EDISYON:

Filistin’in zeytin ağaçları ve muhafazakâr protestocular

04:0023/09/2024, Pazartesi
G: 23/09/2024, Pazartesi
Selçuk Türkyılmaz

TRT World tarafından hazırlanan “Kutsal İşgal” belgeseli yayımlandı. İlk gösterimden sonra bu belgeselin İsrail’in Filistin topraklarında işlediği cinayetler hakkında çok sahici fikirlere yol açacağını ifade etmiştim. Çünkü belgeselde kolonyal bir yapı olan İsrail’i oluşturan en temel unsurlardan yerleşimciler örnek kişi, grup, eylem ve fikirleriyle ilk defa sarih bir şekilde anlatılıyordu. Türkçe literatürde İsrail ve müstemlekecilik hakkında ciddi tercüme eserler yayımlansa da yerleşimcilik gibi


TRT World tarafından hazırlanan “Kutsal İşgal” belgeseli yayımlandı. İlk gösterimden sonra bu belgeselin İsrail’in Filistin topraklarında işlediği cinayetler hakkında çok sahici fikirlere yol açacağını ifade etmiştim. Çünkü belgeselde kolonyal bir yapı olan İsrail’i oluşturan en temel unsurlardan yerleşimciler örnek kişi, grup, eylem ve fikirleriyle ilk defa sarih bir şekilde anlatılıyordu. Türkçe literatürde İsrail ve müstemlekecilik hakkında ciddi tercüme eserler yayımlansa da yerleşimcilik gibi unsurlar bir yapı içinde analiz edilmiyordu. Bu sebeple TRT World tarafından hazırlanan belgeselle yerleşimci kolonyalizmin nasıl bir şey olduğu iyice belirginlik kazanacaktır.

Belgeselde anlatıldığı gibi yerleşimciler, doğrudan devlet tarafından desteklenmelerine rağmen devletten bağımsız hareket etme “özgürlüğüne” sahip unsurlardır. Bu İngiliz tipi yerleşimci kolonyalizmin en önemli unsurudur. Şimdiye kadar ABD ve İngiltere tarihi üzerine yapılan çalışmalarda “yerleşimci özgürlüğü” gibi en temel kavramların sarahate kavuşturulmadığını söyleyebiliriz. Hâlbuki ABD tarihinin bu en önemli unsuru ortaya çıkarılmadan liberalizm kavramını enine boyuna tartışmak neredeyse imkânsızdır.

Bunun ne türden bir eksiklik olduğunu özellikle doksanlı yıllarda Anglosakson liberalizmiyle teşrik-i mesaide olan muhafazakârlar üzerinden ortaya çıkarmamız gerekir. Soğuk Savaş döneminde İsrail’le ilgili propaganda çalışmaları Batıcı grupların Avrupamerkezci yaklaşımlarını bir inanca dönüştürmüştü fakat muhafazakâr gruplar dışarıda kalmayı başarmıştı. Seküler milliyetçiliğin derinleşme sürecinde İsrail güzellemeleri oldukça etkiliydi. İsrail’in çölde yeni bir medeniyet yarattığına dair çok güçlü bir algı oluşmuştu. Taha Akyol gibi yazarların yıllar öncesine ait yazılarına bir de bu gözle bakılabilir. Zaten İsrail’in medenileştirici rolüne yönelik övgünün muhafazakâr dindar grupları etkilemesi de bu türden yazıların sonucuydu.

Etkileme ve nüfuz karmaşık bir sürece tekabül etmez. 2000’li yılların başında İsrail Dostluk Grubuna adını yazdıranlar arasında çok şaşırtıcı isimler vardı. Hâlbuki yerleşimciler o zaman da İsrail yayılmacılığının belkemiğini oluşturuyordu ve “çölde yeni bir medeniyet” dedikleri Doğu Akdeniz’de yüz yılların hatırasını taşıyan zeytin ağaçlarının talanı üzerinde yükseliyordu. TRT World’un hazırladığı belgeselde yerleşimcilerin bu ağaçları sahiplenmek, yerinden sökmek, yok etmek ve yeni arazilere ev yapmak için işlediği cinayetler açık açık gösterilmiş. Fakat içerideki nüfuz ve etki çok yüksek düzeyde olduğu için zeytin ağaçları gibi kolayca sökülemiyor.

İlginç bir olay olması bakımından kayda geçirmekte fayda görüyorum. TRT World belgeselinin ilk gösteriminde muhafazakâr çevreden bir grup Türkiye’nin dış siyasette takip ettiği siyaseti protesto etmiş. Aslında sadece bu belgesel dahi Türkiye’nin nerede durduğunu göstermeye yeterken “muhafazakâr” protestocuların Erdoğan hakkında zıt yönde bir algı yönetimine giriştikleri çok açıktı.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu olay benim için çok şaşırtıcıydı. Çünkü bu türden hadiselerde İsrail Dostluk Grubu, nüfuz ve sirayet gibi oluşumların derin izlerini görebiliyordum. Çok önemli olduğunu düşündüğüm bir soruyu burada kayıtlara geçirmek istiyorum: Protesto eylemini düzenleyenlerin Türkiye’nin Filistin’e desteğini ve yardımlarını yetersiz gördükleri için harekete geçtiği düşüncesi çok da gerçekçi değildir. TRT World belgeseli gibi tarihî bir yapımın ilk gösteriminin protesto edilmesi tartışmaya çok açık bir meseledir. Çünkü belgesel aynı zamanda ABD ve İngiltere tarihinin karanlık bir yüzünü aydınlatmaktadır. Bu tür yapımların nasıl bir sonuç vereceğini şimdiden tahmin edebiliriz. Esasen zihinleri istimlak eden Batı miti yıkılacaktır. Bundan rahatsızlık duyanların Türkiye’nin antiemperyalist tutumuna zarar vermek istedikleri çok açık. Şaşırtıcı olan da bundan sonrası. Batı yanlısı düşünceleri bir ideoloji olarak benimseyen kişi ve grupların Erdoğan’ın Filistin’e desteğini yetersiz göstermek istemesidir.

Muhafazakâr dindar grupların ve aynı çevrelerden sivil toplum kuruluşlarının geçmişten kalan tortularla mücadele etmesi hayati derecede önemlidir. Eğer yeni bir adım atma niyetleri varsa kaynağın çıktığı yere doğru gitmek zorundalar. Bunun entelektüel bir çabayı gerektirdiği çok açık. Sızma ve nüfuz tahmin edilenin çok ötesindedir.

TRT World yapımı “Kutsal İşgal” belgeselinin yeni fikirlere yol açacağını düşünüyorum.

#filistin
#işgal
#protesto
#Selçuk Türkyılmaz

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.