Aslında, nedir?

04:005/10/2018, Cuma
G: 5/10/2018, Cuma
Tamer Korkmaz

Halen daha “15 Temmuz, laikliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi” diyenler var: Bunu “Din yaftası altındaki bazı şarlatanlar dini kullanarak demokrasiye kastetmek istediler” diye izah ediyorlar.Pensilvanya Cuntası’nın demokrasiye kast ettiği aşikâr da, darbeci hainlerin laiklikle veya laik düzenle münasebetleri neydi; evvela bunu bir hatırlayalım…15 Temmuz gecesi FETÖ’nün darbecileri TRT’de “Yurtta Sulh Konseyi” adına bildiri okutmuşlardı ve o bildiride NATO’ya bağlılıklarının yanı sıra laikliğe/laik

Halen daha “15 Temmuz, laikliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi” diyenler var: Bunu “Din yaftası altındaki bazı şarlatanlar dini kullanarak demokrasiye kastetmek istediler” diye izah ediyorlar.

Pensilvanya Cuntası’nın demokrasiye kast ettiği aşikâr da, darbeci hainlerin laiklikle veya laik düzenle münasebetleri neydi; evvela bunu bir hatırlayalım…



15 Temmuz gecesi FETÖ’nün darbecileri TRT’de “Yurtta Sulh Konseyi” adına bildiri okutmuşlardı ve o bildiride NATO’ya bağlılıklarının yanı sıra laikliğe/laik düzene de özel bir vurgu yapmışlardı!

*

Dini cemaat maskeli GLADIO örgütü olan FETÖ, 15 Temmuz’da ABD ve NATO’nun namına -Türkiye’yi işgal etmek amacıyla- darbeye kalkıştı.

Darbeyi başarsalardı; Türkiye’miz bağımsızlığını yitirecek; eskisi gibi Baronsal Gladio’nun (Üst Yapı) boyunduruğu altına girecekti!

Türkiye’deki Gladyo; uzun yıllar boyunca -ABD’ye bağlı bir “gizli devlet” mekanizması olarak- büyük bir baskıyla ve ısrarla laikçi bir rejimi dayattı…

Mesela, 28 Şubat “laikçi faşizmin” zirveye çıktığı bir dönemdi…

28 Şubat’ın Cuntası, Medya’dan Yargı’ya kadar geniş bir yelpazede brifingler verirken; generallere de TÜSİAD brifing vermişti!

Generallerin “İrtica ile Topyekûn Savaş” ilan ettiği o dönemde; işbu laikçi rejimin, aslında Fetullahçılarla sıkı bir işbirliği yaptığı dahası kapalı kapıların ardında Paralel Yapı’ya “tam yol ileri” denildiği son senelerde tümüyle açığa çıkmıştır.

Çok örnekleri var; sadece o dönemin başlangıcını sembolize eden misalle yetinelim…

Yirmi Sekiz Şubat darbesinin işaret fişeği olarak kurgulanan Müslim-Fadime Olayı’nın (28 Aralık’96) organizasyonu ve dahi uygulaması, Paralel Yapı’nın emniyetçileri tarafından yapılmıştı! (Rejisör, Mister Hunter’dı!)

Türkiye’deki gelmiş geçmiş tüm darbelerin arka planında ABD vardır; hepsinde de “NATO’ya bağlılık ve laiklik” söylemleri ön plandadır.

15 Temmuz’un da perde arkasında NATO/ABD vardı: Onların piyonu olarak sahne alan Pensilvanya Cuntası, korsan bildiride “laik düzene bağlılığını” özenle işaretlediğine göre; LAİKÇİLİK, Gladyoculukla ve darbecilikle “aynı kapıya çıkıyor!”

Laikçi faşist uygulamalar -uzun seneler boyunca- Türkiye’yi Batı’nın güdümünde tutabilmek amacıyla bir “manivela” olarak kullanılmıştır.

