Nice kimseler vardır ki tuttukları oruçtan geriye açlık ve susuzluktan başka bir şey kalmaz buyurmuşlar. Allah muhafaza! Böylelerden olmamak için cümle azalar ile oruç tutmaya gayret etmeli. Gözümüz harama nazar etmezse, başkasının ayıbını görmezse, Mushaf’a, kitaba nazar eder, emredilenle meşgul olursa oruç tutmuş olur. Ayağımız yasaklanan yerlere, günaha, zulmete varmaz; camiye, tekkeye, ilim meclisine, dost ziyaretine varırsa oruç tutmuş olur. Ellerimiz abdest nurunu zayi edecek işlerden ırak durursa, yetim başı okşar, fukara karnı doyurur, ihtiyaç sahibinin elinden tutarsa oruç tutmuş olur. Dilimiz yalandan, gıybetten, dedikodudan, incitmekten kaçar, zikirle, salavatla, ilimle, güzel sözle hiç bir şey bilmiyorsa sükûtla meşgul olursa oruç tutmuş olur. Bütün azalar mühimdir ama öyle sanıyorum ki diline ve gözüne oruç tutturabilen meselenin yarıdan çoğunu halletmiş demektir.
Yürüdükçe incelen bir yolda yürümek gibi kul olmak. Bütün azaların içine kalbi de dâhil ediverse insan; orucu oruç olur galiba, kendisi ramazan.
Düşünsenize kalbe Hak’tan gayrı tek bir şey gelmiyor, masiva giremiyor oruçlu müminin kalbinden içeri. Allah Allah!