Fırat’ın doğusuna müdahale ve doğurduğu tepkiler

04:0020/12/2018, Perşembe
G: 20/12/2018, Perşembe
Selçuk Türkyılmaz

Herhangi bir fikir ve hareket kısa bir zaman aralığında doğup gelişmiyor. Bunun için uzun zamanlara ihtiyaç vardır. Bu sebeple bugün karşılaştığımız birçok hadisenin, görüşün geçmişi hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Bu bize fikirlerin hareketlerin temellerini belirleme imkânı verir. Böylelikle hadiseleri ve onlara yön veren fikirleri belirleme ve anlama şansımız doğar.Türkiye’nin yakın coğrafyasında meydana gelen hadiselerle yakından ilgilenmesi ve bunlardan bir kısmıyla ilgili siyasî

Herhangi bir fikir ve hareket kısa bir zaman aralığında doğup gelişmiyor. Bunun için uzun zamanlara ihtiyaç vardır. Bu sebeple bugün karşılaştığımız birçok hadisenin, görüşün geçmişi hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Bu bize fikirlerin hareketlerin temellerini belirleme imkânı verir. Böylelikle hadiseleri ve onlara yön veren fikirleri belirleme ve anlama şansımız doğar.



Türkiye’nin yakın coğrafyasında meydana gelen hadiselerle yakından ilgilenmesi ve bunlardan bir kısmıyla ilgili siyasî riskler taşıyan kararlara imza atması elbette çok önemlidir. Bu kararların sorgulanmaz olduğunu iddia edecek değiliz. Ne var ki bu kararlar hakkında görüş beyan ederken farklı örtüler altında başkalarının görüşlerini gündeme taşımak anlamlıdır. Gerek devlet politikasına yön veren karar vericilerin gerekse bireysel aktörlerin dile getirdiği görüşleri ve sahaya yansıyan kararları eleştirirken gizli bir gündemden hareket etmenin bu ülkeye bir faydası dokunmaz. Peki, bu yönde adımlarla dün karşılaştığımız gibi bugün de karşılaşıyor oluşumuzu nasıl yorumlamalıyız.

Sayın cumhurbaşkanımız Fırat’ın doğusundaki terör unsurları, onların yapılanması ve destekçileri hakkında anlaşılır cümlelerle çok açık mesajlar verdi. Türkiye’nin güney sınırlarında Amerika ve yancıları tarafından PKK-PYD eliyle oluşturulmak istenilen terör koridoruna müsaade etmeyeceğini ve bunun için de bir an önce harekete geçileceğini belirtti. Bu ne bir tehdit ne bir meydan okuma ne de sorumsuzluk göstergesidir. Türkiye bir adım sonra neler olabileceği konusunda görüş birliğine ulaşmış ve oluşan koridoru kendi varlığına yönelik çok ciddi bir tehlike olarak yorumlamıştır. Erdoğan’ın açık mesajları tehlikenin bertaraf edilmesi uğruna Türkiye’nin olası riskleri göğüslemeye karar verdiğini gösteriyor. Çünkü oluşturulmak istenilen terör koridoru doğrudan Türkiye’nin menfaatlerine zarar verecektir.

Farklı devletlerin ülkemiz aleyhine birtakım faaliyetler içinde olmasını elbette anlıyoruz. Bu yöndeki mücadelelerin zaman zaman ülkeleri savaşa sürüklediği de aşikârdır. Devletler ve uluslararası mücadele böyle bir şeydir. Bu mücadelenin gereklerinden biri de karşı taraftan eleman devşirmeye çalışmaktır. Devletler ya kendi elemanlarını önceden karşı tarafın sahasına yerleştirirler veya onların sahasından eleman devşirmeye çalışırlar.

Eleman devşirme hayalî bir mesele değildir. Ne yazık ki son iki yüz yılımıza hâkim olan konularından biri de budur. Yaklaşık iki yüz yıldır içimizden bazılarının yabancı güçler tarafından devşirildiğini kabul etmek zorundayız. FETÖ meselesini bu bağlamda ele aldığımız açıktır. Fakat ele geçirilme ve devşirilme meselesini FETÖ ile sınırlı tutmak bizi ciddî bir yanılgının içine sürükleyecektir. Milletin ele geçirilmediğini 15 Temmuz’da gördük. Fakat elitler düzeyinde devşirilme hadisesinin önemsenmesi gerektiği açıktır.

Türkiye olarak yaşadığımız bütün krizlerde ya da karşılaştığımız sorunlarda başkalarının menfaatlerini öncelemenin birçok yolu vardır. Karşılaştığımız sorunları sorun olmaktan çıkarmak ya da önemsizleştirmek etkili bir yöntemdir. Yıllar geçtikçe sorun büyüyerek karşımıza çıktığında karar vericileri zamanında önlem almamakla suçlayabiliriz. Ülkemizin gücünü önemsizleştirmek de etkili yöntemlerden biridir. Bu şekilde atılması gerekli adımları önlemek mümkündür. Buna koskoca bir ülkeyi hareketsiz kılmak da diyebiliriz. MİT TIR’larına yapılan baskınlar buna çok güzel bir örnektir.

Türkiye, Suriye sorunlarından uzaklaştırıldı ve böylelikle küresel güç odaklarının hareket alanı genişledi. Elbette sorun zaman içinde büyüdü ve Rusya ile savaş aşamasına geldik. Üstelik bu zaman zarfında Rusya, Suriye’de çok güçlü bir aktör haline geldi. Amerika, İngiltere, İsrail ve Fransa gibi ülkelerin, Almanya’nın, Çin’in önünde geniş bir alan açıldı. Bu söylediklerimiz İran için de geçerlidir. Türkiye için Suriye daha zor bir mesele hâlini aldı.

Velhasıl Türkiye Fırat’ın doğusuna bugün müdahale etmezse sorun çok kısa bir zaman içinde bambaşka boyutlar kazanacaktır. Bu boyutlardan bazılarını bugünden tahmin etmek zor değil. Bunların tamamının Türkiye ve coğrafyamız için çok daha olumsuz sonuçlar doğuracağında şüphe yok. Bu, anlaşılması zor bir durum olmadığı hâlde birileri ısrarla Türkiye’nin hareketsiz kalmasını istiyor. Bu tür tavır içinde olanları devşirilenler safına koymakta bir sakınca yoktur.

Türkiye, çevresinde oluşturulan ve gelecekte adım atmasını imkânsız hale getirebilecek terör koridoru ve benzeri yapay engelleri yok etmek zorundadır.

#PKK/PYD
#Harekat
#Fırat'ın doğusu