Şu aralar, kör topal da olsa,
Avrasya’nın üç devleti arasında başlamış olan işbirliği süreci
Batı tarafından
isteniyor. Rusya, en büyük parça olarak Ukrayna’da ne zaman ve nasıl biteceği belli olmayan bir savaşın içine itildi. İran, derhâl vaziyet alarak Rusya’nın yanında yer aldı. Vaktiyle sütten ağzı yanmış olan Türkiye ise, bu defâ akıllılık yaparak tarafsızlık siyâseti ortaya koydu. (Bu, hiç şüphesiz Rusya için İran’ın verdiği destekten daha kıymetliydi). Batı, Türkiye’yi kesinlikle birinci derecede Rusya ve ikinci derecede İran’dan, onları da Türkiye’den uzaklaştırmak istiyor. Eğer bu olmazsa, yapacağı, tam aksine Türkiye’yi Rusya ile aynı kaba koyarak açıkça düşmanlaştırmak olacaktır. Türkiye-İran ilişkileri çok daha kırılgan. Nitekim Âzerbaycan- Ermenistan savaşı bunu gösterdi. İran, kendi içinde Türklük sorununun büyüyeceğini düşünerek ve de büyük bir hatâ yaparak Ermenistan’ın yanında yer aldı.Bunun Türkiye-İran ilişkilerini gerdiği kadar, Rusya-İran ilişkilerini de gerebileceği âşikâr. Çünkü Ermenistan, İran’ın desteğini alırken, Rusya ile arasına mesâfe koyarak, tercihini Batı’dan yana yaptığını açıkladı. Pelosi’nin, CIA ve MI6’nın en yüksek perdeden Ermenistan’a yaptıkları ziyâretler bunu gösteriyor. Ne tuhaf değil mi? Batı’nın düşmanı, Rusya’nın dostu İran, Ermenistan odağında, Batı’nın partneri oluyor ve sâdece Türkiye ve Azerbaycan’ın değil, Rusya’nın da karşısına geçebiliyor. Diğer bir tuhaflık ise İsrâil’in, Azerbaycan’ın yanında yer alarak ABD ve Fransa’nın siyâsetlerini paylaşmaması. Ama bu, sâdece bir görüntü.
Son kertedeki İran-İsrâil hesaplaşmasının bir ayağının Kafkasya’da yaşanacağı
anlaşılıyor. Türkiye’ye bir
hediye eden Batı, İran’a da bir
hediye edecek. İran’daki rejim de buna savunma refleksi üzerinden teşne. Gâliba düğmeye basıldı.. İran’daki Âzerbaycan Sefâreti’ne karşı yapılan son terör eylemleri ve ardından gelen İsfahan’daki saldırılar buna işâret ediyor.