Kod adı "siyah"

Hürriyet yazarı Fatih Altaylı''nın MİT ile organik ilişki içerisinde olduğu iddiasında Mehmet Eymür. İnternet''teki sitesinde bunu açık açık yazdı.

Mehmet Eymür''ün İnternet sitesini Türkiye''de duyuran Sabah''ın Washington muhabiri Savaş Süzal, beni görünce, "Yeni bir site haberim var" dedi... Aynı gün, Washington''a yerleşik başka meslektaşlar, "Duydun mu?" diye önümü kestiler... Duymamı istedikleri, Eymür''ün Hürriyet yazarı Fatih Altaylı ile ilgili yazdıklarıydı. ''www.atin.org'' adresine girip yazılanları hemen okudum...

Ne kadar talihsizsiniz... Bizi Washington''da hareketlendiren haberi Türk gazeteleri gözardı ettiler... Oradayken, "Herhalde meslek kuruluşları ayaklanmış, resmen ''ajan'' olduğu halde aramızda ''gazeteci'' gibi dolaşanlar konusunda soruşturma başlatmışlardır" diye düşünmüştüm. Döndüğümde, kimsenin kılının kıpırdamadığını görüp çok şaşırdım. Eymür''ün, "Türk basınında ''ajan'' denilebilecek çok gazeteci var" sözleri aklıma geldi, ürktüm...

Bir konu yanlış anlaşılmasın; İstihbarat dünyasının simge isimlerinden Mehmet Eymür herhangi bir kişinin MİT ile irtibatlı olmasına itiraz etmiyor. Eymür''ün görüşü şu: "Gelişmiş toplumlarda millî teşkilâtlara hizmet, onur kırıcı ve şerefsiz bir davranış olarak algılanmıyor; çünkü orada insanlar istihbarat teşkilâtlarının devletin vazgeçilmez ve yararlı bir unsuru olduğuna inanıyorlar. Millî teşkilâtlarını ve orada çalışan insanları seviyorlar. Onları cemiyetin dışındaki varlıklar gibi görmüyorlar. Hata yapan olursa da hesabını soruyorlar." Eymür, gazetecinin istihbarat örgütüyle para veya çıkar üzerine ilişki kurmasına karşı...

Hürriyet yazarı Fatih Altaylı''nın MİT ile organik ilişki içerisinde olduğu iddiasında Mehmet Eymür. İnternet''teki sitesinde bunu açık açık yazdı. O kadar açık ki, Hürriyet yazarının kendisinde bulunan telefon numaralarını vermekten de çekinmedi. En iyisi, Eymür''ün çarpıcı satırlarını aynen nakletmek:

"Altaylı, görevli olduğum yıllarda MİT İstanbul Bölge Başkanlığı''nın numaralı ajanıydı. Teşkilâta yanaşması, bazı terör örgütleri ile özel ilişkilerini belirtmesi suretiyle olmuş. Hani herşeyi yapabileceğini, her imkâna sahip olduğunu söyleyen, hayali geniş, atıcı tipler var ya, bu da onlardan biri. Ancak bu konuda kaydadeğer hiçbir faydası olmadı (hangi konularda faydası olduğu zaten ortada). Zaman zaman Ankara''ya, karargâha, daha üst seviyede bilgi vermeye ve hareket tarzı için tâlimat almaya geliyordu. Bu gelişlerinin birinde ben araba yollayıp havaalanından aldırmıştım. Bu sebeple ''532 217-2858 ilâ 212 651-8967'' numaralı telefonları halen cep defterimde kayıtlı duruyor. Merak eden varsa telefon kayıtlarına bakıp, kimlerle temas ediyordu bulurlar."

Anlaşıldığı kadarıyla, Fatih Altaylı, "Ben bir terör örgütünün içindeyim" diye yanaşmış MİT''e ve o gün bugündür irtibatını sürdürüyor. Uzaktan kumandalı bir irtibat da değil onunkisi; ara sıra da olsa Eymür''ün ''karargâh'' dediği MİT merkezine gidip ''tâlimat'' da alıyor... Geleceğini haber veriyor, teşkilâtın arabasıyla aldırıyorlar... İlişkinin parasal yönü de olduğu kanaatinde Eymür; bu konuda şunu yazıyor: "Altaylı''ya ne kadar para ödeniyor bilmiyorum. Zaten bu gibi hususlar sadece ajanı sevk ve idare eden yöneticileri tarafından bilinir. Görevini hayli başarılı yaptığına göre bayağı yüksek paralar alıyordur."

Hürriyet''in yayınından sorumlu Ertuğrul Özkök, yazarlarını ''sevk ve idare'' edenin kendisi olduğunu sanadursun, bilebilecek durumdaki biri, "Fatih Altaylı''yı sevk ve idare eden MİT''tir, oradaki görevlilerdir" iddiasında...

Dehşete kapıldınız değil mi? Aslında, Mehmet Eymür gibi aileden istihbaratçı ve hayatının bütünü teşkilât içinde geçmiş biri için böyle bir ifşaatta bulunmak hiç de kolay değil. Nitekim, dikkat edilirse, Fatih Altaylı dışında bir isim açıklamıyor Eymür. Başkaları tarafından daha önce deşifre edilmemiş birinin ajanlığını ileri sürmek niyetinde değil. Hürriyet yazarının "MİT ajanı" olduğuna dair iddianın ilk sahibi de zaten o değil. MİT''in eski yöneticisinin bütün yaptığı, Haluk Şahin''in 28 Mart 1999 tarihli "Kiralık Kalem" yazısında kod adı ''Siyah'' olarak verilen gazetecinin kimliğine ışık tutmaktan ibaret...

Hürriyet''i de çıkaran Doğan Medya Grubu''na ait Radikal gazetesinde çıkan yazısında, Haluk Şahin, "İğrenç" sıfatını yakıştırdığı bir gazeteci türünden bahsediyor... "Mesleğin gırtlağına yapışmış zehirli yılandan beter" dediği bu türün, "Gizli servis ve odaklardan aldıkları para karşılığı, tâlimatla yazı yazdıklarını, gazeteciliğin en kutsal erdemi olan bağımsızlığı sattıklarını" belirtiyor...

İlk elde ''soyut'' gibi gelebilecek bu iddiaya örnek bir tipten de söz ediyor Haluk Şahin. "Radikal yazarı ve Kanal D haber genel yönetmeni Tuncay Özkan, ne yazık ki, en büyük gazetelerimizden birinde en önemli sütunlardan birini hergün kirleten bir kiralık kalemi, birkaç ay önce üç kez ifşa etti. ''Siyah'' kod adlı bu kalemşörun hafta sonlarında adına çalıştığı gizli servisin binasına saklanarak gittiğini ve zarflar aldığını yazdı."

Mehmet Eymür, "Siyah kod adlı gazeteci Fatih Altaylı''dır, MİT''e gelir tâlimat alırdı; ilişkisi parasaldır, ama ne kadar aldığını kendisini sevk ve idare eden görevli bilir" demekte... Yani bütün yaptığı, zaten deşifre edilmiş bir ajan için fikir yürütmek...

Devam edeceğiz de, şimdilik ilk sorumuzu soralım: Bizim basın bu konuda neden suskun?