‘Zorlu’ güzellik olmaz

Geçtiğimiz günlerde Zorlu Holding CEO’sunun, Vestel CEO’suna attığı ve bunu yaparken de şirketin bütün çalışanlarını şahit haline getirdiği mail neticesinde Zorlu Holding CEO’su görevinden istifa etti. Duyumlara göre olay kamuoyuna yansıdığında kendisine ulaşılamayan Ahmet Nazif Zorlu gelişmeleri bir gün sonra öğrendi.

Zorlu Holding ve iştirakleri İsrail’de devam eden enerji yatırımlarından dolayı boykot listesindeydi. Hatta bu köşede bu yatırımlardan dolayı Zorlu PSM’de yapılması planlanan bir konserin iptal edildiğini de gündeme getirmiştim.

Yaşanan Ramazan tebriki krizi bir kez daha gösterdi ki bu ülkede hâlâ dinden, dindarlardan, dindar sanılmaktan korkan “önemli” bir grup var.

Şirketin dinden bağımsız duruşu, global olmaya çalışmalar filan hepsi kamuflaj.

Bu olay yaşanınca tabii dünyadan global şirketlerden Ramazan tebriki mesajları ortaya döküldü. Apple’dan Mercedes’e, büyük futbol kulüplerinden futbolcuların kendilerine kadar her yer Ramazan tebriki mesajlarıyla doluydu. Zorlu Holding CEO’sunun yaptığını Amerika’da veya Avrupa’da yaptığınızda bu nefret suçuna girer ve hapis cezasıyla yüzleşirsiniz.

Sadece büyük şirketler ve kurumlar değil sanat kurumları da Ramazan’ı tebrik mesajları atıyorlar. Tate, MET gibi müzeler inananların Ramazan’ını tebrik ediyor. Bizde bir sanat kurumunun bunu yapabilme ihtimali hâlâ mümkün değil. Kimseye parmak sallayıp niye Ramazan’ı tebrik etmiyorsunuz demiyorum. Bu zorla güzellik olmayacağını bilmeyenlerin yapacağı bir şeydir. Ama bana ve benim inandığıma saygı duyanlara, duyduğu saygıyı gösterenlere ben de daha fazla saygı gösteririm.

Bizim sanat dünyasında her zaman Ramazan yokmuş gibi davranılır, açılışlar kokteyller, basın toplantıları aynı şekilde devam eder. Bunun değişme ihtimali olduğunu düşünmüyorum. En azından gölge etmesinler. Ona da razıyım.

Oscar ödülleri sahiplerini buldu. No Other Land dışında pek de şaşırtıcı sonuç yok. Akademi üyelerinin artık neyi seçeceğini tahmin etmek zor değil. Ama No Other Land’e en iyi belgesel ödülü vermesi benim açımdan şaşırtıcı. Dağıtımcı bulamadığı için aylardır Amerika’da sinema salonlarında gösterilemeyen bir belgeselin bu ödülü kazanması şaşırtıcı. Berlinale’de ödül kazandığında da hayli şaşırtıcıydı. Oscar kazanması da şaşırtıcı. Filistinli ve İsrailli iki yönetmenin İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği suçları gösterdiği belgesel ülkemizde İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti. Ödül töreninde konuşan Filistinli yönetmen Basel Adra, “Dünyayı, adaletsizliği durdurmak ve Filistin halkına yapılan katliamı durdurmak için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz” dedi. Törende Robert de Niro’un ABD Başkanı Donald Trump’a küfretmesi, bu küfrü tekrarlaması ve salondakilerin bunu alkışlarıyla desteklemesi Amerika’nın içinde bulunduğu bölünmüşlüklerin en büyük göstergelerindendi.