İsrail parya devlettir

04:006/01/2025, Pazartesi
G: 6/01/2025, Pazartesi
Selçuk Türkyılmaz

Yerleşimciler ve yerleşimci yayılmacılık İsrail’in kolonyal hırslarının alamet-i farikasıdır. Bu çok önemli fark, Siyonizm’in bir ideoloji olarak iki yüzünden birini oluşturuyor. Siyonistler bunu bilerek tercih ettiler. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Siyonizm’i Anglosaksonlardan devraldıklarında sadece yerleşimci kolonyalizm vardı. Zamanla Holokost ve pogrom anlatılarıyla ikinci yüz de oluştu. Çokça gündeme getirilen “İsrail’in kendini savunma hakkı” hem yerleşimci yayılmacılığın hem

Yerleşimciler ve yerleşimci yayılmacılık İsrail’in kolonyal hırslarının alamet-i farikasıdır. Bu çok önemli fark, Siyonizm’in bir ideoloji olarak iki yüzünden birini oluşturuyor. Siyonistler bunu bilerek tercih ettiler. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Siyonizm’i Anglosaksonlardan devraldıklarında sadece yerleşimci kolonyalizm vardı. Zamanla Holokost ve pogrom anlatılarıyla ikinci yüz de oluştu. Çokça gündeme getirilen “İsrail’in kendini savunma hakkı” hem yerleşimci yayılmacılığın hem de Siyonist ideolojinin evanjelik Hıristiyan köklerini görünmez kıldı. Fakat bunun bir sınırı vardı ve şimdi o sınır belirginleşti. Suriye devriminin ilk günlerinde İsrail, fırsattan istifade Golan’ı işgal edip yerleşimcileri oraya taşıyacağını beyan edince yayılmacılığın sınırları ortaya çıktı.

Richard Falk, İsrail’in zamanla parya devlet niteliğinin daha bir öne çıktığını belirtiyor. Siyonistler Batılı toplumlar içinde asimile olmak isteyen Yahudileri suçlamışlardı fakat nihayette İsrail’i Batı’ya beğendirmekten öteye geçemediler. Hıristiyan Siyonistler asimilasyonla ilgili olarak Siyonistlerle aynı düşünceleri paylaşıyordu. Bunun sonucunda Siyonistleri sahaya sürerek Doğu Akdeniz’de yeni bir Avrupa icat ettiler. Bu, çok da karmaşık bir hadise değildir. Siyonistler, Hıristiyan Siyonistler adına hareket etti. Onlar Anglosaksonların Doğu Akdeniz emeli ile kendi ideallerinin uyuştuğunu gördüklerinde gönüllü birlikleri kurmakta tereddüt etmediler. Bu, bir komplo teorisi değildir. Anglosaksonlar ile Siyonistler, Yahudilik ve Hıristiyanlık üzerinden büyük bir anlaşma yaptı ve Filistin’de İsrail kolonisinin temelleri atıldı.

Anglosaksonlar Batı’da İsrail’e koşulsuz destek sağlamak için İsrail’in kolonyalist niteliklerini kararttılar. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oryantalist çalışmalara yön verenler Siyonistlerdi. Onlar da Batı’nın İsrail’e koşulsuz desteğine devamlılık kazandırmak için ellerinden geleni yaptı. Fakat bu desteğin devamlılığını sağlamak için İsrail’in sürekli kazanması gerekiyordu. Bu sebeple son Gazze soykırımına kadar İsrail bütün yayılmacı savaşlarda adeta yıldırım hızıyla hareket etti. Yerleşimci terörünü gözlerden uzak tutmakta bir sorun yaşamıyorlardı. Hatta onlara göre Yahudiler eski ülkelerine dönüyordu, yerleşimci değillerdi. Düşman bir çevrenin içinde İsrail’in kendini savunma hakkı vardı. Filistinliler boş yere direniyordu. Araplar da barışa hazırdı. Abraham Anlaşmaları ile nihaî bir çözüme ulaşılacak ve yeni bir sayfa açılacaktı.

Şehit Yahya Sinvar oyunu bozuncaya kadar Hıristiyan Siyonistlerle Siyonistler arasındaki uzlaşma başarılıydı. Fakat Sinvar, ölümcül bir karşılık verdi. Hamas bu ölümcül karşılıktan sonra bir adım dahi geri adım atmadı. ABD ve İngiltere’nin Almanya ile birlikte soykırım suçlarına ortak oldukları gözler önüne serildi. Bugün herhangi bir kimse ABD’nin ve İngiltere’nin İsrail’e koşulsuz desteğini Yahudi lobilerinin gücü ile izah edemez. Muhtemelen Yahudi lobileri bu dönemde işsiz kaldıklarını görmüşlerdir. Özellikle ABD, yeni dönemde Filistin soykırımına fiilen katıldı. Siyonistler Gazze ve Batı Şeria’da savaşmaktan korkuyordu. Sadece gökyüzünden bomba yağdırdılar. Soykırımla yetinmediler ve çevre ülkelere saldırdılar. Fakat Suriye’ye yapılan saldırının zamanlaması yayılmacı emellerin bir sonucudur. Gerçi hedefe ulaşmış olsalardı geçmişte olduğu gibi bu hadiseyi büyük anlatının içine yerleştirirlerdi fakat sınır da burada ortaya çıktı. Bu defa Suriye’de devrimciler başardı. Devrimciler onların istediği malzemeyi sunmadı. Holokost anlatısı boşa çıktı. Parya devlet İsrail, Batı’nın beğenisini kazanmak istedikçe bulunduğu coğrafyada nefret kazandı. Fakat bu nefret asıl olarak Batı’ya yöneldi.

Şehit Yahya Sinvar, bir hareketin lideri olarak kuşkusuz çok değerlidir fakat zannediyorum onun asıl değeri çok daha ileridedir. Tarihin akışını değiştiren çok az insan vardır. O, İsrail’e sınırlarını gösteren büyük bir liderdi. Filistinliler bu büyük liderin ne yapmak istediğini tam manasıyla anladı ve sarsılmaz bir iman ile direndi. Coğrafyanın değişiminde asıl faktörlerden biri de bu direniştir. Tabiri caizse onların bu ölümcül direnişi coğrafyaya zaman kazandırdı. Böylelikle ABD ve İngiltere ile birlikte İsrail’e koşulsuz destek veren ülkelerin sınırları da ortaya çıktı. Holokost anlatısı bitti, yerleşimci kolonyalizm boyutu görünür hâle geldi.

Bundan sonra onlar da kendi aralarında sorun yaşayacaklar. Daha şimdiden ABD’de iç mücadele baş gösterdi. DAEŞ gibi silahları birbirlerine karşı kullanmaya başladır. Coğrafyamız direndikçe bu çatışmaların artacağını düşünebiliriz.

#İsrail
#ABD
#Selçuk Türkyılmaz