Asya Endonezya Sufî Ulema Meclisi’nin FETÖ fetvası

04:0011/10/2018, Perşembe
G: 11/10/2018, Perşembe
Selçuk Türkyılmaz

17-25 Aralık 2013’ten sonra farklı mahfillerde paralel devlet yapılanması şeklinde anılmaya başlanan terör örgütü hakkında ciddî tartışmalar başlamıştı.Fakat terör örgütü, hukuku darbe teşebbüsü için payandaya indirgemesine rağmen yaklaşık bir buçuk yıllık zaman diliminde örgütün Türkiye açısından tehdit olma durumu tam manasıyla ele alınmadı. 15 Temmuz’da yaşanan büyük şaşkınlığın sebebi entelektüel hazırlığın eksikliğidir.Burada küçük bir olayı okurlarla paylaşmakta sakınca görmüyorum: 17-25 Aralık’tan

17-25 Aralık 2013’ten sonra farklı mahfillerde paralel devlet yapılanması şeklinde anılmaya başlanan terör örgütü hakkında ciddî tartışmalar başlamıştı.


Fakat terör örgütü, hukuku darbe teşebbüsü için payandaya indirgemesine rağmen yaklaşık bir buçuk yıllık zaman diliminde örgütün Türkiye açısından tehdit olma durumu tam manasıyla ele alınmadı. 15 Temmuz’da yaşanan büyük şaşkınlığın sebebi entelektüel hazırlığın eksikliğidir.

Burada küçük bir olayı okurlarla paylaşmakta sakınca görmüyorum: 17-25 Aralık’tan sonraki bahar, bir dost meclisinde Fetulahçıların Türkiye için tehlike olmaktan çıktığı ve artık zayıflamaya başlayacağı yönünde fikirler ortaya sürüldü. Kişisel kanaatim tam aksi yöndeydi, örgütün bundan sonra çok daha tehlikeli olacağını ifade etmeye çalıştım ama muhataplarımın alaycı bakışlarından kurtulamadım. Açıkçası o tarihte darbe girişimi türünden bir kalkışmayı ön görmek benim için de mümkün değildi. Darbe işaretleri ancak bir yıl sonra belirmeye başladı. Fakat örgütün tehlike saçtığı konusunda hiçbir şüphem yoktu. Üstelik bu tehlike salt askerî cihetle sınırlı değildi. Haddizatında diğer alanlarda yol açtığı sorunlar bize göre daha önemliydi. Özellikle itikadî düzeydeki görüşler dikkat çekiyor, dinî alandaki klasik olmayan yorumlar kaygı uyandırıyordu.

Bugün de örgüt hakkında benzer kanaatlerden vazgeçmiş değilim. Yine farklı mahfillerde FETÖ’nün yediği darbelerden bahsediliyor ve örgütsel yapının belinin kırıldığı söyleniyor. Devlet içinde güvenlik kurumları eksenli bir ayıklanma ve tehlikenin bertaraf edilmesi yönünde son derece ciddiye alınması gerekli bir çalışma inkâr edilemez. Bu alanda vatanperverane adımların sahiplerine saygısızlık etmemek gerekir. Fakat bu durum terör örgütünün zayıflamasına ve zayıflayacağına işaret olarak değerlendirilmemelidir.

17-25 Aralık 2013’e kadar FETÖ hakkında uluorta konuşulamazdı. Erdoğan, 2012’den itibaren bu örgüte karşı açıkça tavır almamış olsaydı bugün çok daha vahim bir durumda olurduk. Hassasiyetin oluşmamasının en önemli sebebi birçok meselede olduğu gibi FETÖ konusunun da bilgi düzeyinde ele alınmamasıdır. Bilmek önemlidir. Hislerle, inançlarla ve zanlarla hareket edildiği için örgütün saçtığı tehlikeler görülemedi. Benzer durum örgütün hâlihazırdaki tehditkar ilişkileri için de geçerlidir. Fakat bütün bu olumsuzluklara rağmen Asya Endonezya Sufî Ulema Meclisi tarafından FETÖ hakkında kaleme alınan fetva çok önemli bir gelişmedir ve ileriye doğru korkusuzca atılmış bir adımdır. Bu fetvanın ikinci bir örneği bulunmamaktadır.

Asya Endonezya Sufî Ulema Meclisi, kaleme alınan fetva metninin Gülenciler hakkında kapsamlı bir tahkikat neticesinde ortay çıktığını söylüyor. Gazetetelere yansıyan şekliyle fetva metni şöyledir:

1- Fetulah Gülen Kur’an ayetlerinin tefsirinde ciddi tahrifler yapmıştır. Ona ait öğretiler Kur’an ve Sünnet’e dayanan İslam akidesini bozabilecek niteliktedir.

2- Fetulah Gülen başlangıçta öğretilerini Bediüzzaman Said Nursi’ye nispet ederek yaymıştır. Fakat tahkik edildiğinde Bediüzzaman Said Nursi’nin görüşlerini tahrif ettiği ve bunu İslam ümmetinin, Müslüman gençlerin ve özellikle de üniversite öğrencilerinin ilgisini çekmek için yaptığı açıktır.

3- Bütün davranış ve fikirleri özellikle sufiliğe dair olanlar hatalıdır ve tasavvufî değerlere zarar vermiş ve vermektedir.

4- Fetulah Gülen hareketi ve cemaati sadece dinî bir hareket veya sosyal bir organizasyon değildir. Söz konusu oluşum, siyonist gruplarla güçlü ilişkileri olan dinî/sosyal oluşumların (STK’ların) arkasına gizlenme heveslisi bir harekettir.

Daha ne söylensin! Asya Endonezya Sufî Ulema Meclisi FETÖ’yü itikad, fikir, gelenek, siyaset, hukuk açısından incelemiş ve ulaştığı sonuçları paylaşmış. Yukarıdaki maddelerin daha detaylı bir şekilde analiz edilmesi gerekir. Fakat meclisin bu örgütü çok iyi incelediğini söyleyebiliriz.

Sıralanan maddelerden çıkan ilk sonuçlar şunlardır: FETÖ itikadî açıdan İslam’a uymayan inanış örneklerine sahiptir, fikrî bağlamda dayandığı temeller tahrifatla kurulmuştur, gelenek bozucudur ve siyaseten Siyonist ağlara dâhil olmuştur dolayısıyla coğrafyaya yabancılaşmış bir örgüttür.

Asya Endonezya Sufî Ulema Meclisi’nin FETÖ hakkında yeni bir tanımlama getirdiği anlaşılıyor. Türkiye’de dahi meseleye bu kadar geniş bir açıdan yaklaşıldığına tanıklık etmedik. Umarım farklı çevreler tarafından dikkate alınır.

#Endonezya
#FETÖ