|
Esir Şehirlerin eserleri

Sosyal medyada karşıma çıkan bir videoda Londra sokaklarındaki bir turist, “Londra’da çalınan eşyalarınızı bulabileceğiniz kocaman bir yer olduğunu biliyor muydunuz? İşte karşınızda British Museum” dedi. Videoyu izledikten hemen sonra Kültür ve Turizm Bakanlığımızın girişimiyle Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nin bir kolyeyi Türkiye’ye iade ettiği haberini gördüm. Lidya sanatının nadide örneklerinden biri olarak gösterilen kolye M.Ö 600-500 yıllarına tarihleniyor. Yani yaklaşık 2 bin 700 yıllık. 20 santimetre uzunluğundaki kolye altın ve uç kısmında nar şeklinde karnelyan taşlarından oluşuyor. Müzenin envanterine 1982 yılında girmiş. Bakanlığımız konuyla ilgili ilk girişimi 2023 yılında yapmış. Yapılan araştırmalar neticesinde kolyenin 1970’lerde Manisa Bintepeler Nekropol alanında yapılan yasa dışı kazılarla çıkartıldığı ve yurt dışına kaçırıldığı tespit edilmiş. Bu bilgilere istinaden de Boston Güzel Sanatlar Müzesi (Museum of Fine Arts (MFA) eseri iade etmeye karar vermiş. Kolye yakın zamanda Türkiye’ye gelmek üzere Boston Başkonsolosluğumuza teslim edildi. Bu kolye ülkemize bu yıl dönen 21’inci eser oldu.

Bu topraklara ait nice hazineleri yurtdışında müzelerde görmek mümkün. Yasal tanımlar ve yasalar gereği bunların hepsinin iadesini sağlamak maalesef mümkün değil. Örneğin Berlin’deki Bergama Müzesi’nde yer alan eserler adından da anlaşıldığı üzere Bergama’dan (ç)alınan eserlerden oluşuyor. Bunları geri almak imkansız. Lakin daha sonraki dönemlerde (ç)alınan eserleri geri almak için Bakanlık yetkilileri durmadan çalışıyor. Bu sadece bizim için değil sömürgeci ülkelerin neredeyse tamamının hüküm sürdüğü ülkeler için büyük bir problem. İşin kökü Napolyon’un Mısır seferine ve kurduğu Louvre’a kadar gidiyor. “Evrensel müzeler”in tamamında bu tarz (ç)alıntı eserler yer alıyor. İngiltere ile Yunanistan arasında sıklıkla Elgin Mermerleri çatışma konusu oluyor. Eğer İngiltere bunları Yunanistan’a teslim ederse birçok başka eseri başka ülkelere iade etmesi gerekeceğinden elini ağırdan alıyor.

Tam da burada çok kısa süre önce yayımlanan bir kitaptan bahsetmek gerekiyor. Yahya Coşkun’un doktora tezine dayanan kitap Esir Şehirlerin Eserleri adını taşıyor ve Kronik Yayınları’ndan çıktı. Kitabın alt başlığı Anadolu İşgalinde Eski Eser Kaçakçılığı (1918-1923). Kitap şu soruların cevaplarını arıyor: “Osmanlı Devleti’nde müzecilik faaliyetleri ne zaman başladı? İşgal kuvvetleri hangi eserleri, nasıl kaçırdı? Kaçırılan bu eserler günümüzde dünyanın hangi müzelerinde ya da özel koleksiyon-larındadır? Eski eser kaçakçılığı için hangi arkeolojik kazılar yapıldı? İşgal kuvvetleri arkeolojiyi işgal politikalarının bir parçası olarak mı gördü? Arkeolojik kazılar, işgallere meşru bir zemin oluşturmak için kullanıldı mı? Osmanlı Devleti ve 1920’den sonra da Büyük Millet Meclisi Hükümeti eski eser kaçakçılığını önlemek için ne gibi faaliyetler yürüttü?”

İngiliz, Fransız, Yunan, Amerikalı ve İtalyanların Çanakkale, Antalya, Adana, İzmir, Konya, Bodrum, Gaziantep, Konya gibi birçok şehirde düzenledikleri kaçak kazılarla bulduklarını, halkın elindeki değerli nesneleri işgal bitse bile nasıl kaçırdıklarını gözler önüne seriyor. Kendisi bürokrat olarak bu kaçakçılıklarla mücadele eden Yahya Coşkun’un çalışması bu tarih aralığını ele alan ilk eser olması açısından son derece önemli.


#Aktüel
#Tarih
#Samed Karagöz
9 gün önce
Esir Şehirlerin eserleri
Narin cinayeti: Türkiye’nin iki asırlık yok oluş hikâyesinin ürpertici resmi…
ABD’den karışık sinyaller geliyor: Yine mi Çekiç Güç?
Eşyanın tasallutundan kurtulmak ve eşyaya tasarrufta bulunmak...
Dünün mutlu yarının umutlu olabilmesi için...
Faiz kararları ne anlama geliyor?