Kurtlar sofrası

00:0010/10/2012, Çarşamba
G: 6/09/2019, Cuma
Sanlı Sarıalioğlu

Teknik direktörleri göndermek ne de kolay değil mi? ''Gitsin'' denilen Kocaman, lig ve kupa şampiyonluğu yaşadı, 2. şampiyonluğunu kılpayı kaçırdı. Ve bu isim, Alex üzerinden yem edilmeye çalışıldı ama Alex kendini ele verdiHevesleri kursaklarında kaldı. İki lokmada Aykut Kocaman''ı mideye indireceklerdi. Kurtlar sofrasında ağızlarını şapırdata şapırdata bekliyorlardı. İki galibiyet tüm hesapları alt üst etti.Teknik direktörleri göndermek ne de kolay değil mi? İki kötü sonuçta postala gitsin. At

Teknik direktörleri göndermek ne de kolay değil mi? ''Gitsin'' denilen Kocaman, lig ve kupa şampiyonluğu yaşadı, 2. şampiyonluğunu kılpayı kaçırdı. Ve bu isim, Alex üzerinden yem edilmeye çalışıldı ama Alex kendini ele verdi

Hevesleri kursaklarında kaldı. İki lokmada Aykut Kocaman''ı mideye indireceklerdi. Kurtlar sofrasında ağızlarını şapırdata şapırdata bekliyorlardı. İki galibiyet tüm hesapları alt üst etti.

Teknik direktörleri göndermek ne de kolay değil mi? İki kötü sonuçta postala gitsin. At kenara bir paçavra gibi. Kopar pamuk ipliğini. Bu mudur yani! Bu kadar basit, bu kadar aşağılayıcı mıdır? İhtiraslar ve bir takım ucuz hesaplar insanları bu denli mi çirkinleştirir? Gözler bu denli mi gerçekleri görmez olur?

''Gitsin'' dedikleri Kocaman göreve geldiğinin ilk yılında takımını Süper Lig şampiyonu yaptı. İkinci yılında Süper Lig''de kılpayı 2. oldu ve yıllardır kazanılamayan Türkiye Kupası''nı müzeye taşımasını bildi. Bu sezon da ligimizin en önemli şampiyon adaylarından biri. Şampiyonluksa şampiyonluk, kupaysa kupa. Daha ne istiyorsunuz? Benim sorduğum soruya da bak, onların amacı bağcıyı dövmek ve de yerinden etmek.

Kocaman derbi sonrasında şöyle konuştu: ''Türkiye''de bu iklim devam ettiği sürece Fenerbahçe ve diğer kulüpler antrenör takımı olma yolunda ilerleyemez''

Dört dörtlük bir teşhis. Millet olarak suçlamayı, kelle koparmayı o kadar çok seviyoruz ki. Vay onu neden oynattın veya oynatmadın? O futbolcu sağda değil, solda oynar. Onu neden transfer ettin? Onu neden kadro dışı bırakıyorsun? Onu neden oyundan aldın? İşimiz gücümüz hep bu sorular.

ALEX HOCASINA KİN BESLEMİŞ

Şu aralar en baş sorumuz, ''Alex gönderilir mi?'' Gönderilir beyler gönderilir. 35 yaşına gelmiş, kapris üstüne kapris yapan, teknik direktörüne posta koyan biri her kulüpten ilk vasıta ile gönderilir. Alex son basın toplantısında Kocaman''a karşı duyduğu kini, öfkeyi ve de intikam duygusunu çok net bir biçimde ortaya koydu. Hocası ile ilgili her cümlede bunu gördük. Sürekli suçladı ve aşağıladı. Bakın şu söylediklerine:

''Kocaman''ın futbol görüşüne hiç katılmadım. Takımın futbolunda Kocaman ile hiçbir gelişme olmadı. Ben her zaman hocaya ihtiyaç duydum, O, hoca olamadı. Gol atıyoruz sevinmiyor. Bir maçta gol attım Brezilyalı arkadaşlarım, ''Hocan çok üzüldü'' dediler. Türkiye Kupasını kazandık, hoca dönüş uçağımızda yoktu. Kasımpaşa maçından sonra soyunma odasında arkadaşlara, ''Aykut hoca ile problemim var. Ayrılacağım'' dedim. Hoca benim için ''Şu aralar kafası karışık'' dedi. Buna da çok sinirlendim. Kendisi sportif direktör iken hep teknik direktör olmak istedi. Bunu hissettim"

