Türkiye’nin kültür ve sanat başkenti hiç şüphesiz İstanbul’dur. İstanbul’un da sanat merkezi Beyoğlu ve civarıdır. Osmanlı’dan itibaren bu şekilde olmuştur. Bunun sosyolojik, politik nedenleri apayrı bir konu. Hakkında yazılan kitaplar dahi mevcut. Bugün Biel birçok önemli müze ve sanat kurumu bu alanda yer alıyor. Sanat alanında varlık göstermek istiyorsanız burası önemli. Ama İstanbul sadece Beyoğlu’na sığmayacak kadar büyük. Tarihi yarımadanın sanattan gerekli payını alamadığını hep düşündüm.
Türkiye’nin kültür ve sanat başkenti hiç şüphesiz İstanbul’dur. İstanbul’un da sanat merkezi Beyoğlu ve civarıdır. Osmanlı’dan itibaren bu şekilde olmuştur. Bunun sosyolojik, politik nedenleri apayrı bir konu. Hakkında yazılan kitaplar dahi mevcut. Bugün Biel birçok önemli müze ve sanat kurumu bu alanda yer alıyor. Sanat alanında varlık göstermek istiyorsanız burası önemli. Ama İstanbul sadece Beyoğlu’na sığmayacak kadar büyük. Tarihi yarımadanın sanattan gerekli payını alamadığını hep düşündüm. Hele Anadolu yakası maalesef kendi kaderine terk edilmiş izlenimine sahip. Evet, bazı belediyelerin sanatsal faaliyetleri oluyor, evet bazı özel girişimler mevcut lakin bunlar yeterli bir yoğunluk oluşmasına neden olmuyor bence.
Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy uzun zamandır kamuoyunu meşgul eden iki önemli mekanla alakalı açıklamalarda bulundu. Köklü geçmişe sahip Haydarpaşa ve Sirkeci Garları sanata ayrılıyor. Kapladığı alan dikkate alındığında Haydarpaşa Garı muazzam bir boşluğu dolduracak. Bir de olası söylentilerin, bilinçli dezenformasyonların önüne geçmek için her iki projede de AVM ve otel olmayacağının belirtilmiş olması önemli. Çünkü Türkiye’de maalesef öyle bir atmosfer var ki anlı sanlı kişiler yalandan medet umar haldeler.
Haydarpaşa projesinde aynı zamanda trenler de faaliyet göstermeye devam edecek. Ayrıca orada bulunan arkeolojik kent de yerinde korunacak. Büyük bir kütüphane olacak. Performans sanatları için ayrılan iki salon yer alacak. Müzeler yapılacak. Ve misafir sanatçı programları hayata geçecek.
Sirkeci ve Haydarpaşa birlikte ele alınarak Venedik Bienali benzeri bir yapı hayata geçirileceği de yapılan açıklamada yer aldı. Sanat dünyamız henüz pek farkında olmasa da bu son derece önemli bir haber. Bu bence 1986 yılında hayata başlayan ve bildiğim kadarıyla 4 edisyon devam edebilen Asya-Avrupa Sanat Bienali’nin devamı manasına geliyor. Hele bu hem Asya kıtasında hem de Avrupa kıtasında gerçekleştirildiği takdirde bu İstanbul’un dünya sanat haritasındaki yeri çok daha belirgin bir hale gelebilir.
Bence projede galerilerin de yer alması cazibeyi arttıracaktır. Bugün Dubai’ye gittiğinizde şehrin önde gelen birçok galerisi Alserkal’da yer alır. Daha önce bir sanayi bölgesiyken Ayyam Galeri’nin buraya taşınmasıyla kısa sürede bir cazibe merkezi haline geldi. Bence bugün Türkiye’nin önemli galerinin ve yeni girişimlerin bir çatı altında yer alması fikri bile oranın çok hızla değişebileceği manasına geliyor.
2026 yılında hayata geçmesi beklenen projenin mimari kısmı ise bildiğim kadarıyla 2004 yılında Ağa Han Mimarlık ödülünü kazanan Han Tümertekin’e emanet edilmiş durumda.
Haydarpaşa ve Sirkeci’de yer alacak özel müzelerle alakalı şimdiden görüşmelere başlandı. Türkiye’nin önemli koleksiyonerleri bu projede yerini alacak. Ve İstanbul ve dolayısıyla Türkiye sanatsal atılımında önemli bir projeyi daha hayata geçirmiş olacak.