ABD için çalışan etki ajanları, bu gerçeklerle asla yüzleşemez!

04:001/11/2017, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
Tamer Korkmaz

JFK Suikastı’ndan iki gün sonra Oswald’ı katleden Polonya Yahudisi Jack Ruby (Jacob Rubenstein) 1967’de hapishanede öldü: Hapishane hücresinde bir arkadaşına yazdığı mektupta “Lee Harvey Oswald’ın konuşmasını engellemek için enayi gibi kullanıldım. Gün gelecek, Lyndon Johnson’ın nasıl bir adam olduğunu göreceksin!” demişti.*Başkan Kennedy’nin yardımcısı Lyndon Johnson, Dallas’taki suikastı organize edenDerin Karargâhile işbirliği içindeydi.CIA’in SSCB’deki ajanlarının gönderdiği raporlara göre;

JFK Suikastı’ndan iki gün sonra Oswald’ı katleden Polonya Yahudisi Jack Ruby (Jacob Rubenstein) 1967’de hapishanede öldü: Hapishane hücresinde bir arkadaşına yazdığı mektupta “Lee Harvey Oswald’ın konuşmasını engellemek için enayi gibi kullanıldım. Gün gelecek, Lyndon Johnson’ın nasıl bir adam olduğunu göreceksin!” demişti.


*

Başkan Kennedy’nin yardımcısı Lyndon Johnson, Dallas’taki suikastı organize eden
Derin Karargâh
ile işbirliği içindeydi.

CIA’in SSCB’deki ajanlarının gönderdiği raporlara göre; Sovyet yönetimi, “JFK Suikastı’nın ardında Amerikan derin devletinin ve Lyndon Johnson’ın bulunduğu” görüşündeydi.

Kennedy’nin içinde vurulduğu üstü açık arabanın “güzergâhını değiştirtip, konvoyun Elm Caddesi’nden geçmesini sağlayan” kişinin Lyndon Johnson olduğu öne sürülmüştür: İddia, eski başkanlardan Nixon’ın stratejisti Roger Stone’un “Kennedy’yi Öldüren Adam” adlı kitabında yer alıyor.

JFK’in katledildiği 22 Kasım (1963) gününün akşamında; Johnson’ın bazı kritik telefonlar ettirerek “Oswald’ın cinayetle suçlanmasından bütün delillerin FBI’a teslim edilmesine kadar” muhtelif talimatlar verdirdiği de ortaya çıkmıştır!

*

Johnson “Air Force One, Dallas’tan içinde bir başkan olmadan havalanamaz” diyordu! Kennedy’nin öldürülmesinden saatler sonra “başkanlık yemini” ederken, yanında şoktaki Jackie Kennedy de vardı.

Böylelikle, Lyndon Johnson Beyaz Saray’ı devralmış; “Hükümet Darbesi” tamamlanmıştı!

New Orleans Eyaleti Başsavcısı Jim Garrison (1921-1992) Clay Shaw’un yargılandığı mahkemede Kennedy Suikastı’nı
“devlet içi darbe”
olarak tanımlamıştır.

Kennedy Suikastı esnasında Elm Caddesi’nde konuşlanan CIA timlerini organize eden Shaw, jüri tarafından “suçsuz!” bulunmuştu.

Mahkemenin sonuçlanmasından beş yıl sonra (1974) Shaw’un “akciğer kanserinden öldüğü” açıklandı:

-Cesedine otopsi yapılmasına izin verilmedi!

*

Clay Shaw’un mahkemesinde, Başsavcı Jim Garrison suikasttaki resmi tezi baştan aşağı çürüterek yerle bir etmiştir.

Garrison, suikast esnasında video kamerasıyla Başkan’ın geçişini Elm Caddesi’nin kenarındaki çimenli tepecikte filme alan Abraham Zapruder adlı bir ABD vatandaşının çektiği görüntüleri delil olarak kullandı. Bu görüntüler, JFK’in kitap deposunun yanı sıra “çimenli tepecik tarafından da ateş altında kaldığını” kanıtlıyordu. Başkanın kafasını parçalayan nihai atış buradan yapılmıştı!

Başsavcı, mahkemede bu görüntülerin Time-Life binasında bir kasada kilitli kaldığını ve kasten Amerikan halkına izlettirilmediğini söyledi! (1 Mart 1969)

Gerçekleri hasıraltı eden resmi tez; kitap deposunda mevzilenen Oswald’ın yani tek suikastçının üç kurşunla başkanı vurduğu, ayrıca önde oturan Teksas Valisi Connaly’yi yaraladığı yalanına dayalıydı…

Buna mukabil, tam elli bir tanık “öldürücü kurşunların kitap deposunun hemen yakınındaki çimenli tepecik tarafından geldiğini” söylediler!

Abraham Zapruder’in çekim yaptığı yerin “sağında kalan tepeciğin” yukarısındaki tahta perdelerin bulunduğu ağaçlı kısımda konuşlanmış olan CIA tetikçilerinin ateşi sonucu limuzindeki John Kennedy ikinci atışta boğazından vurulmuştu…

Aynı taraftan gelen altıncı (sonuncu) atış ise Başkan’ın kafasını sağ tarafından parçalamıştı!

Olay yerinde üç farklı CIA timi mevzilenmişti…

Bu nişancı timlerden ilki Oswald’ın çalıştığı kitap deposunda; ikincisi onun yanındaki Del-Tex binasında, üçüncüsü ise çimenli tepeciğin hemen arkasında konuşlanmışlardı.

Oswald’ın yalnızca “gözcü” olarak görevlendirildiği (tetikçi olarak yer almadığı) Kitap Deposu’nun “altıncı katındaki tetikçilerin kurşunlarından” sadece birisi (üçüncü atış) JFK’i vurmuştu…

Öldürücü atışlar ise çimenli tepeciğin bulunduğu kısımdaki timden gelmiştir.

Bütün bu hususlar, “yıllar öncesinden kanıtlandığı halde” halen daha “Kennedy’ye sadece tek zaviyeden yani kitap deposundan ateş edildiği” yalanı ısrarla tekrarlanıyor!

O gün “tüfeğini asla ateşlemediği” belgelenmesine ve de suikast esnasında kitap deposunun ikinci katındaki kafeteryada bulunduğu ortaya çıkmasına rağmen Oswald halen daha katil olarak sunuluyor!

*

CIA’de uzun süre çalışmış olan Robert Morrow, Kennedy Suikastı’nın
“CIA tarafından planlandığını”
Kasım 1992’de ifşa etmiştir!

Morrow, ayrıca dönemin FBI Başkanı Edgar Hoover ile JFK’in yardımcısı Lyndon Johnson’ı suikastı yönetmekle suçlamıştır…

Birinci George Bush’un ise 1976’da getirildiği CIA direktörlüğü sırasında “Kennedy Suikastı’nın perde arkasını iyi bilmesine rağmen özellikle sessiz kaldığını” dile getirmiştir.

Baba Bush’un Beyaz Saray’daki son yılında (1992’de); Amerikan Kongresi, Kennedy Suikastı soruşturmasının belgeleri için “yirmi beş yıllık gizlilik kararı” almıştı!

#ABD
#CİA
#Metin Topuz