Lâ havle!

04:0015/11/2018, Perşembe
G: 15/11/2018, Perşembe
Serdar Tuncer

Birisi diyor ki; “Bu suçun cezası bu kadar büyük olmamalıydı. O kızı olay mahallinden uzaklaştırırsın, ortamı yatıştırırsın, şayet gerek varsa sorgusunu da yapar bırakırsın. Fikir hürriyeti, insan hakları nerede kaldı?”Birisi diyor ki; “Bu işte kesin bir provokasyon kokusu var. 28 Şubat öncesi Aczimendileri, Ali Kalkancı’ları kullanan derin yapılar yeni bir hamle için tekrar düğmeye bastı, aksi halde olacak iş değil.”Birisi diyor ki; “Daha bu olayın gürültüsü dinmeden, Tekirdağ’da çarşaflı bir kadının

Birisi diyor ki; “Bu suçun cezası bu kadar büyük olmamalıydı. O kızı olay mahallinden uzaklaştırırsın, ortamı yatıştırırsın, şayet gerek varsa sorgusunu da yapar bırakırsın. Fikir hürriyeti, insan hakları nerede kaldı?”


Birisi diyor ki; “Bu işte kesin bir provokasyon kokusu var. 28 Şubat öncesi Aczimendileri, Ali Kalkancı’ları kullanan derin yapılar yeni bir hamle için tekrar düğmeye bastı, aksi halde olacak iş değil.”

Birisi diyor ki; “Daha bu olayın gürültüsü dinmeden, Tekirdağ’da çarşaflı bir kadının elindeki baltayla Atatürk büstüne saldırması garip değil mi? Edirne’den sonra Tekirdağ’ın seçilmesini göz önüne alır bu bölgedeki CHP’li seçmen yoğunluğunu hesaba katarsak oynanmak istenen oyunu daha net görebiliriz.”

Birisi diyor ki; “Atatürk’ü sevmek zorunda değilsiniz ama hiç olmazsa sevenlere saygınız olsun. Bir arada yaşama kültürünün en güzel örneğini asırlarca bu topraklarda biz yaşattık. 10 Kasım sabahında saygı duruşu için ayağa kalkmak zorunda değilsin ama bunu yapan insanların arasına girip ‘Atatürk ilah değildir!’ diye bağırmak da neyin nesi?”

Birisi diyor ki; “21 yaşındaki Tıp Fakültesi öğrencisi kız, Atatürk İlah değildir’ diyor, pişman mısın diye soruyorlar, değilim deyince de hapse atıyorlar. Ben de Atatürk ilah değildir diyorum ve pişman değilim. Haydi bakalım.”

Birisi diyor ki; “Yaklaşan yerel seçimler öncesi yaptırdığı anketlerde oy oranının düştüğünü gören AK Parti böyle bir olay tezgâhlayarak toplumda yeni bir kutuplaşmanın kapısını aralayıp buradan oy devşirmeye çalışıyor.”

Birisi diyor ki; “Müslümanların ezikliği yüzünden, Türkiye Kemalistlerin istediklerini tutuklatabildikleri bir ülkeye dönüştü. Şahsiyetli bir şekilde davamızın ve derdimizin arkasında durmalıyız, bunca çile bugünler için çekilmedi.”

Birisi diyor ki; “Bu kız dengesizin biri, geçen sene dekolte elbiselerle dolaşıyordu şimdi ne oldu ki kara çarşafa bürünüp böyle bir iş yapmaya kalkıştı?”

Birisi diyor ki; “FETÖ’cülerin yeni bir fitnesi olabilir bu. Tedbir diyerek kızlarına mini etek giydiren zihin yapısı bir kutuplaşmanın zeminini Atatürk üzerinden oluşturmak için pekala kripto bir ablaya çarşaf giydirip bu eylemi yaptırmış olabilir. Gaye belli: Ordu içindeki Kemalist subayları tahrik ederek kendi yapamadıklarını onlara yaptırmak.”

Birisi diyor ki; “Saf bir kızcağızın yaptığı pervasızca bir hareket Emniyet içinde kendini saklamayı başarabilmiş FETÖ’cü polislerin işi büyütmesi neticesinde buraya kadar geldi. İddianameyi hazırlayan savcı ve tutuklama kararı veren hâkimin FETÖ’cü olma ihtimali çok yüksek. Bir an evvel araştırılmalı.”

