Çok sıcak geçen yaz günlerini idrâk ediyoruz. Temmuz sıcakları bastırdı. İklim döngüleri itibârıyla bunun sonu elbette sonbahar. Sıcaklar yerini, asırlardır yaşandığı üzere daha serin havalara bırakacak. Kasım ayında ise mâlûm, ABD’de seçimler yapılacak. Neticesi tekmil dünyâyı alâkadar eden kritik bir seçim bu. Tuhaf bir şekilde, tabiî iklim döngülerinin tersine, siyâsal iklimin Temmuz’dan Kasım’a daha da ısınacağı anlaşılıyor. Kasım’a kadar geçecek olan zaman pek çok şeye gebe. Sonrası ise daha
Doğrusu ben, Trump’ın zaferi mevzusunda o kadar emin olamayan-lardanım. Orası ABD. Tuhaf ve bize göre hayli karmaşık bir seçim sistemi var. Meselâ daha evvelki seçimlerde Hillary Clinton sayısal olarak daha fazla oy almış olmasına rağmen Trump’a kaybetmişti. Bunu hatırda tutacak olursak, bugünlerde yapılan ve Trump’ı önde gösteren araştırmaların ve tahminlerin sâhadaki karşılığının ne olacağını kestirmek o kadar da kolay olmasa gerekir. Diğer taraftan Demokratların adayı olan Biden’ın ihtiyarlığından doğan defoların kendisini iyiden iyiye hissettirdiğini ve Demokratlar arasında Biden’a çekil diyen hatırı sayılır bir kamuoyunun ortaya çıktığını görüyoruz. Acaba Biden çekilecek, yerini Kamala Harris veyâ başka birine bırakacak mı? Eğer bu olursa dengeler nasıl değişir? Bilemiyoruz.. Nihâyet, iddia edildiği üzere Trump’tan kurtulmak isteyen ABD müesses nizâmında yuvalanmış güçler, başarısız sûikast sonrasında bu arzularından vazgeçmişler midir? Bu da başka bir soru. Eğer Kasım’a kadar hem Biden hem de Trump, sahneden düşürülür, buharlaşırsa buna şaşıracak mıyız? Bu da yabana atılacak bir ihtimâl olmasa gerekir.