Amin Maalouf “Ölümcül Kimlikler” adlı kitapta İslam coğrafyasını anlamak için sömürgecilikle alakalı bilginin önemine işaret eder. Maalouf, İslam tarihiyle ilgili on ciltlik bir eser okumakla bugünün anlaşılamayacağını, sömürgecilikle alakalı otuz sayfalık bir makalenin İslam coğrafyası hakkında daha fazla şey söyleyeceğini anlatır. Bugün Kırgızistan’da yaşanan karmaşa Ölümcül Kimlikler’deki bu önemli tespiti hatırlatıyor. Bilindiği gibi Kırgızistan’daki karmaşa darbe girişiminin ya da o bölgede hâkimiyet savaşının bir neticesi olarak değerlendirilmektedir. Eğer Türkiye’de etkin olan muhafazakâr liberal çevrelerin oryantalist kavramlarını kullanırsak darbe girişimini anlama şansını kaybederiz. Aynı şekilde hâlen devam etmekte olan devlet biliyordu, o uyanıktı, bu uyuyordu, siyasiler de sorumluydu, şunlar masumdu, bunlar değildi gibi oldukça dar yaklaşım biçimleri Kırgızistan’daki darbe girişimini de görünmez kılacaktır. Çünkü bu ülkedeki darbe girişimine de FETÖ karışmıştır.
Geçmişte niye birlikte oldular, niye göz yumdular, menfaatleri bozuldu gibi analiz değeri olmayan yaklaşımlardan fikir çıkarılamaz. Bu sözler, kendine yönelen anlamlı bakışları ve iddiaları bulanıklaştırmaktan başka bir değer taşımaz. Bolca kullanılan dinî kavramların da herhangi bir anlam ifade etmediğini kabul etmemiz gerekir. Daha da ileri bir söz söylemek gerekirse yönetim anlayışlarının ve sistemlerinin hükmünün olmadığını görmek gerekir. FETÖ’nün Kırgızistan’da veya başka bir ülkede darbe girişimine karışmasını anlamak için muhakkak sömürgecilikle ilgili kavramlara başvurmamız gerekir. Bu, hepimizi aşan ve bir dönem ile sınırlandırılamayacak kadar büyük bir meseledir. İyi niyetli olduğu da şüphe götürür yaklaşımlar, kişisel saplantılarla da izah edilemez. Kişisel saplantılar sadece karşılaştığımız devasa sorunları muğlaklaştırır ve emperyalist müdahalelere alan açılmasını sağlar.
Emperyalist müdahale ve FETÖ ilişkisinin görünmez kılınması bir tarafa, bunlara karşı verilen amansız mücadelenin değersizleştirildiği bir dönemden geçiyoruz. Muhafazakâr muhalefetin yayın organı, Sayın Cumhurbaşkanımız’ın arabadan inerken çekilmiş fotoğrafını eğilir pozisyonda göstermek amacıyla mahsus kırparak servis ediyor ve ana muhalefet lideri de bunu para dilenmek için eğilmek şeklinde sunuyor. Biri Katar’dan para dilenildiğini ima ediyor, diğeri de üretilmiş gerçekliğin siyasal propagandasını yapıyor. Bununla Katar ve Türkiye’yi aynı anda vurmak ve Sayın Erdoğan’ın antiemperyalist mücadelesini tahkir etmek istedikleri açıktır. Aynı gazetenin bir yazarı da üzerinde oynanmış fotoğrafın yayımlanmasından bir gün sonra Doğu Türkistan ve Uygur Türklerine yapılan zulümden hareketle Türkiye’nin ve Erdoğan’ın Çin’den para dilendiğini, Çin’in yatırımlarına bel bağlandığını, bu sebeple Çin karşısında eğilmek zorunda kalındığını açıkça söyleyebiliyor. Ana muhalefet liderinin yorumlarının bu gazetenin mutfağında pişirildiği açıktır. Yeni muhafazakâr parti başkanlarının da aynı koroya katılması anlamlıdır. Dağlık Karabağ’ın ve işgal altındaki toprakların azat edilmeye başlanmasıyla oluşan millî atmosferi dağıtmak, etkisizleştirmek ve değersizleştirmek istedikleri anlaşılıyor.
Bu tarz çıkışların FETÖ tavrından farklı olduğunu düşünen varsa bu işlerden anlamıyordur. Yalan olduğu açıkça belli olan bir sözü söylemenin bedeli konusunda bilgilerinin olmadığını düşünemeyiz. Bu, tam da ifade etmek istediğimiz şeydir. Dinî bir meseleyi ele almıyoruz. FETÖ’den sonra da emperyalizme alan açmaya çalışan çevreler var. Farkında olup olmadıklarını bilemeyiz ama dolaylı olarak dinî alanı istismar ediyorlar. Bu şekilde dinî çevreleri de sürece dâhil ederek emperyalizmi görünmez kıldıklarını fark etmiyor olamazlar. FETÖ’nün Kırgızistan’da darbe girişimine karışmasını günlük tartışmaların dışında ele almak gerekir. Bu, yeni dönem emperyalizmin örgütlenme ve müdahale biçimleri açısından ele alınacak bir meseledir.
İslamcılar Türkiye’nin ve coğrafyanın değişiminde çok önemli rol oynamıştı. Bir zamanlar FETÖ’ye karşı güçlü bir duruşa sahiptiler. Fakat günümüzde anlaşılması zor bir sessizliğin hâkim olduğunu söylemeliyiz. Emperyalizmin açık müdahalesine maruz kalan Azerbaycan’ın başarısı bütün coğrafyayı sevince boğmalıdır. Aynı şekilde Kırgızistan’daki FETÖ’cülerin de dâhil olduğu darbe girişimi bize ait bir meseledir. Aksi takdirde konuları geçiştirerek hem inandığımız değerlere hem de bir zamanlar içinde bulunmakla iftihar ettiğimiz mücadelenin hatıralarına zarar vermiş oluruz. Coğrafyamıza ve ülkemize dair söyleyeceğimiz sözler olmalı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.