İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. Henüz bir öğrenci iken girmiş olduğu Finans Sektöründe 10 yıl çalıştı. “Bal Kız Soruyor”, “Mazeretim Var Büyüyorum” , “Dört Kafadar”, “Muamma”, “Üstü Kalsın İhanetimin” , “Kayıp Umutlar Merkezi” isimli kitaplara imza attı.
Pilot bölüm olarak adlandırılan ilk bölümler seyirci ile tanışmak, hikayedeki merak unsurlarını ortaya sermek, hikayenin geleceğine dair vaatlerde bulunmak adına en etkili silahtır. Ne ki ilk bölüm silahını etkili bir şekilde kullanabilen dizi sayısı çok azdır. Etkileyici hikayelere sahip dizilerin ilk bölümden heba edilmesinin önüne geçebilmek adına Hollywood’da sadece ilk bölüme imza atan senaristler mevcuttur. Sözün özü hikayenin kuruluşu çok önemlidir ve hikaye kurmak her kişinin harcı değildir. Sahneleri peş peşe sıralamak, bir karakterin etrafında süper kahraman misali aksiyon sahnelerinde doz aşımına gitmek, dizinin derdini anlatmasına yardımcı olmadığı gibi seyirci nezdinde negatif bir yargı oluşmasına sebep olur. İlk bölümde ne anlatıyor bu dizi anlamadım deniyorsa dizinin geleceği çok parlak değildir!
Öncelikle ne anlatıldığı ve niçin anlatıldığı önemlidir, nasıl anlatıldığı ise ne ve niçinden sonra gelir. Nasıl anlatıldığı ilk sırayı aldığında, niçin bu hikaye sorusu es geçildiğinde, ne anlattığını anlatmakta zorlanır; Kayıtdışı’nda olduğu gibi. Çok basit, bilindik, seyircinin aşina olduğu bir hikaye var karşımızda. 12 yaşında iki kardeşi ile birlikte yetimhanede yaşamaya başlayan Ali Kemal Ateş, Melek annenin yardımıyla devlet adına çalışan bir ajan olarak yetiştirilir. Görünürde evli, çocuklu, mutlu, sigorta şirketinde yöneticidir. Gerçekte ise karanlık işler imparatoru Ekrem’e ulaşmak için Terzi lakaplı Sabri’nin yanında müşterilerin “kişisel” problemlerine iki kişilik ekibiyle çözüm arayan biridir Terzi aracılığıyla Ekrem adına işler yapmasına rağmen tanışmayı başaramayınca, Melek anne devreye girer ki kendisi de artık devlette üst düzey yöneticidir. Ekrem’in zaafı olarak bilinen kız kardeşi Zeynep idealist bir doktordur, Afganistan’da sözüm ona teröristler tarafından kaçırılır. Kurtarmaya Ali Kemal gidecek, kızı kurtarıp kendine aşık edecek, bu vesileyle de aylardır belki yıllardır ulaşamadığı işadamı ile tanışma fırsatını yakalayacaktır. Nitekim her şey Melek annenin planladığı gibi olur, tereyağından kıl çeker gibi doktor Zeynep kurtarılır, abisine teslim edilir ve tanışma gerçekleşir. Büyük ajan Ali Kemal her türlü boşluğu değerlendirdiğinden adamın çalışma odasına adım atar atmaz dinleme cihazını yerleştirir. Yerleştirir yerleştirmesine de, bir sonraki hamleyi tahmin ederek karda yürüyüp izini belli etmeyen adamın evinde kamera yok mudur? Pardon bilgisayar kurdu İdil bir hamleyle kameraları devre dışı bırakmış olabilir! Yine de kız kardeşini kurtarmış olsa da Ali Kemal’in çalışma odasında yalnız bırakılmasını hangi mantık kabul eder?
Aynı hikaye ince çalışılmış bir kurgu ile anlatılsa idi durum çok farklı olabilirdi. Ailesinin sigortacı olarak bildiği Ali Kemal’in Terzi adına çalıştığı açık edilseydi, seyirci neden sorusunun peşinde alternatif fikirler üretebilirdi. Zeynep’i kurtardıktan sonra Ekrem ile tanıştığında başa dönülüp hikayedeki boşluklar doldurulsa idi, bu gelişmelerden sonra Ali Kemal’in devlet adına çalışan ajan olduğu açığa çıksa, yetimhane ve babasının intikamını alma olayına girilse idi temiz bir anlatımdan dolayı herkes seyrettiğini kolayca anlardı, hatta anlamlandırırdı. Taşlar yerine otururdu. Ali Kemal nezdinde üç boyutlu bir karakter çizilmek istenmiş ama anlatım dilindeki kaostan ve dağınık kurgudan dolayı hedefe ulaşılamamış.
Zengin kadınları dolandıran Arda’nın İki kişilik ekibe katılması için uzun bir yol tercih edilmesi, hikayesinin uzun tutulması, Ali Kemal’in baldız bacanak aile ilişkilerine ilk bölümden bu kadar girilmesi, kızının erkek arkadaşının babasını kaçırıp adama işkence etmesi gereksiz diziyi uzatan sahnelerdi. Ki kuzen İnci zorba erkek arkadaşa kafa atarak şiddeti şiddetle çözmüştü , Ali Kemal’in müdahalesine hiç gerek yoktu. Hani ajan olmak için öfkesini kontrol etmesini öğrenmişti! Öğrenmediği yüz ifadesinden fazlasıyla kendini ele veriyor ama senaryo sanki öğrenmiş öfkesini kontrol ediyormuş havasında yazılıyor. Bu durum oyuncu karakter uyumsuzluğundan kaynaklanıyor.
Kayıtdışı’nda yerli dizilerin zaaf noktası haline gelen “izah dili” fazlasıyla kullanıldığından, işadamının karanlık dünyasını deşifre etmek için kız kardeşini kendine aşık etmelisin gibi, merak duygusu oluşmadan imha ediliyor.
Kayıtdışı bir kez daha gösterdi ki kopyalanan çekim teknikleri birinci sınıf bir iş izlenimi verebilir ama sağlam bir senaryonuz, hikayeniz, kurgunuz yoksa o çekim teknikleri hiçbir şey ifade etmez.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.