31 Mart mahallî idareler seçimi önemliydi ve seçim akşamı bu önem iyice anlaşılmıştı. Cumhur İttifakı oy oranları itibarıyla yüzde elli ikilik bir orana ulaşsa da il ve ilçe başkanlıkları düzeyinde yaşanan kayıplar daha bir öne çıktı. Bu da doğal bir durumdur. Mahallî idareler seçim sonuçlarını, benzerlikleri itibarıyla 7 Haziran 2015 genel seçim sonuçlarıyla karşılaştırmak, süreçleri ve aktörleri anlamak bakımından çok önemlidir.
Türkiye’nin baş döndürücü bir değişim süreci yaşadığı konusunda herhangi bir tereddüt söz konusu değil. Taraflar, dünyada ve Türkiye’de yaşanan değişimin varlığını inkâr etmiyor. Zira Türkiye’nin büyük güçler karşısındaki konumunun belirlenmesi yönündeki adımlar ve arayışlar, değişim merkezli kamplaşmanın ve çatışmanın en önemli belirleyici unsurudur. Aslında bu, Türk siyasî hayatının hiç de yabancısı olmadığı bir durumdur. Türkiye, kendi konumunu belirlemek istediği her dönemde farklı müdahalelere maruz kalmış ve siyasî hayatın yeniden büyük güçler lehine tanzim edilmesi sağlanmıştı. Maruz kalınan müdahaleleri askerî darbelerle sınırlandırmamak gerekirdi fakat nedense belirli bir noktaya odaklanmak bütün tarafları memnun etti.
Türkiye’de eksen arayışları hiçbir zaman eksik olmadı. Amerikalıların 1970’lerde Demirel’e eksen hatırlatması, Türkiye’nin siyasî tutumundan rahatsızlık anlamına geliyordu. Bu dönemlerde asıl değişimin dinî, siyasî ve iktisadî gruplar düzeyinde yaşandığını bugün daha iyi anlıyoruz. AK Parti’nin hükûmet ettiği 2000’li yıllardan itibaren eksen tartışmasının çok daha güçlü bir şekilde gündeme gelmesi oldukça anlamlıydı. Türkiye’nin Amerika ve Batı ekseninden ayrılması ya da herhangi bir şekilde kendi menfaatlerini öncelemesi istenmiyordu.
Türk düşünce hayatının eksen tartışmaları çerçevesinde şekillenmesi çok önemli bir durumdur. 7 Haziran 2015 genel seçim sonuçlarına göre ortaya çıkan ittifak arayışları ile 31 Mart 2019 Mahallî İdareler seçim sonuçlarına göre netleşen taraflaşma arasında çok kapsamlı bir örtüşmeden bahsedebiliriz. Bunun basit bir örtüşme olduğunu söyleyemeyiz. 1960’larda ve 70’lerde Türkiye’nin var olan eksenlerden ayrılması düşünülmüyordu. Bugün bütün dünyayı etkisi altına alan bir eksen kaymasından bahsediliyor. Asya’nın merkezinde olduğu “yeni dünya” çok daha derin bir değişime işaret ediyor. Bu süreçte Türkiye’nin kendi yolunu çizmek istemesi gayet tabiî bir durumdur.
Soğuk Savaş yıllarında askerî darbeler eksen tartışmalarını bitirir yeni bir siyasî ortam oluşurdu. 28 Şubat’ın klasik askerî darbeler benzememesi; dinî, siyasî, etnik, iktisadî stk’ların sürece dâhil edilmesi post modern darbenin manasını izah eder. AK Parti hükûmetlerinin ilk yıllarında yaşanan eksen tartışmalarında asker olmayan unsurlar daha aktif olmuşlardır. Bu, taktik bir değişime mi işaret ediyordu yoksa ordunun kurumsal kimliğinde yaşanan köklü bir değişimi mi gösteriyordu? FETÖ’nün ilk müdahaleyi orduya yapmasının anlamı tam olarak ele alınmış değildir. Fakat bu dönemde siyasî, dinî, iktisadî ve etnik grupların müdahale araçlarına dönüşmesi ordunun konumu açısından önemli bir göstergeydi. Yeni dönemde ordunun, kurumsal olarak bir müdahale aracı olmayacağı anlaşılmıştı. Kozmopolit unsurlarla millî ve yerli olanlar arasında kıyasıya bir mücadelenin başladığı ana tanıklık ediyorduk. Türkiye’de yeni dönem çoktan başlamıştı.
7 Haziran 2015’ten hemen sonra 1 Kasım’da yapılan seçimde Erdoğan’ın aldığı oylarda bariz bir yükseliş vardı. Bu kadar kısa zamanda oy oranlarında yaşanan ciddî değişim, seçmen iradesi üzerindeki kuşatmanın ne kadar ağır olduğunu göstermiştir. Bu, o dönemde FETÖ’nün de dâhil olduğu Amerika ve Avrupa eksenin etkisi hakkında bir fikir verir. Aynı şekilde Türkiye’nin cevap verme bakımından zayıf olmadığını da görmüş olduk. 1 Kasım seçimleri Türk siyasî hayatında yeni eğilimlerin önünü açmak bakımından ciddî sonuçlar doğurdu.
2015’te yapılan iki seçim arasında belirginleşen yeni ittifaklar bugün hâlâ sürdürülmektedir. İstanbul belediye başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararı çerçevesinde yaşanan tartışmalar bu ittifakların daha görünür bir hâl almasını sağladı. Bu devamlılık, yaşanan ayrışmanın ve yeni taraflaşmaların dönemsel olmadığını gösterir. Kuşkusuz seçim sonuçları çok önemli bir gösterge olacaktı. Türkiye’nin ekseni bu seçimlerle belirlenecekti. Bu açıdan seçim sandıklarına müdahale edilmesini çok önemsemeliyiz. Ağır kuşatma ile seçmen iradesini değiştiremeyenler, oylara müdahale etmek suretiyle Türkiye’nin yönünü belirlemek istedi. Seçimin yenilenmesi kararı bu açıdan çok önemliydi. Sonuçlarını 23 Haziran’da göreceğiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.