İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. Henüz bir öğrenci iken girmiş olduğu Finans Sektöründe 10 yıl çalıştı. “Bal Kız Soruyor”, “Mazeretim Var Büyüyorum” , “Dört Kafadar”, “Muamma”, “Üstü Kalsın İhanetimin” , “Kayıp Umutlar Merkezi” isimli kitaplara imza attı.
Ne karpuz kabuğunun denize düşmesi, ne Sibel Can'ın verdiği kilolar ne de Mehmet Öz'ün ekranlarda görülmesi, peş peşe romantik komediler geliyorsa ekrana yaz gelmiş demektir! Güney Kore uyarlaması, TV diliyle ifade edersek tutması durumunda kış ekranına taşınan romantik komedilerden arz fazlalığı sebebiyle seyirci çoktan bıktı ama TV kanalları ve yapımcılar ısrarlı, türün son örneği No: 309 arzı endam eyledi beyaz camda.
Çekimler ve hikaye akışı olarak bakıldığında dikkati dağınık seyirciye konusu değişik izlenimi veren No:309; bildiğimiz, daha önce örneklerini Yeşilçam'da ve dizilerde defalarca kez izlediğimiz bir hikaye. Bir tarafta ultra zengin bir aile var, diğer tarafta ise parasızlıktan dem vuran ama neden parasız oldukları anlaşılamayan mahalle kültüründen gelen bir aile.
Hikayenin ana teması para üzerinden şekilleniyor. Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan, sosyal medyada sosyal bir yaraya parmak basılmış diye iltifat edilen, atanamayan tarih öğretmeni Lale esas kız. Baba küçük yaşlarda terk etmiş, üç kızına hem annelik hem babalık yapmak durumunda kalan, ustalık eserim dediği küçük kız hariç diğer iki kızının performansından memnun olmayan bir anne. Büyük kız; hayırsız, parasız, gözü dışarda bir adamla evlilik yaptığı için yetersiz performansa sahip. Ailenin üniversiteye giden ilk ferdi olarak, eli ekmek tutması beklenen Lale atanamadığı, eve maddi destek sağlayamadığı için annesinin hedefinde. Çiçekçi dükkanında annesinin yanında çalışması yetmiyor, kişiye özel çiçek tasarlayarak katkıda bulunmasını göz ardı ediyor anne. Çünkü aslında kızından beklentisi bir işe girip çalışmasından ziyade, zengin bir kocayla evlenip, damat vasıtasıyla hayatlarının kurtulması. Bu uğurda kızını hiç tanımadıkları doktor bir adayla yemeğe çıkmaya zorluyor, dananın kuyruğu o yemekte kopuyor.
Beş yıl önce nişanlısı tarafından aldatılınca erkeklere karşı güven problemi yaşayan, evliliğe mesafeli duran Lale, yanlışlıkla Onur'un masasına oturuyor, yemek ve gece çığırından çıkıyor. Yemek yediği, sabaha kadar o bar senin bu bar benim dolaştığı Onur, doktor Onur değil, holdingin veliahdı Onur! Niyetinde evlilik olmayan, dedesinin miras şartını yerine getirmek için başka biriyle buluşmaya giden biri.
Hayatlarının en verimli dönemini yaşayan, ellili yaşlardaki iki oğlu karılarının dizlerinin dibinde komediye malzeme olsun diye oturduğundan, dede vasiyetinde bekar ve sorumsuz iki torununu mücadeleye davet eder. İlk evlenen ve çocuk sahibi olan torun, hem milyon dolarlık servetin sahibi olacak hem de holdingin yönetimini ele geçirecektir. Onur hovarda ve çapkın, Erol ise az biraz yarım akıllı olduğundan tek başlarına evlenmeleri kısa zamanda mümkün olmadığından devreye anneler girer. Onur'un annesi cemiyet hayatının en güzel kızını gözüne kestirirken, Erol'un annesi ne olursa olsun yaklaşımındadır. Nitekim eski fotoğraflar üzerinden yol alınca eskinin zayıf, şimdinin şişman, kaba, agresif Filiz'i düşer Erol'un payına. Onur'un payına ise önce geceyi birlikte geçirdiği yanlış kız Lale, devamında ise çocukken kilolarından dolayı alay ettiği, travma yaşamasına sebep olduğu çirkin ördek yavrusu Pelinsu düşer.
İşin ucunda milyon dolarlar olduğundan zengin taraf oğullarını kim olursa olsun evlendirme telaşına düşer, bütün konuşmalar beklentiler paraya endekslenir. Pelinsu'nun ailesi iflasın eşiğindedir, Pelinsu Onur'la evlenmeyi annesinin ısrarıyla kabul edecektir görünürde ama geçmişin intikamını almaya niyetlidir. Onur'un babasının kadınlar mevzu bahis olduğunda konuya basen odaklı bakması yerli diziler adına bir ilk, sanırsınız adam basenden sorumlu müdür!
Elti çekişmesi, mirası kapmak için oğullar üzerinden mücadeleye dönüşürken, para için her şey mubah önermesiyle hareket edilirken; Lale cephesinde de her şeyin çözümü olarak görülen para, her şeyin üstünü örtmeye hazır. Oyunculuk performansıyla göz dolduran anne, kızının hiç tanımadığı, sadece bir kere gördüğü birinden hamile kalmasının nedenlerini sorgulamak, kendi hatalarıyla yüzleşmek yerine, müstakbel babanın holding varisi olduğunu öğrendiğinde zil takıp oynamadığı kaldı. Lale annesinin gözünde tüm başarısız geçmişini temize çekmiş oldu böylece. Her türlü kötülüğün sebebi alkol, tek gecelik ilişki, büyük aşka dönüşme ihtimali ve zengin hayata geçişin bileti olarak kurgulandığından; alkol ve tek gecelik ilişki meşrulaştırılmaktan öte, hayat kurtarıcı bir formül olarak sunuluyor.
İşin içinde aile var, hikaye evlilik teması etrafında şekilleniyor ama aynı konular, temalar tekrarlandıkça içi boşalmaya, boş bir bakış açısına teslim, bayağılaşmaya devam ediyor dizi sektörü.
Önümüz Ramazan, ekran bir taraftan canlı yayın gaflarıyla meşhur şovmenlere teslim, diğer taraftan içerik olarak diyalog olarak gittikçe bayağılaşan dizilere. Ramazan'ın hakkını teslim ederek oruç tutanların bu seviyesiz programları seyretmeye zamanı olmayacak ama ben hedef kitle olarak kabul edilen genç izleyiciler adına gerçekten çok üzgünüm. Çok seçenekli seçeneksizliğe mahkûm bu pespayeliklere maruz kaldıkları için.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.