1980 Anamur (Mersin) doğumlu. Kartal Anadolu İmam-Hatip Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. 2011-2016 arasında Sabah gazetesinde çalıştı. Ortadoğu ve İslâm dünyası, Kılınç'ın hem çalışma sahası, hem de kendisini en huzurlu hissettiği coğrafya. Yayımlanmış 16 kitabı olan Taha Kılınç evli, 3 çocuk babası.
Ulu kadı Ebu Saad el Haravi sarıksız, kafası matem işareti olarak kazınmış bir şekilde, el-Mustazhirbillah’ın geniş divanına bağırarak girer. Peşinde, gözü yaşlı bir sürü yoldaşı vardır. Bunlar onun her sözünü gürültülü bir şekilde onaylamakta ve tıpkı onun gibi, kazıtılmış kafanın altında haşmetli bir sakaldan meydana gelen tahrik edici bir görüntü sunmaktadırlar. Sarayın önde gelenlerinden birkaçı onu sakinleştirmeye çalışır, ama onları horlar bir şekilde iten kadı, salonun ortasına doğru kararlı bir şekilde ilerler, sonra kürsüsünden konuşan bir vaizin coşkulu hitabeti içinde, mertebeleri hiç dikkate almaksızın herkese birden nutuk çeker:
Suriye’deki kardeşlerimizin deve eyeri ya da akbaba midesinden başka oturacak yerleri yokken, siz bir çiçek gibi uçarı bir hayatın içinde, huzurlu bir güvenliğin gölgesinde uyuklamaya nasıl cüret ediyorsunuz? Ne kadar çok kan döküldü! Ne kadar çok güzel kız, tatlı çehrelerini utançtan elleriyle örtmek zorunda kaldı! Yiğit Araplar hakarete alıştılar mı ve kahraman İranlılar şerefsizliği kabul mü ettiler?
Arap vakanüvisler, bu “gözleri yaşlarla dolduracak ve kalpleri coşturacak bir konuşmaydı” diyeceklerdir. Konuşmayı duyan bütün oradakiler iç çekmeleri ve ağlamalarla sarsılmışlardır. Fakat el Haravi, onların hıçkırıklarını istememektedir.
Kılıçlar savaş ateşini canlandırdığında, insanın en kötü silahı gözyaşı dökmektir, der.
Lübnan asıllı dünyaca ünlü yazar Amin Maalouf, bu anekdotu, kült eseri 'Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri'nin girişinde aktarır. Hikâyenin devamı, eserin 81’inci sayfasında şöyle anlatılır:
“Ebu Saad el Haravi, 19 Ağustos 1099 Cuma günü, arkadaşlarını Bağdat Ulu Camii’ne götürür. Öğlen olup da müminler dört bir yandan cuma namazını kılmaya gelirlerken, ramazan olmasına rağmen saygısız bir şekilde yemek yemeye başlar. Birkaç saniye içinde etrafında öfkeli bir kalabalık birikir, askerler onu tutuklamak üzere yaklaşırlar. Ama Ebu Saad ayağa kalkar ve etrafındakilere sükûnetle, binlerce Müslüman'ın katledilmesi ve İslâmiyet’in kutsal yerlerinin tahribi karşısında tamamen kayıtsız kalırlarken, birinin orucunu bozması karşısında nasıl bu kadar altüst olmuş gözükebildiklerini sorar. Böylece kalabalığı sus-pus ettikten sonra, Suriye’nin uğradığı felâketleri ve özellikle de Kudüs’ün başına gelenleri anlatır. İbn el Esîr, ‘Mülteciler ağladılar ve ağlattılar’ diyecektir.”
Yaklaşık bin yıl öncesinin Ortadoğu’sunu betimlemesine rağmen, sahneler ne kadar tanıdık ve yaşananlara kayıtsızlıklar bugünküne ne kadar benzer, öyle değil mi?
***
İlk baskısı 1983’te yayımlanan 'Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri', isminden de anlaşılacağı üzere, Haçlı Seferleri’nin Arap kaynaklarına nasıl yansıdığına, Müslüman dünyanın bölgeyi istila eden işgalci sürülere nasıl reaksiyon gösterdiğine ve gelişmeleri nasıl yorumladığına odaklanıyor. Hasan Sabbah ve fedailerinin suikastlarıyla Haşhaşî hareketinin ayrıntılı tarihi, kitabın en dikkat çekici bölümlerinden birini oluşturuyor. Ve elbette, kitap Salahaddîn Eyyûbî’nin askeri ve siyasi kariyerinin dört başı mamur bir anlatımını da içeriyor. Hatta, Salahaddîn’le ilgili Türkçe'deki en doyurucu kaynaklardan biri de denebilir kitap için.
'Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri'nin Müslüman bir okuyucu için en sarsıcı tarafı, konu edilen dönemdeki İslâm dünyasının, bugünküyle büyük benzerlikler içermesi. Giriş kısmında alıntıladığım bölümlerde de görüldüğü gibi, sadece isimler ve tarihler değiştirilse, günümüzün trajedilerini de aynı cümlelerle anlatabiliriz. Coğrafyanın yeniden ciddi bir krize sürüklendiği ve işgaller silsilesine uğradığı böyle bir zamanda, tarihin tatsız şekilde tekerrür edişi, epey can sıkıcı.
Kitap, Haçlı sürüleri Ortadoğu’yu işgal ederken Müslüman dünyadaki iç kavgaları ve siyasi çekişmeleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bizim genellikle 1187’deki Hıttin Savaşı’yla ve akabinde Kudüs’ü fethiyle andığımız Salahaddîn Eyyûbî’nin, bozguncu ve desiseci Müslüman yöneticilere karşı ne büyük bir mücadele vermek zorunda kaldığını da yine Maalouf’un çarpıcı tasvirlerinde okumak mümkün. 'Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri', yazarının romancı kimliğiyle yaptığı küçük şekilsel dokunuşlar dışında, tümüyle dönemin kaynaklarına ve Arap tarihçilerin eserlerine dayanan bir metin. Bu yönüyle, kitabın bir 'dönem panoraması' olduğu da söylenebilir.
***
“Kudüs’le ilgili ne yapabiliriz?” sorusunun ençok sorulduğu günlerdeyiz yine. Hep gündemimizde olması gereken ama maalesef ancak siyasi şoklarla gündemimizde yer bulabilen Kudüs’ü kavrayabilmek, derinlikli okumaları ve kafa çatlatan metinleri devirmeyi gerektiriyor. Karınca kararınca yapılmaya çalışılan eylemler, konferanslar, seminerler vs. elbette anlamlı, ama daha fazlası, daha derini ve daha niteliklisi için de kollar sıvanmalı.
Elimde bir yetki ve yaptırım gücü olsa, 'Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri'ni her Müslüman'a mutlaka okuturdum ben mesela. Milli eğitim bakanı olsam, okullarda bu kitabın okutulmasını zorunlu tutardım. “Kudüs’e karşı görevlerimiz” listemin ilk sıralarında bu kitabın mutlaka okunması yer alıyor çünkü.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.