Almanya’nın kültürel olarak diğer bir avantajı, sanayi toplumlarının çözülmesine delâlet eden
tüketim olgusuyla başının derde girmemiş
olmasıdır. Tüketim meselesinin, basit olarak üretimin tabiî bir cephesi olmadığını hatırdan çıkarmamak gerekir.
Tüketim toplumu, üretim toplumunun çözülmesini
ifâde eder. Alman ulusu, ABD toplumun aksine, tüketimin büyüsüne kapılmamıştır. Ortalama bir Alman, belki de kuvvetli püritan geleneklerin tesiriyle,
tüketim alışkanlıklarını üretkenliğini devâm ettirmenin fonksiyonel gereklerine göre
sınırlandırır. Ürettiklerinin, ancak gerekli olduğu kadarıyla iç tüketime sokar. Kalanını ise ihraç eder. Dünyânın sağlamlılığı ile mâruf Alman arabalarını, Almanya’da değil, ABD’de, zengin Arap memleketlerinde görürsünüz. İki Alman arasındaki rekâbet, tüketim üzerinden değil, üretim üzerinden yaşanır. Almanya,
elektronik dönüşüme Japonya, dijital dönüşüme ise Güney Kore
kadar uyum sağlayamadı. Ama
makina -kimya alanındaki üstünlüğünü
dâima muhafaza etmeyi bildi.