Bingo!

04:0027/02/2018, Tuesday
G: 27/02/2018, Tuesday
Tamer Korkmaz

Vehbi Koch Ödülü “eğitime katkılarından dolayı” CHP’li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e verildi.Hürriyet’inden Sözcü’süne kadar “güzellemeler” gırla gitti.Mesela, Hürriyet’in Kaşar Bukalemunu da ödül töreninde yer almış ve Yılmaz Büyükerşen’in ismini duyunca öyle sevinmiş ki tüyleri ürpermiş. “İşte tam budur!” demiş:“Büyükerşen bütün siyasetlerin üstünde bir insanmış!”Bukalemun’un “siyaset üstü” dediği bu kişi, CHP’nin son kurultayında Divan Başkanlığı yaptı…Gördüğünüz gibi,

Vehbi Koch Ödülü “eğitime katkılarından dolayı” CHP’li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e verildi.

Hürriyet’inden Sözcü’süne kadar “güzellemeler” gırla gitti.

Mesela, Hürriyet’in Kaşar Bukalemunu da ödül töreninde yer almış ve Yılmaz Büyükerşen’in ismini duyunca öyle sevinmiş ki tüyleri ürpermiş. “İşte tam budur!” demiş:

“Büyükerşen bütün siyasetlerin üstünde bir insanmış!”

Bukalemun’un “siyaset üstü” dediği bu kişi, CHP’nin son kurultayında Divan Başkanlığı yaptı…

Gördüğünüz gibi, “acayip tarafsız” bir isim!

Aynen Yurttaş Doğan’ın akla ziyan “tarafsızlığı!” gibi…



*

Yılmaz Büyükerşen’e ödülü Ömer Koch verdi.

Ödülü takdim ederken, “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesil için çalışıyoruz” diye konuştu…

Kendilerine uymayan fikirleri, asgarisinden eleştirileri bile sansürleyebilmek için seri tazminat davaları açanlar mı; işte bu sözleri sarf eden şahsın “hayattaki en yakınlarıdır!”

*

Yılmaz Büyükerşen ise “Bu heykelcik, hayatımın en büyük aferinidir” diye konuştu!

Komprador Burjuvazi’nin elinden ödül almak “en büyük aferin” anlamına geliyorsa; solculuk yahut devrimcilik ayakları falan yıllar boyunca aslında nereye bağlanmış oluyor?

-Sualin cevabı üzerindedir!

*

“Devrimcilik ayakları” bahsindeki en çarpıcı örneklerden birisi de Yalçın Küçük’tür.

Uzun yıllar boyunca “devrimci flama” sallıyor olması, kendisine verilen “çok özel görevi” perdelemek içindir.

Komprador Burvuvazi’nin; başında kalpağıyla, boynunda kırmızı atkısıyla dolaştırıp durduğu, en başından beri “kamuflaj elbisesiyle” sahnede tuttuğu mutemet elemanıdır, Mister Küçük!

Vaktiyle TÜSİAD’ta genel sekreterlik yapan “günümüzün Milliyet yazarı” Güngör Uras’ı “Çıkış” adlı kitabında “yere göğe sığdıramayan” Yalçın Küçük, şu satırları yazmıştır:

“Vehbi Koç ve Vitali Hakko TÜSİAD’ta Güngör Hocam’ın rahle-i tedrisinden geçmişlerdi. Güngör, ikisinin de gecikmiş mürebbiyesidir…”

Yalçın Küçük’ün “ağzındaki baklayı” çıkardığı işbu sahne, “şahane bir itiraf” kapsamındadır. Unutulmazdır.

