Putin’in
ilân etmesi, geriye çevrilmesi pek de mümkün görünmeyen bir süreci daha da tırmandırdı. Belki süreci geri çevirmek yolundaki son ihtimâl BM toplantısıydı. Putin, son açıklamalarından birisinde, mağlûbiyeti kabûl ettiği yolunda yorumlanmasını da göze alarak Rusya’nın savaşı bitirmekten yana olduğunu ilân etti. Ş
Erdoğan ile yaptığı görüşmede Putin’in Türkiye ve BM vasıtasıyla barış müzakerelerine hazır olduğunu dile getirmiş olduğunu düşünüyorum. Nitekim Türkiye, barış teşebbüsünü
’ye taşıyarak, en üst seviyede, Erdoğan’ın ağzından dile getirip buna hazır olduğunu, üzerine düşeni yapacağını açıkça beyân etti. Lâkin bu
köhnemiş kurumun çürük zeminlerinde,
Erdoğan’ın teşebbüsünü destekleyecek en küçük emâre hissedilmedi. Putin muhtemelen bunu bekliyordu. Vakit geçirmeden, evvelâ Dombass’da, bölgenin Rusya’ya bağlanması için bir referanduma gidileceğini ilân etti. Neticesi baştan belli olan bu referandum sonrasında, Ukrayna ordusunun Dombass’ı kurtarmak adına yapacağı muhtemel saldırıların Rusya’ya yapılmış sayılacağı ve savaşın boyutlarını değiştireceğini kestirmek zor olmasa gerekir. Rusya bu adımla berâber, Ukrayna’yı saldırgan kılacak bir pozisyon yaratmış oluyor. Bir bakıma Zelenski idâresinin ayağının altındaki halıyı çekerek onu boşa düşürüyor. Bu operasyonun hayli başarılı sayılması gereken bir adım olduğunu teslim etmemiz gerekiyor.
Rusya’nın elinde koz olarak Kosova var.
Batı’dan gelebilecek itirazları, Kosova’yı işâret ederek tesirsizleştirecektir. Putin, Dombass’ın Rusya’ya bağlanmasının Batı saldırılarını büyüteceğinin farkında. Bunun için de vakit kaybetmiyor ve Rus milletine târihî bir konuşma yaparak kısmî seferberlik ilân ediyor. Ukrayna’nın yüzde yirmisini işgâl etmiş olan R
us ordusunun bâzı yerlerde geri çekilmiş olmasını
da bu çerçevede değerlendirdiğimi söylemeliyim. Rusya, bu hareketiyle
konsolide edeceği sınırları
belirlemiş oluyor.