Yeni Şafak

“İslâmî yönetim” derken…

01:001/02/2025, Cumartesi
G: 1/02/2025, Cumartesi
Taha Kılınç

Son haftalarda, Suriye’de yaşanan süreç hakkında yaptığım bütün konuşmalarda şu soru mutlaka soruluyor: “Nasıl bir yönetim modeli oluşturulacak? İslâmî bir yönetim mi, yoksa demokrasi mi?” Muhataplarımı biraz yoklayınca, demokrasiyi “Batı kaynaklı” olduğundan dolayı tamamen reddettiklerini, “İslâmî yönetim” derken de tam olarak neyi kastettiklerini net şekilde bilmediklerini, bazı dilek ve temennilerden ibaret cümleler kurduklarını fark ediyorum. Örneğin şu sorulara verilen cevapların hep muğlak

Son haftalarda, Suriye’de yaşanan süreç hakkında yaptığım bütün konuşmalarda şu soru mutlaka soruluyor: “Nasıl bir yönetim modeli oluşturulacak? İslâmî bir yönetim mi, yoksa demokrasi mi?” Muhataplarımı biraz yoklayınca, demokrasiyi “Batı kaynaklı” olduğundan dolayı tamamen reddettiklerini, “İslâmî yönetim” derken de tam olarak neyi kastettiklerini net şekilde bilmediklerini, bazı dilek ve temennilerden ibaret cümleler kurduklarını fark ediyorum. Örneğin şu sorulara verilen cevapların hep muğlak ve teorik kaldığını görüyorum: “Bir yönetimi İslâmî kılan şey nedir?”, “Sistem anlamında İslâmîleşmekten söz ettiğimizde, mesela seçimlerin yapılması İslâm dışı bir uygulama mıdır?”, “Seçim pratiğini İslâmî sistemin dışına itersek, devlet başkanı ve yönetici kadro hangi usulle belirlenecektir?”, “İslâmî bir sistemde, devlet başkanının değişmesi icap ettiğinde, nasıl bir mekanizma işletilecektir?”, “İslâmî bir yönetim, hâkim olduğu coğrafyada hiçbir günahın işlenmemesine mi odaklanmalıdır? Peki, bu mümkün müdür?”, “İslâmî bir yönetimde, Müslümanca hayat yaşamak istemeyenlere nasıl muamele edilecektir?” Sorular bu minvalde uzayıp gidiyor.

“İnsanoğlunun tarih içinde ulaştığı en mükemmel yönetim usulü” olarak sunulan demokrasinin çok sayıda ciddi arızayı beraberinde getirdiği malum. Bugün dünya çapında demokrasiye yönelik eleştirilerin yaygınlaşmasında ve “anti demokratik” yönetimlere ilginin artmasında, aynı arızaların tesiri büyük. Demokrasiye getirilen İslâmî eleştirilerse, daha çok, “İlâhî kanunlar yerine beşerî kanunlarla yönetim” ve “insanoğlunun tek karar mercii haline getirilmesi” noktasında yoğunlaşıyor. Peki, tamamen şeffaf ve modern standartlara uygun yapılacak seçimlerle Müslüman kadroların işbaşına gelmesi ve kuracakları yönetimde de tümüyle “İslâmî ilkeleri” tatbik etmeleri mümkün mü? Pratikteki birçok zorluğa rağmen, teorik olarak mümkün.

Suriye örneği üzerinden ilerleyelim mesela. Her alanda harabeye dönmüş bir ülkeyi ayağa kaldırmak üzere işbaşına gelen Ahmed Şara liderliğindeki yeni yönetimin aşağıdaki dört ilkeyi öncelikli şekilde benimsediği görülüyor. Parantez içi yorumlar bana ait:

* Aksamadan işleyen bir adalet mekanizmasının kurulması

(Böylece toplumdaki istisnasız herkes kendisini güvende hissedecek, herhangi bir durumda adaletsizliğe uğramayacağının bilincinde, huzurlu biçimde yaşayacaktır.)

* Asayişin ve sulhun sağlanması

(Beden dokunulmazlığından seyahat emniyetine, devlet her konuda vatandaşlarının günlük hayatında asayişin ve sulhun korunmasının garantörüdür. Asayiş ve sulhun ihlali, caydırıcı biçimde cezalandırılacak, suiistimallere kapı aralanmayacaktır.)