Sahnenin arkasında kalıp, ihtimamla uygulamayı yaptırtan “güç odağı” ise ABD’ye bağlı Türkiye’deki Baronsal Gladio’dur. Bir başka deyişle, Komprador Burjuvazi’dir.

Başta ABD olmak üzere -tüm Batılı devletler için- demokrasi sadece bir “göz boyamadan” veya illüzyon gösterisinden ibarettir…

Seçmen iradesinin “Batılı devletlerin kontrolü dışında” tecelli ettiği bütün ülkelerde, iktidarlar Haçlı Siyonist İttifakı’nın lokomotifi olan ABD’nin hedefi haline gelirler!

YOL VERDİLER

Pensilvanya’daki Locaefendi, 15 Temmuz’daki darbe girişiminden kısa bir süre sonra New York Times’a yazdığı yazıda “Batı’nın yanındayım. Beni Türkiye’ye iade etmeyin” demişti! Teröristbaşı Gülen aynı yazıda “Batı’nın Ilımlı Müslüman seslere ihtiyacı olduğu bir dönemde kendisinin ve arkadaşlarının Batı’nın hizmetinde olduklarını ilan etmişti!

“Ilımlı İslam!” CIA’in karargâhında üretilmiş bir tabirdir. Bu tabir, ABD’nin öncülüğündeki Haçlı ve Siyonist İttifakı’nın İslam’ı “ifsat etmeyi” nihayetinde “yok etmeyi” hedefleyen fevkalade sinsi projesinin adıdır! Bu proje için dini cemaat maskeli bir Gladio örgütü olan FETÖ üretilmiş ve istihdam edilmiştir.

Burada, “FETÖ’nün devlete sızması” derinlerdeki hadiseyi izah etmiyor, edemiyor! Ya, nedir? FETÖ’ye Türkiye’deki Gladio tarafından sistematik olarak yol verilmiştir! Yani, bu minvalde bir “görevlendirme” yapılmıştır!

Tam da burada en başa dönersek; 15 Temmuz’u özellikle “laikliğin önemi” üzerinden izah etmeye çalışmak da isabetli olmayacaktır. Hatta yanılsamaya neden olacaktır!

BİR KERE DAHA MASKESİ DÜŞTÜ

1990’lı yıllarda Paralel polisleri yetiştirmiş olan meşhur Emniyetçi Mister Hunter, birkaç gün evvel Halk TV’de -FETÖ’nün bahsi geçtiğinde- aynen şöyle dedi:

“Bu yapı suçlu ama terör örgütü değildir. Onlara terör örgütü diyemezsiniz. Onları PKK ile aynı kefeye koyamazsınız…”

*

Maskesinin bir kez daha düştüğünün resmidir:

251 vatan evladını katleden FETÖ’ye -zerrece utanmadan- “Terör örgütü diyemezsiniz” diyebiliyor!

Bu şahıs, 15 Temmuz’dan sonra ekran ekran dolaşıp “Darbenin arkasında ABD yok!” kuyruklu yalanını pazarlıyordu!

15 Temmuz’dan üç ay kadar önce; Mr.Hunter’ın hedef aldığı, haklarında bühtanda bulunarak hapse attırmak istediği üst düzey emniyetçilerden birisi olan TEM Daire Başkanı Turgut Aslan, darbe girişimi gecesi FETÖ’nün askerlerince başından vurularak ağır yaralanmıştı: Ancak aylar sonra sağlığına kavuşabildi.

15 Temmuz gazisi Aslan’a geçenlerde (20 Eylül) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından “Devlet Övünç Madalyası” takdim edildi.

YEDİ ŞEHİT

Dün PKK’lı teröristlerin hain saldırısı sonucunda Batman’da yedi askerimiz şehit oldu. Büyük bir acı yaşıyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum…

ABD elçiliği göstermelik bir kınama yayınladı ve “Terörle mücadelede Türkiye’nin yanındayız” yalanını bir kere daha tekrarladı. Haydut Devlet ABD, daima “patronu olduğu” PKK’nın yanındadır!

#FETÖ
#PKK
#Terör