Vay be ne laflar, ne laflar! Peki be koçum, o meşhur(!) heykelinin açılışında, ''Aykut Kocaman''a ayrı teşekkür etmek istiyorum. Hocamız olmasaydı, o sıkıntılı ve baskılı dönemden çıkamazdık'' diyen sen değil misin? Ne o, söylediklerini 10 günde unuttun mu? Yoksa işine nasıl gelirse öyle mi konuşuyorsun?

Alex resmen kendini ele verdi, suçüstü yakalandı. Alex ile geçinmek gerçekten çok güçmüş. Meğer Alex, bir Kocaman düşmanı olarak takımın içinde bulunmuş. Aykut hoca bugüne kadar yine iyi dayanmış, iyi idare etmiş. Alex ne yazık ki egolarının esiri olmuş. Gerçek yüzü şimdi ortaya çıktı. Basın toplantısında, sürekli ''Ben, ben, ben'' diyen, sadece ve sadece kendi görüşlerinin doğru olduğuna inanan, kendisini haklı göstermek için hocasına insafsızca vuran, suçlayan sevimsiz bir profil çizdi. Puan kaybetti, prestij kaybetti. Keşke son noktayı bu şekilde koymasaydı. Şimdi bir kez daha görüyorum ki, Alex''in gönderilmesi zorunlulukmuş. Alex köprüleri tamamen yıkıp atmış.

HADİ ULAN!!!

Başlıktaki sözlerin sahibi Burak Yılmaz. Burak''ın, ''hadi ulan'' ile beraber şiddetli el kol sallayışları ve parlayışı da var. Peki Burak, nerede, kime ve niçin böyle bir tepki verdi? Son oynadıkları Eskişehirspor maçında yardımcı hakem Serkan Akarca''nın basit bir kararına öfkelendi ve tepkisini bu şekilde dile getirdi. Üstelik bu sözleri Akarca''nın yüzüne karşı dünya alem duyacak şekilde bas bas bağırarak söyledi. Sonuç, büyük bir sessizlik.

Oh ne güzel! Yardımcı hakem bir güzel afiyetle yemiş bu lafları. Ben hakemlerimizin çoğu için, ''Şimşekleri üstlerine çekmek istemiyorlar. Cesur değiller. İstanbul''un 3 büyüğünden korkuyorlar'' dediğimde tepki görüyorum.

Şimdi soruyorum: Sayın Serkan Akarca neden orta hakem İlker Meral''a bu durumu anında bildirmediniz? Söyleyin, yoksa bildirdiniz de İlker Meral duymazlıktan mı geldi?

Burak''ın lafları resmen hakaret ve çıt yok. Eğer yürek yetmiyorsa bayrağı da, düdüğü de bırakacaksınız. Eskişehirspor üvey evlat mı? Burak''ın bir sarısı vardı ve o tepkiden sonra kesinlikle oyundan atılacaktı. Eskişehirspor büyük bir avantaj elde etmiş olacaktı. Serkan Akarca, Necati''nin gole giderken Cris tarafından yaka paça yere indirilişinde de piyasada yoktu, bayrağını hiç kıpırdatmadı. Ne hikmetse bu pozisyonu orta hakem de tespit edemedi! Galatasaray 9 kişi bitireceği maçı hakem kıyağı ile 11 kişi bitirdi. Bereket karşılıklı atılan iki gol ofsayttı da bu yönde yanan olmadı.

Devam Burak devam! Bu hakemler olduğu sürece sen onları parmağının ucunda oynatırsın! Var mı sana yan bakan! Ve devam sevgili hakemlerimiz devam! Sizlerden büyüğü yok!