* Hayrın teşvik edilerek şerrin frenlenmesi

(Devlet, vatandaşlarının akıl, ruh ve beden sağlığının korunmasından birinci derecede sorumludur. Bu noktada alınacak siyasî ve sosyal tedbirlerin hepsi, devletin uhdesindedir. Toplum sürekli iyiliğe teşvik edilecek, kötülüklerin önü kapatılacaktır. Ancak bu yapılırken tepeden inme yasaklarla ve zorlamayla hareket edilmeyecek; her alanda kapsamlı bir eğitim ve bilinçlendirme faaliyeti ortaya konacaktır. Böylece “İslâmî bir atmosfer” ve onun getireceği “sosyal davranış kodları” tedricî biçimde kendiliğinden oluşacaktır. Neticede, İslâm’ın pratik emir ve yasaklarına uymayı tercih etmeyenler bile, genel atmosfere uyum sağlayacaktır.)

* Refahın dengeli bir şekilde dağıtılması

(Ekonomik kaynakların halk katmanları arasında dengeli bir şekilde dağıtılması ve asgari bir refah düzeyinin oluşturulması, devletin aslî vazifelerindendir. İslâm’da zekât müessesesi, söz konusu dağıtımın en pratik vesilelerinden biridir.)

Kaynaklar dikkatle tetkik edilirse, siyaset kurumundan ve herhangi bir yönetimden İslâm’ın beklediklerinin de bu dört ana esas -ki bunlara bazı alt kategoriler eklenebilir- etrafında şekillendiği rahatlıkla anlaşılır. Dolayısıyla söz konusu hedefleri gerçekleştirebilen bir yönetimin “İslâmî” olduğu söylenebilir. İdarenin yöntemi, adı, kurumları vb. tamamen sahih örfe ve o günün İslâm’a aykırı olmayan kabullerine dair detaylardır. Öte yandan, bu hedefler tahakkuk etmediğinde “İslâmî yönetim”den bahsetmek de mümkün değildir. İsterse o yönetimin adı “İslâm cumhuriyeti”, “İslâm emirliği”, “Hilâfet” vb. olsun.

Bütün dünya gibi Türkiye Müslümanları olarak bizim de dikkatle izlediğimiz Suriye örneği, İslâm siyaset literatürünün zenginleşmesi adına dikkat çekici bir tecrübe olacak gibi görünüyor.

#Toplum
#İslam
#Taha Kılınç
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocLBtDVJviOBEruORZi6YBwbAxkkOhO3hE6DDn_2FSuZv3aYsQ=s96-c
ltstr

Peki o şeffaf bilmem ne seçimler sonucunda gayri İslami anlayış iş başına gelirse durum nasıl olacak? Elzem mi illa insanların demokrasi denilen pazara kendini döküp bir şeyler satmaya çalışması?

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
1
1 a önce
ebrucuayse25

selamlar, ben de daha adını bile yeni duyduğum Ahmet Şara için dualar ederken buluyorum kendimi. ülkesini çiçeklendirmesini istiyorum. kendi ülkemizden sonra en çok ona feraset basiret nusret istiyorum Rabbimizden. ne güzel yazmışsınız inşallah bu güzel temennilerle Hakkaten çiçek gibi büyüyen bir Suriye görürüz.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJasFTJFUN63OIpmkfdLAKqiOLAF8uaG7CA8gw1jBh8kYhTAOM=s96-c
2
1 a önce
AhmetBalkaya

