BAE, İsrail ile normalleşirken

04:0017/08/2020, Monday
G: 17/08/2020, Monday
Selçuk Türkyılmaz

Filistin Kurtuluş Örgütü, İsrail ile normalleşmeye sıcak bakan Arap Birliği eski Genel Sekreteri Amr Musa’nın açıklamalarına tepki göstererek Filistin’in kullanılmak istendiğini ifade etti. Amr Musa ise BAE ve İsrail arasındaki anlaşmanın ilhak planını durdurduğunu belirterek bunun Filistinliler açısından bir kazanç olduğunu iddia etti. Bilindiği gibi bu anlaşma Amerika tarafından duyurulmuştu.Türk basınına yansıdığı gibi BAE başta olmak üzere Suudî Arabistan ve Mısır, Türkiye karşıtı bir siyaset

Filistin Kurtuluş Örgütü, İsrail ile normalleşmeye sıcak bakan Arap Birliği eski Genel Sekreteri Amr Musa’nın açıklamalarına tepki göstererek Filistin’in kullanılmak istendiğini ifade etti. Amr Musa ise BAE ve İsrail arasındaki anlaşmanın ilhak planını durdurduğunu belirterek bunun Filistinliler açısından bir kazanç olduğunu iddia etti. Bilindiği gibi bu anlaşma Amerika tarafından duyurulmuştu.

Türk basınına yansıdığı gibi BAE başta olmak üzere Suudî Arabistan ve Mısır, Türkiye karşıtı bir siyaset takip ediyor. Özellikle BAE, coğrafyamızın neredeyse tamamında Türkiye’ye karşı mevziler oluşturmaya çalışıyor ve bunun için de örgütlere ve devletlere açık maddî destek sağlıyor. Bu ülkelerin Türkiye karşıtı siyaseti meşrulaştırmak için Arap milliyetçiliği ideolojisinden hareket ettiklerini söylemelerini ve Türkiye’yi de emperyalist olmakla suçlamalarını önemsemeliyiz. Bir kaşık suda fırtına kopartıldığını gördük ve anlamsız tartışmalar gerçeğin yerini aldı.

Kolonyalizm ve emperyalizm Avrupa’ya özgü bir istismar biçimidir, kendine özgü sonuçlar doğurmuştur. Bu vesile ile “kolonizatör Türk dervişleri” gibi bir yakıştırmanın yanlışlığını da vurgulamamız gerekir. Osmanlı geçmişini de göz önünde bulundurarak Türkiye’nin kolonyalist olduğunu ve emperyalist hedeflerin peşinden gittiğini tekrar tekrar söyleyerek yalanı gerçeğin yerine ikame etmek istiyorlar. Kolonyalizmin kendine özgü bir ekonomi politiği vardır.

BAE, Suudî Arabistan ve Mısır; bölgesel faaliyetleri bakımından Katar’ın varlıklarına çökme hadisesinde görüldüğü gibi Arap milliyetçiliği aleyhine adımlar atmaktadırlar. Bu ülkelerin “Arapların” geleceğini ilgilendiren genel bir fikre, bir ideale bağlandıklarını gösteren herhangi bir işaret söz konusu değildir. Sıraladığımız üç ülkenin Arap milliyetçiliği ideolojisine sahip oldukları iddiası söylemden ibarettir. Bu iddiayı salt Türkiye karşıtlığını etkisizleştirmek için bir propaganda cümlesi olarak dile getirmiyoruz. Arap milliyetçiliği kavmî dayanakları olan bir ideolojidir. Buna karşılık özellikle BAE ve Suudî Arabistan’ın bütün Arapları kuşatabilen bir fikre sahip olmadıkları açıktır. Mısır, bu ideolojiyi Nasır döneminde benimsemişti. Fakat çok kısa süre sonra onlar da Mısır merkezli siyasete dönüş yaparak başta Filistin olmak üzere Arap dünyasının sorunlarından yüz çevirdiler. Bu devletler kuşatıcı bir fikrin takipçisi olmaktan çok uzaktırlar.

Hâlbuki Arap milliyetçiliği iddiası, Arap coğrafyasının tamamını kuşatan bakış açısını zorunlu hâle getirir. Filistin davası Arap milliyetçiliği açısından belirleyicidir. BAE, İsrail ile yakınlaşmak suretiyle Arap milliyetçiliği açısından son derece sorunlu bir duruşa sahip olduğunu gösterdi. İsrail ile normalleşme düşüncesi Arap milliyetçiliğinin bir sonucu değildir. En hafif bir ifade ile her devlet, kendi gelecek perspektifini hayata geçirmektedir. Her bir devletin kendi gelecek perspektifini hayata geçirdiği durumu ise genel ideoloji ile ilişkilendiremeyiz. Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından yapılan açıklamada görüldüğü gibi Filistinliler normalleşme adıyla pazarlanan anlaşmaya tepki göstermektedir. İsrail’in varlığı Avrupa kolonyal siyasetinin İslam coğrafyasında devam ettiğini gösteren en önemli örnektir. İsrail’in Arapların aleyhine genişlediği ve konumunu güçlendirdiği açıktır. BAE, İsrail ile anlaşarak Filistinlileri dikkate almadığını ve dolayısıyla Arap coğrafyası ile ilgili herhangi bir iddiaya sahip olmadığını göstermiş oldu.

BAE ve Suud coğrafyamızın tamamında benzer faaliyetlere imza atmaktadır. Bu ülkeler Arap olmayan Müslüman coğrafya ile ilişkilerde de sorunlu bir siyaset takip etmektedirler. Suriye ve Libya gibi Arap coğrafyasının en önemli bölgelerinin iç savaşa sürüklenmesinde aktif rol oynayan bu ülkelerin, Türkiye’nin çabalarını etkisizleştirmek için Fransa, İsrail ve Rusya ile açıktan ortaklığa gitmeleri onların dar bölgeci bir anlayıştan hareket ettiğini göstermekteydi. Arap coğrafyasının dışında da benzer bir faaliyet yürüttüklerini görüyoruz. Kafkaslarda Türkiye ve Azerbaycan karşıtı faaliyetler, BAE gibi ülkelerin dinî görüşten de uzak olduğunu gösterir. Ne millî ne de dinî bir görüşten hareket etmektedirler.

BAE, İsrail ve Suud’un faaliyet ortaklığını on üç koloninin Kuzey Amerika’daki liberal siyasetine benzeterek anlamak mümkündür. Onlar da Vahşi Batı’ya doğru genişleyebilmek için liberal siyaseti geliştirmişlerdi. Yaklaşık yüz yıl gibi kısa bir zamanda Kuzey Amerika’nın tamamını yerlilerden arındırmayı başardılar. İçeriden ve dışarıdan Türkiye’yi durdurmaya dönük faaliyetleri iyi analiz etmek gerekiyor.

#Filistin Kurtuluş Örgütü
#İsrail
#BAE
#Türkiye
#Suriye