Denizli Stadı’nda yaşananları hatırlayalım…
Futbolun uluslararası kuralları gereği “elli altıncı dakikada” maçın hakemi Mister Dereli tarafından tatil edilmesi gereken (ev sahibi takım için hükmen yenilgi anlamına gelecekti) ancak taammüden “edilmeyen” ve uzun uzatma dakikalarının ardından 1-1 biten bu kritik müsabaka F.Bahçe’ye şampiyonluğu kaybettirirken, Galatasaray’a bir haram-piyonluk daha kazandırmıştı!
Şubat 2006’da -bir gün- TFF’nin İstanbul’daki binasına giden Kulüp Başkanı; sohbetin koyulaştığı bir anda -o dönemde yeni seçilmiş- TFF yönetiminden bir şahsın cebinden bir kâğıt çıkardığını, kendisinin de çok kısa bir süreliğine bu kâğıtta yazılanlara baktığını tarafıma söylemişti:
Dönemin Kulüp Başkanı, lig bitimindeki zirveyi ve küme düşme hattındaki tüm takımları “üç ay kadar öncesinden” gösteren bu listede kendi takımının adını düşenler arasında görmediğinde “çok rahatladığından” bahsetmişti!
14 Mayıs akşamı (2006) son maçları oynanacak Süper Kurgusal Ligimizin ilk iki sırasındaki takımlara da bir anlık gözleri ilişmişti: Birinci, Galatasaray’dı; ikinci de Fenerbahçe!
14 Mayıs akşamı; İstanbul’daki Kayseri maçını kazanan Haram-piyon Cim Bom’un Başkanı Mister Polat, Denizli’den gelen neticeyi aldıktan hemen sonra kol saatini büyük bir sevinçle tribünlere gösteriyordu!
Ne de olsa…
Final haftasından birkaç gün öncesinde, ısrarla “Pazar akşamı 20.45’te kesinlikle şampiyonuz” diye derin bir kehanette bulunmuştu, Adnan Başkan!
-Hey gidi günler…
Kol Saatinden on üç sene sonra Kurgusal Futbol Sinemasında bu kez filmin adı: “Sinyor Terim yahut Heykel Yolcusu Kalmasın!”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.