Yeni Şafak’ın ‘Almanya afd’yi yasaklamayı planlıyor’ başlıklı haber ile ilgili fikrimi paylaşmak için yazdığım yorumu Taha Kılınç beyin bu yazısına rastlayınca buraya yazmak istedim, çünkü Almanya olsun, Suriye olsun, Türkiye olsun, mesele yönetim şekli ve demokrasi ve bu konuda alman, Suriye, Türkiye ve tüm ‘demokrasiyle’ yönetilen halkların bilinçsizliğidir. Çoğu insanların alışageldiği, başka bir şey tanımadığı, basit iddialarla ikna edildiği ve sorgulamaya ne niyeti olduğu, ne de bilgisi yeterli olduğu siyasi partiler ve seçim sisteminde oyunu verir ve seçimler vasıtasıyla bir sonuç elde edilir. Peki burada sonuç elde eden kim, asıl düzeni kurup beklediği sonucun tasdikini bekleyen kim? Edward Snowden’den sonra demokratik cumhuriyetler serabı ilk yırtıklar almaya başladı ve bugün insanların gözleri abd ve yahudi vahşetiyle biraz daha demokrasi serabının arkasındaki hakikati yakalayabildi. Demokratik devleti, imtiyazlarını muhafaza etmeye yarayan bir araç olarak kullananların kurulu düzenini bir nebze görebildi. Ancak gittikçe artan sayıda insan bu serabın arkasındaki acı hakikati görmektedir, bu sebeple bu demokrasi serabı tümüyle yıkılmaya gebe. Hakikatin komplo teorilerin çok daha ötesine geçen, ahlak bildiğimiz kavramı bilmeyen, hayvânî bir seviyede güç biriktirme yolunda sınır tanımayan zümreler, kendilerine dokunmadıkça, çarklar lehlerine dönmeye devam ettikçe, seçimlerin güya demokrasinin pratik uygulaması olduğu ve sonucu, halk iradesinin tecellisi olduğunu iddia eder ve o güya halkın iradesine dokunulmazlık ve akıl ötesi bir kutsallık atfederler. Ama ne zaman sezerlerki seçimin sonuçları imtiyazlarını muhafaza etmek için kullandıkları devlet aracını ellerinden alacak, kurulu düzenlerine dokunacak, çarklar aleyhlerine dönmeye başlayacak, o vakit seçimlerin güya demokrasinin uygulaması olduğunu, sonucu halk iradesinin tecellisi olduğunu ve bu güya halkın iradesi dokunulmaz ve akıl ötesi bir kutsal olduğunu bakmışsınız unutur ve işlerine gelmeyen seçeneği ortadan kaldırmaya girişirler. Bu, kendi elleriyle yapıp taptıkları putu acıkınca yemeğe benzer. Yahudi almanya’da düğmeye bastı, ama Müslüman katletmekle meşgul olduğu için almanya ile ilgilenmekte geç kaldı. Afd’yi alman halkına rağmen belki bu sefer yasaklattırabilirler, ancak bundan sonra yahudi ne yapsa yapsın kaçınılmaz akıbetine götüren tek yönlü yoldan artık dönüşü olmadığı gibi Türkiye’de, daha zaman alsa da, atatürk putçuluğu demokrasisi’nin de geleceği yoktur, hilafet ve şeriat nizamıyla tasfiye edilecektir.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AAcHTteiQSgF8Pi95_j6xbQHq3bRyR11M5ncw4ZfzvGtTnpR=s96-c
2
1 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocIbAu-aYq4lQy7nwUw3DUXtYU6pv6hsJ8lNmc22NZ0GaPND0A=s96-c
muhammetgumuslu10038

heyecan verici. Allah beni arasın bu makaleyi İnşallah bir temenni olarak değil Suriye'nin liderlerini bizzat gözlemleyerek ve tanıyarak yazmışsınızdır

https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJib2DinbtGi5yHOl_LVquNulNo6diixnwrMJnop1SRZyedoQ=s96-c
1
1 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/AATXAJzhcpcmyNNgA_oU1fhxznbcXE4roD-cCvQhRWfX=s96-c
kudbu55626

Müellif diyor kİ: Muhataplarımı biraz yoklayınca, … “İslâmî yönetim” derken de tam olarak neyi kastettiklerini net şekilde bilmediklerini, bazı dilek ve temennilerden ibaret cümleler kurduklarını fark ediyorum. “… şu sorulara verilen cevapların hep muğlak ve teorik kaldığını görüyorum.” Müellifin Şara’nın ana maddelerine getirdiği yorumlar bolca antidemokratik tedbirler barındırıyor. Böylece muhataplarında bulamadığı netlik kendisinde de kayboluyor ilaahiri. Son cümlesi ümitvar.

1 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJyq9AOyCRioFsS5Zaak5YAjt-bK3sKQyjn4n0UWfqF=s96-c
tarikg35335

Osmanlı Devleti'nin uyguladığı hukuk sistemi örnek alınmalı bence.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
1
1 a önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.