Televizyon yöneticileri ve yapımcılar RTÜK cezaları nedeniyle rahat hareket edememekten, istedikleri, hayal ettikleri dizileri, programları yapamamaktan şikayetçi. Gerekçeleri basit, kendilerini özgür hissetmiyorlar kısıtlandıklarına inanıyorlar. RTÜK baskısı ve cezaları olmasa ne hikayeler anlatacaklar! Beklenen özlenen dizileri yapamamalarının sebebi RTÜK’ün küfür, argo ve erotik sahnelere geçit vermemesi!RTÜK Başkanı “bip”lemenin tadı kaçtı açıklamasını yaptı geçtiğimiz günlerde. Gündüz ekranında
Televizyon yöneticileri ve yapımcılar RTÜK cezaları nedeniyle rahat hareket edememekten, istedikleri, hayal ettikleri dizileri, programları yapamamaktan şikayetçi. Gerekçeleri basit, kendilerini özgür hissetmiyorlar kısıtlandıklarına inanıyorlar. RTÜK baskısı ve cezaları olmasa ne hikayeler anlatacaklar! Beklenen özlenen dizileri yapamamalarının sebebi RTÜK’ün küfür, argo ve erotik sahnelere geçit vermemesi!
RTÜK Başkanı “bip”lemenin tadı kaçtı açıklamasını yaptı geçtiğimiz günlerde. Gündüz ekranında bazen dakikalarca “bip”leniyor konuşmalar. Dizilerde küfürlü sahneler yazılıyor, çekiliyor, ekranda “bip”lenerek yayınlanıyor. İnternet versiyonu “bip”siz yayınlandığından, muhatabına, bakın biz aslında nasıl da “gerçeğe” uygun senaryolar yazıyoruz, diziler çekiyoruz, ama RTÜK baskısı ve cezaları yüzünden sansürlemek zorunda kalıyoruz mesajı veriliyor.
Küfür etmek, küfürlü konuşmak özgürlük müdür? Küfür, hakaret, şiddet içerir. Cinsel şiddetin söze dökülmüş halidir. Küfür etmek özgürlük cesaret olarak paketlenip pazarlandıkça küfürlü konuşan kızların sayısı artmaya başladı. Kadına şiddete hayır kampanyaları yapılmaya devam ederken, şiddeti bir iletişim biçimi olarak kullanan kızların sayısında artış görüldüğü gibi. Cinsiyet ayrımı yapılmadan şiddete hayır diyebilsek, sadece fiziksel şiddeti değil, duygusal, sözel şiddete de hayır diyebilsek keşke!
Öpüşme sahneleri üzerinden dizi reklamı yapılmaya devam ediliyor. Bir dizinin ön plana çıkartılacak başka hiçbir vasfı yok mu ki öpüşme sahnelerinden medet umuluyor? RTÜK cezalarının ne kadar etkisi var bilmiyorum ama bazı dizilerde ha öpüştüler ha öpüşecekler beklentisi yaratılarak sahnelerin suyu çıkartılıyor. İlk tanıştıkları andan itibaren sürekli nefesi nefesine karışarak burun buruna konuşan dizi çiftleri var ekranda. Çünkü ne anlatıldığına bakılmaksızın hayranlık çatısı altına dahil olup, en yakışan/iyi/aşık dizi çifti bizimki diye sosyal medyayı inleten fanlar var.
Küfür, müstehcen görüntüler ve şiddeti hayatın gerçeği kabul edenler kadar, bu saydıklarım olmadığında o diziyi temiz aile dizisi kategorisine dahil edenlere de itirazım var! Fiziksel şiddet yok ama duygusal şiddet var! İroni, mizah adı altında hakaret var! Müstehcen görüntüler yok ama bir yalan üzerine inşa edilmiş hikayede sürekli birbirine yalan söyleyen aile fertleri var! O dizi bu şartlarda nasıl aile dostu olabilir?
Aşırı doz “bip”lemeden şikayet eden RTÜK başkanı, aile dostu dizilere teşvik vereceklerini açıkladı. Üç kuşağın yüzleri kızarmadan, utanmadan bir arada izleyebileceği diziler kast ediliyor aile dostu derken. İçinde şiddet, küfür, müstehcen görüntüler olmasa, aile dostu olsa dahi, bir çocuk neden dizi izlesin? İçerikten bağımsız olarak bakalım ekrana, mevcut televizyon yayıncılığı dahilinde mümkün değil! Saat dokuz buçuk on arası haydi çocuklar uykuya altyazısı ile uyumaya davet edilen çocuklar, saat dokuzda başlayıp on iki civarında biten bir diziyi izlemeli mi? Neredeyse bütün diziler başlarken gösterilen akıllı işaretlerde yaş sınırı yedi yaş ve üzeri şeklinde. Yedi yaşındaki bir çocuk neden dizi izlesin! Ekrandaki dizilerin ne içerikleri ne de yayın süresi on üç yaş için bile uygun değil!
Aile dostu dizilerden bahsedebilmek için süreden başlayarak neşter vurmak gerekiyor dizilere. İçerikten bağımsız olarak söylüyorum, üç saat ekran karşısında pasif bir şekilde oturmak büyüme çağındaki çocuklar için ekstra zararlı. Aile dostu dizilerin içerikle beraber sürelerinin de normale dönmesi gerekiyor. Akşam sekiz buçuk civarında başlayıp en geç dokuz buçukta bitecek, ilk gençlik dönemi öncesindeki çocukların kendilerini, aile fertlerini görebileceği, değer yargılarını öğrenebileceği, didaktik olmayan, hikaye anlatan diziler yapabildiğimiz zaman ancak aile dostu dizilerden bahis açabiliriz.
Fiziksel şiddet yok ama hakaretin her türlüsü duygusal şiddet varsa, müstehcen görüntü yok ama alt metin olarak ne zaman öpüşecekler merakı taze tutuluyorsa; çocuk karakterler üçgen aşk sarmalı içinde ihanet intikam kıskançlık teması içine hapsedilmişse; geniş ailenin her türlü ferdi var ama hikaye yalan ve sırlar üzerine inşa edilmişse o zaman aile dostu olması mümkün değil! Görüntü kadar içeriğin de temiz olması gerekiyor aile dostu dizilerde.