Aydınlık’taki yıllarında; “CHP Araştırma Bürosu’nda İsmet İnönü’ye gönüllü asistanlık dönemini (50’li yılların ikinci yarısı) anlatmış olan Küçük şunları da yazmıştır:

“Doğan Avcıoğlu, 27 Mayıs’ta Kurucu Meclis’te görev aldı. 27 Mayıs Anayasası’nın Mümtaz Soysal, İlhami Soysal, Coşkun Kırca ve Altan Öymen’le birlikte motoru oldular. Aynı zamanda CHP Araştırma Bürosu’nu yönetiyordu. İsmet Paşa, dördüncü kata çıkar, Doğan’la iktisat çalışırdı. Her ders dört saat sürerdi. Ben daha çıraktım. Salonda beklerdim, hoşuma giderdi.”

Şu satırları da, yine Aydınlık’taki yazılarındandır:

“Türkiye’yi 28 Nisan, 29 Nisan ve 27 Mayıs Devrimi’ne götüren ekiptenim. Hep heyecan duyuyorum. Gençlik örgütleri okullarımızdır. Hep oradan çıkıyoruz…”

27 Mayıs 1960 Darbesi’nin perde arkasında ABD vardı; Menderes, Zorlu ve Polatkan’ı idam ettirten de ABD’dir:

Hal böyleyken, Yalçın Küçük gençlik yıllarındaki protesto eylemlerinde hangi merkez için sahne almış oluyordu? Şöyle de sorabiliriz: Mister Küçük, Komprador Burjuvazi’nin nesi oluyor?

Menderes iktidarına karşı başkaldıran gençler arasında başı çeken Yalçın Küçük, o dönemdeki eylemci arkadaşlarını sayarken Can Kıraç’a da “özel bir yer” ayırmıştır!

“Yekta Güngör Özden’in TMTF’nin ilk yıllarındaki emeği büyüktür. Yıllarca sonra, bana ‘Can Kıraç ile beraberdik. Seni hatırladık’ demesini hiç unutmam. Yekta ve Can başlarındaydı, bir de ben…”

Can Kıraç, Vehbi Koch’un damadı İnan Kıraç’ın ağabeyidir.

TÜSİAD’ın kuruluş hazırlıklarını yürüten komitede görev yapmış olan Can Kıraç vaktiyle Koch Holding’in de yöneticisiydi.

1994 yılında kurulan ve de “yıllarca CIA ile bağlantılı NED tarafından fonlanmış olan” TESEV’in “Kurucular” listesine tam da bu noktada bir göz atalım:

-183 numaralı kurucu üye Kemal Kılıçdaroğlu…

-184 numaralı kurucu üye Can Kıraç…

-188 numaralı kurucu üye de Ömer Koch!

*

Yalçın Küçük, “Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu dönemdeki Kanaltürk” için -sitayişle- “Kemal Türk!” diyordu…

Tuncay, Akın İpek’e Kanaltürk’ü sattıktan hemen sonra ekrana çıkmış ve “Koza Grubu’na sürekli teşekkür etmekten” yorulmamıştı!

“Hocaefendi’nin bir gülüşüne servetimi feda ederim” diyen ve epeydir Londra’da kaçak yaşayan FETÖ’cü Akın İpek’ten söz ediyoruz…

Yılmaz Büyükerşen’in Divan Başkanlığı’nı yaptığı son CHP Kurultayı’nda Parti Meclisi’ne seçilen ve MYK’ya giren Tuncay Özkan ‘Basınla İlişkilerden Sorumlu’ Genel Başkan Yardımcısı da oldu!

Kanaltürk televizyonunun kuruluş aşamasında (Tuncay’ın dönemi) yüklü miktarda ödeme yapılmasıyla ilgili soruşturmada Koch Hanedanı’na mensup belli başlı şahsiyetlerin ifadesi dahi alınmamıştı: Sonuçta, bu soruşturma Ergenekon Davası içinde buharlaştırılmıştı. Buharlaştıran mı; 25 Aralık 2013 tarihinden hatırladığımız Paralel Yapı’nın Savcısı Muammer Akkaş’tır!

#Vehbi Koch Ödülü
#CHP