Yılın ilk büyük kültür-sanat haberi hiç şüphesiz Sakıp Sabancı Müzesi’nde 2003 yılından itibaren liderlik eden Nazan Ölçer’in yerini Ahu Antmen’e bırakmasıdır. Nazan Hanım müzenin kuruluşundan itibaren son derece önemli işlere imza attı. Anish Kapoor, Picasso, Salvador Dali, Joseph Beuys, Rodin, David Hockney, Rembrandt, Ai Weiwei, Monet gibi dünyanın en önemli sanatçılarının eserlerini İstanbullu sanatseverlerle buluşturdu. Bu buluşmalar neticesinde müze uluslararası standartlarda bir kültür kurumu
Yılın ilk büyük kültür-sanat haberi hiç şüphesiz Sakıp Sabancı Müzesi’nde 2003 yılından itibaren liderlik eden Nazan Ölçer’in yerini Ahu Antmen’e bırakmasıdır. Nazan Hanım müzenin kuruluşundan itibaren son derece önemli işlere imza attı. Anish Kapoor, Picasso, Salvador Dali, Joseph Beuys, Rodin, David Hockney, Rembrandt, Ai Weiwei, Monet gibi dünyanın en önemli sanatçılarının eserlerini İstanbullu sanatseverlerle buluşturdu. Bu buluşmalar neticesinde müze uluslararası standartlarda bir kültür kurumu haline geldi. Uzun yıllar boyunca Türk-İslam Eserleri Müzesi’nin müdürlüğü görevini de üstlenmiş olan Ölçer, müzenin bugün Sultanhamet’te yer alan yerine taşınmasını sağladı. Bu müzenin 1984 yılında Avrupa Konseyi’nin düzenlediği yılın müzesi yarışmasında jüri özel ödülü almış, ertesi yıl ise Avrupa Konseyi ve UNESCO tarafından genç kuşaklara insanlığın ortak mirasını en güzel yansıtan müze seçilmiştir.
Ahu Antmen ise Türkiye çağdaş/güncel sanatının en önemli isimlerinden birisi. Ahu Antmen’i önemli kılan hususlar bence şunlar:
Sanat Tarihine ve Eleştirisine Yaptığı Katkılar
Yazıları, makaleleri ve kitapları, sanat tarihinin sadece kronolojik bir kaydı değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal dinamiklerle iç içe geçmiş bir süreç olduğunu vurgulamaktadır. Özellikle, sanatın toplumsal bağlamlarını irdeleyen yazıları, çağdaş sanatın derinlikli anlaşılmasına katkı sağlar.
Sanatçı Portreleri ve Modern Sanat
20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar isimli kitabı sadece akademik çevrelerde değil sanata ilgi duyan herkesin rahatlıkla okuyabileceği açıklıkta kaleme alınmıştır. Kanaatimce bu alanda türkçedeki en önemli telif eserdir.
Eleştirileri
Ben Ahu Antmen’in yaklaşımı sayesinde sanatın bir düşünce aracı olarak nasıl konumlanabileceğine dair fikirlerimi netleştirdim. Bu açıdan Antmen’in eleştiri yazıları ve konuşma/söyleşileri son derece önemlidir.
Akademisyenlik
Çok arzu etmeme rağmen Ahu Antmen’le akademik bir çalışma yapamadım. Tam yüksek lisansa niyet ettiğim zaman Ahu Antmen Marmara Üniversitesi’nden emekli oldu ve Sabancı Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. Antmen’in akademik çabaları, bir neslin sanat anlayışını şekillendirmiştir. Sadece Batı sanatı ilgi alanı değildir.
Küratöryel Çalışmalar
Artık bu alanda çalışmalarını pek göremesek de Antmen’in düzenlediği sergiler yerel sanatçıların üretimlerini uluslararası bir bağlama taşırken, aynı zamanda uluslararası sanatçılarla Türkiye’deki sanatçılar arasında diyalog kurulmasına olanak sağlamıştır. Bu bağlamda, sanatçıların farklı perspektiflerden yorumlanmasına olanak tanıyan sergiler düzenlemiştir. Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki yeni göreviyle birlikte bu alanda da çalışmalarını tekrar görmeyi ümit ediyorum.
Selim İleri’ye veda
Selim İleri sürekli eserlerini takip ettiğim favori yazarlarımdan biri değildi. Ama okuduğum eserlerinde İstanbul’u ele almak biçimini her zaman çok sevdim. Onun için tarih, nostaljiyle eşdeğerdi. İstanbul onun için sadece bir mekân değildi, o şehrin tamamını ele alırdı. Bu şehirde yaşayan insanların hayatları, duyguları onun eserlerinde önemli bir yer tutardı. İstanbul onun eserlerinde sadece bir mekân değil, adeta sokaklarıyla manzaralarıyla yaşayan bir varlıktı.
Selim İleri’nin kitapları kadar senaryoları da önemli birer eserdir. Özellikle Ömer Kavur’un yönettiği 1981 yapımı Kırık Bir Aşk Hikayesi unutulmaz Türk filmleri arasındadır. 75 yaşında vefat eden İleri, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak daima hatırlanacaktır.
#Aktüel
#Kültür
#Sanat
#Samed Karagöz