Avcı maceraya kalkışmazsa

Milli haftaya girdik. 12 Ekimde İstanbul''da Romanya ile, 16 Ekim''de de Budapeşte''de Macaristan ile karşılaşacağız. Gurubumuzda Hollanda dışında hiçbir takım bizim düzeyimizde değil. 2014 Dünya Kupası Finallerine doğrudan gitmek istiyorsak, bundan sonraki tüm maçlarımızı kazanmak zorundayız. Bizde bu potansiyel var. Yeter ki elimizdeki silahları doğru zamanda ve yerli yerinde kullanalım.

Abdullah Avcı takdir ettiğim bir teknik direktör. Hocamız daha işin başında. Hepimiz hoş görülü ve sabırlı olmalıyız. Ancak Avcı da esnek davranmalı. Eleştiriler karşısında hemen saldırıya geçmemeli. ''Her şeyi en iyi ben bilirim'' psikolojisi insanları çıkmaz sokaklara sürükler. Saplantılardan, ön yargılardan arınarak verilen kararlar daima sağlıklı olmuştur.

Milli kadroda 8 G.Saraylı, 8 F.Bahçeli var. Hiç yadırgamam. Öyle yıllar olur ki, kadroyu sadece G.Saray ve F.Bahçe''den oluşturursunuz. Ancak seçimlerde haklılık payı daima ön planda tutulmalıdır. Takımında oynamayan, maç eksiği bulunan futbolculardan ne beklenir bilemiyorum. Mert ve Cenk, genellikle kulübedeler. Trabzonspor''da Onur banko oynuyor... Ve de çok formda. Neden tercih edilmiyor? Ayrıca da kale en önemli yer. Uzun süre oynamayan bir kaleci, görev aldığı ilk 2-3 maçta büyük sıkıntı yaşar. Kalenin enini boyunu, bulunduğu noktayı, çıkış zamanlamasını ayarlayabilmesi ve yeniden ezberine alması için zamana gereksinimi vardır. Umarım Volkan sakatlanmaz ve umarım böyle bir şansızlık olursa Volkan''ın yerine oynayacak iki kalecimizden biri hatalı gol yemez. Onur varken başkasını kadroya almak risktir, saçmalıktır.

Avcı maceraya kalkışmazsa 6 puanı çantaya atarak yarınlara daha güvenle bakarız.

Samet gidecek güller açacak

Kocaman kelleyi kurtardı. Şimdi gündemde Samet Aybaba var. ''Kovun, atın'' diyenler kuyrukta. Ümraniye baskınları çoktan başladı bile. Twitler ortada cirit atıyor. İğrenç suçlamalar, saldırılar.

''Samet gidecek, güller açacak'' şeklinde düşünenler büyük yanılgı içersinde. Futbol, futbolcuyla oynanan bir oyun. Yeterli kadroya sahip değilsen takımın başına dünyanın en iyi hocasını getirsen boşuna. Beşiktaş bu sezon geçiş döneminde. Geçişler daima sancılı olur. Fatura çıkarılmak isteniyorsa dönüp arkaya bakmak gerekir. Enkaz edebiyatını hiç sevmem, ancak gerçek ne yazık ki aynen böyle. Geçmiş yönetimlerin tahribatı çok fazla. Şu anda Beşiktaş, problemlerin yumak haline geldiği noktada.

EN AZ SUÇLU SAMET HOCA

Samet hocanın eli zayıf. Silahları son derece sınırlı. Kadro çok dar. Bence suçlanacak en son kişi hoca. Hiçkimsenin Aybaba''ya ''Vay neden?'' demeye hakkı yok. Çaresizlik içinde çırpınıp duruyor.

Takımı gole götürecek tek kişi Fernandes. O da büyük maçlarda kayıp. Fenerbahçe karşısında inanılmaz etkisizdi. Mustafa Pektemek sakatlanınca Batuhan''a mecburen ''gel'' denildi. Batuhan''da tık yok. Yeni transferler Escude, Olcay, Uğur beklenin uzağında. Oğuzhan kulübede oturuyor. McGergor dışındaki yenilerin katkısı yok denecek kadar az. Bunun da nedeni parasızlık. Ucuz etin yahnisi işte bu kadar. Durmadan yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim,

Ocak transferi için şimdiden harıl harıl çalışmak gerekir. Ocak son trendir. Kaçarsa bu sezon büyük hüzünle sonuçlanır.