Milyonluk konaklarda fakir edebiyatı

Her akşam dizi savaşları yaşanmakla birlikte salı geceleri enteresan bir mücadeleye sahne oluyor. Erkek dizisi kategorisinde yer alan, mafyanın karanlık dünyasını aile ilişkileri ile renklendirerek anlatan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz; zaman içinde kadın karakterlerin sayısını artırıp rollerini etken hale getirdi. Geçen yıl sadece Anne tutunabildi karşısında. Bu yıl bütün rakipleri kadın dizisi kategorisinden. Lüks bir sitede yaşayan kadınların birbirleriyle mücadelesini anlatan Ufak Tefek Cinayetler AB grubundaki erkek seyircinin dikkatini çekmeyi başardı. Alt metinde aldatmanın incelikleri anlatılırken üst metinde pazarladığı hayat tarzı ile şimdilik hikayenin defoları, boşlukları itinayla kamufle ediliyor. Dul bir kadının iki çocuğuyla verdiği yaşam mücadelesini farklı renkteki kadın karakterleri ile çeşitlendirmeye çalışan Kadın ise, kıskanç hasta ruhlu kız kardeş Şirin tarafından provoke edilmekten kurtulduğu zaman rahat bir nefes alacak. Ama orijinal hikayenin tüketilmesinden dolayı zor gözüküyor.

Aile trajedisi seyretmekten haz duyan total seyirci için yeni bir alternatif başladı; Kızlarım İçin. Seyirci locasının dizisini seçmesinden dolayı şansı çok düşük Kızlarım İçin’in. Kanal D’nin ilk bölüm sonrası nadasa çektiği Hayati ve Diğerleri'nin yerine yeniden Çocuklar Duymasın’a dönmesinden de anlaşılacağı üzere, ekranda tutunmak kendini göstermek için geniş bir zamana sahip değil. En fazla üç bölüm şansı var ki; başlangıç hikayesi, tercih edilen anlatım dili gelecek vaat etmiyor.

Milyonluk konaklarda yaşayıp fakir edebiyatı yapan dizilerden biri olarak dizi çöplüğünde yerini almaya aday. Babadan kalma halı dükkanı yanıp kül olunca kahve, oto yıkama gibi birden fazla işte çalışıp evinin geçimini sağlamakta zorlanan Yaşar’ın hikayesi. Hikayenin anlatıcısı da Yaşar. Yaşar’ın sözleri senaristin bakış açısını ele verdiği için kıymetliydi. Parasını kaybedince karısının sevgisini de kaybetmişti ifadesine göre. Biri evli beş kız, maddiyat peşinde gözü dışarda annelik hissiyatından uzak bir kadın. Yaşar’ın karısı sürekli para kazanamamasından ihtiyaçları karşılayamamasından dem vurup kavga çıkartıyor. Kavga gürültüden şikayetçi kızlardan ikisi sürekli para yüzünden tartışıyor. Giyimine ve güzelliğine düşkün Sumru, çalışkan olduğunun altını çizmek üzere gözlük takmakla yetinmeyip kitap da kitap diye tutturan Suna. Kumru, tıp fakültesinde okuyor, altıncı sınıfta, mezun olmak üzere ama atılması ya da okulu bırakması için çaba sarf edildi ilk bölüm boyunca. Hiçbir şeyden memnun olmayan anne, keşke öğretmen olsaydın şimdiye mezun olur eve ekmek getirmeye başlardın dedi. Ne ilginç ki yan evde ikamet eden çocukluk aşkı Alper’e de annesi keşke doktor değil mühendis olsaydın diyordu.

Yaşar'ın her akşam yeterli para kazanmadığı için karısı tarafından aşağılanırken, 'sen de çalış' teklifini, 'ne yani çalışıp sana mı bakayım' diye geri çeviren Ayşen, yan evde oturan kahveci ile kaçma planları içindeydi. Her kavga sonrası evlerine sığındığı Hacer’in kocası, aynı zamanda kocasının patronu. Tekstil işinde kendini geliştiren tefeciliğe kadar yükselen(!) Hacer de sözlü şiddet ile sürekli kocasının ne kadar az kazandığından evi kendisinin geçindirdiğinden dem vurmakta idi.

Yaşanacak trajedinin temelleri para üzerinden atıldı. Ailenin en aklı selim, mantıklı kızı Kumru, evdeki hadiseye yetişebilmek adına taksi bulamayınca araba çaldı. Sumru okulda arkadaşları tarafından hor görülünce annesinin cüzdanından çaldığı 850 TL’yi hiç düşünmeden bir çift ayakkabıya yatırdı. Yaşar, milyonluk konağa haciz geldiği haberini aldığı anda karısının ihanetini öğrendi. Tabii bu arada tesadüfler yaşanmaya devam etti, zengin karakterlerin temsilcilerinden avukat Yağız, Kumru’nun çaldığı arabanın sahibi idi. Ki ikili tıp fakültesinde de çarpışarak karşılaştı. Kardeşi Egemen ise çıplak ayaklı kontes dediği Sumru ile ayakkabıcıda rastlaştı.

Yaşar Ayşen sahnelerinde kadın parasız kalınca aldatır alt metni işlendi. Erkek karısının baskısından, daha çok kazanıyorum baskısından bunalarak aldatır ise Hacer ile kahveci kocanın hikayesinin alt metni idi. Yaşar’ın öldürme amaçlı karısının peşinde koştuğu sahnelerde namus için kadın öldürülür mesajı itinayla verildikten sonra, kadın kazara kızı Sumru tarafından öldürüldü. Yine bir para kavgası esnasında.

Reytingleri çok düşük geldi ilk bölümün. İçim daralarak bir saat anca dayanabildim. Devamını iki parça halinde internetten seyrettim. Hayatın gerçekleri... Kanal yöneticileri, 'üçüncü sayfalar bu tarz haberlerle dolu' dedikleri hikayenin neden ilgi görmediğine ve düşük reytinglere şaşırmıştır. Bense doğru bir bakış açısıyla işlenmediği zaman yanlış anlaşılabilecek, kusurlu önermelere sahip bir dizinin nasıl ekran şansı yakaladığına şaşırıyorum.