Birisi diyor ki; “Cumhur İttifakı’nı af meselesi ve andımız üzerinden yıpratarak yerel seçimler özelinde bozmayı başaranlar, şimdi Atatürk hassasiyetini kullanarak bu ittifakı hepten bitirmeyi amaçlıyor.”

Birisi diyor ki; “AK Partililerin Gazi’yi sahiplenerek Atatürkçü kitleye hoş görünme çabasının aslında gerçekçi olmadığını göstermek için CHP tarafından böyle bir tezgâh kuruldu. Fakat bu oyunu gören iktidar faile en sert cevabı vererek Halk Partisi’nin hesabını boşa çıkardı.”

Birisi diyor ki; “AKP iktidarı Gazi’yi, Atatürkçülerin inhisarından kurtarmak için yaptığı şirinliklerde ne kadar samimi olduğunu ispat için böyle bir tiyatro oynadı.”

Birisi diyor ki; “İslamcıların gerçek yüzü budur. Bunlar biraz daha palazlanırsa 10 Kasım anmalarını da kaldırır, Cumhuriyet kutlamalarını da. Bakmayın şimdi kızı hapse atıp köşe yazılarında bu protestoyu eleştirdiklerine aslında hepsi aynı kafada ama uygun zamanın henüz gelmediğini düşündükleri için susuyorlar.”

Birisi diyor ki; “Reklam için her şeyin yapıldığı bir çağda yaşıyoruz, Yılmaz Özdil son kitabının ikinci bir milyonluk baskısına zemin oluşturmak için böyle bir olay tertip ettirdi. Gerçi yazardan habersiz tamamen yayınevinin kurnazlığı da olabilir bu iş.”

Ne en olmadık zamanda lüzumsuz bir halt yiyen birisi bitiyor canına yandığımın yurdunda ne de olaya doğru yerden bir tek kendisinin baktığını düşünen bir sürü birisi!

Olay oluyor, ekranlarda yorumlar yapılıyor, gazetelerde yazılar yazılıyor, görüş farklılıkları yüzünden sosyal medyada kavgalar ediliyor, bulanık suyu fırsat belleyen namussuzlar oltasını kapıp sahile çıkıyor, puslu havayı seven hainler salyalarını akıtarak manzarayı seyrediyor, biri bir halt yiyor koca bir ülke karışıyor ama birisi çıkıp da yahu gerçekte o gün orada ne oldu, nasıl oldu diye sormuyor!

Garip değil mi?

Kimdir bu kız, o gün orada ne işi vardır, her zaman bu kıyafetle mi dolaşmaktadır, birtakım karanlık bağlantıları var mıdır, varsa neler ve kimlerdir, aklî dengesi yerine midir, durup dururken mi kalabalıktan gelen bir tahrik sebebiyle mi böyle bir söz söylemiştir, “Atatürk ilah değildir” diye bağırdığı için mi yoksa sonrasında cereyan eden bilmediğimiz başka olaylar sebebiyle mi tutuklanmıştır, şayet böyleyse o olaylar nedir ve nasıl gelişmiştir, tutuklanmasının tek sebebi Atatürk’ün ilah olmadığını düşünmesi ise “La ilahe illallah” diyen herkesin tutuklanması icap etmez mi? Daha pek çok soru...

Bu soruların hiç birisini sorma ihtiyacı hissetmeden ve neredeyse hiç birisinin cevabını tam olarak bilmeden, her birimizin kendi durduğu yerden meseleye bakarak yorum yapıp kavga etmesinden daha garip olan tek bir şey varsa o da sorumlu birisinin çıkıp bütün bu soruları akıllarda şüphe bırakmayacak netlikte izah etmemesidir. Bu gariptir, anlaşılmazdır, acıdır, trajikomiktir. Muhtelif sebeplerle fakat sürekli karşımıza çıkan bir bardak suda fırtına koparma işgüzarlığının asıl sebebi, sorumluluk makamındakilerin bize meseleleri izah etmekten asla anlayamadığımız ve anlayamayacağımız bir şekilde kaçınma durumudur.

Bunca akıllı fikir sahibinin arasında delinin birisi de çıkıp şu soruyu sorsa çok mu ayıp etmiş olur: “Olayın yaşandığı günün akşamında bir yetkili ekranlara çıkıp olayı en ufak şüpheye mahal bırakmayacak netlikte bütün detayları ile izah etseydi bu mesele bunca köpürtülüp bu kadar büyütülebilir miydi?”

Aklı olan öpsün o delinin gözlerinden.

#Edirne
#Tekirdağ
#Atatürk Heykeli