Salacaksın o adamı ‘istemezükçüler’in üstüne

04:0013/02/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Salih Tuna

Heyecanla atlasın bunların üstüne; çeksin kendine, kavrasın, bellerine sarılsın, boyunlarını öpsün, manevi olarak gevşeyene kadar da bırakmasın.

Bıyıkları
Fe'mi Bey
'in
Bilderberg toplantısına
katılmadan önceki haliyle aynı, yüzü derseniz, bir
gassal
kadar ifadesiz.


Lakin, “

Hocaefendisinin

” üzerine nasıl atladığını anlatırken alabildiğine coşkulu, ilerlemiş yaşına rağmen de kıpır kıpır bir adam.



Bu yanıyla

Fe'mi Bey

'den ayrılıyor.



Bilemiyorum; belki

Fe'mi Bey

de onun kadar coşkuludur da “

dışavurumcu

” değildir.



Kim mi?



Yusuf Pekmezci

adlı “

dışavurumcu

” bir

FETÖ “abisi.”


Fe'mi Bey

'in (manevi bir gevşemeye ulaşmak için onun gibi)

Fetullah Gülen

'in üstüne atlayıp boyunlarını öpeceğini hiç sanmam.



Fe'mi Bey, en fazla, FETÖ'den tutuklu kankası

Alaeddin Kaya

'yla

Pensilvanya

'ya gitmiş, “

mektup

” işine girmiştir.



Bir de “

kıyak

” çekmiştir. Hani, “

ona bir ev hediye ettik

” iddiasının sahibi

Gülen

'e “

yalancı, müfteri

” diyeceğine, bu iddiayı bizzat

Gülen

'den işitip faş edene fırça atmıştı ya, onu diyorum.



Ayrıca…



FETÖ'cüler

15 Temmuz gecesi

Genelkurmay Başkanı

Org. Hulusi Akar

'a, “

Seni Fethullah Gülen'le görüştürelim

” şeklinde teklif yaptıkları medyaya yansıdığı halde “

Darbenin beyni Gülen olabilir mi? Olmasa da oldu bile…

” demiştir.



Demem o ki, Fe'mi Bey'in Gülen muhabbeti bu kadardır, daha fazla değildir.



Daha fazlası,

Fe'mi Bey

'in akranı

Yusuf Pekmezci

adlı o FETÖ “abisinde” vardır.



Hadi buyrun kendisinden dinleyelim: “

Hocaefendi'nin yanına vardım, ayakuçlarını gördüm, aramızda da kimse kalmadı. Böyle kaldırınca kafamı, içimden böyle bir his kabardı. Hocaefendi'nin üstüne bir atladım. Hocaefendi beni bir itti; eli ellerime değdi. Böyle yüksek voltlu bir cereyana kapılmışım gibi bir titredim. Böyle cereyan çarptı. O heyecanla atladım Hocaefendi'nin üzerine, pazılarından tuttum. Çektim kendime, böyle boyunlarını, gözlerini öptüm. O zaman daha da acayipleştim. Bir daha atıldım üstüne. Hocaefendi kucağımdan kurtulmak için uğraşıyor. Böyle iyice sardım beline, çektim kendime, adeta kaburgalarının çıtırdadığını hissettim. Ben alacağımı aldım, manevi bir gevşeme olunca ben de bıraktım…



Sizi bilmem ama ben bu adamın kesinlikle kendisini “

yetiştirdiğini

” düşünüyorum.



Şayet

Fetullah Gülen

onu yetiştirmiş olsaydı, “

Hocaefendi kucağımdan kurtulmak için uğraşıyor

” ifadesine yer vermezdi.



Bu yanıyla da

Fe'mi Bey

'le uzaktan yakından alakası olmadığı anlaşılıyor.



Zira,

Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan

'ın başbakanlığı döneminde basın müşavirliği yapan

Ahmet Tezcan

'ın demesine bakacak olursak,

Fe'mi Bey'i bizzat Gülen yetiştirmiş

. (Gülen'in özel olarak yetiştirdiği 3 kişiden biri Fe'mi Bey'dir, demişti.)



Bu köşeciğin müdavimleri mezkur iddiayı daha evvel (25 Ocak 2017, Yeni Şafak) dercettiğimi bilirler.



O günden beri

Fe'mi Bey

'den bir cevap gelmedi.



Derse ki, “

Zinhar yalan, beni kimsecikler yetiştirmedi, ben kendi kendimi yetiştirdim

,” inanın, noktasına virgülüne dokunmadan seve seve bu köşecikte yayımlarım. Bekliyorum.



Neyse, mevzumuz, “

atanamayan Ahmet Hakan'ların abisi

” Fe'mi Bey değildir.



Mevzumuz, Cumhurbaşkanlığı sistemini “

istemezuk

” diyenlerin

15 Temmuz'

u hiç yaşamamışız gibi yapmayı başarmalarıdır.



Gezi

'de

penguen

muhabbeti çıkarmışlardı, şimdi de bir spikerin işine son verilmesi üzerinden “

heyula

” çıkartmaya çalışıyorlar.



Biraz daha kaptırsalar, Cumhuriyetin savcısını adliyede katleden

DHKP-C

ve hendek kazan

PKK

'lı teröristlere “

çiçek çocukları

” muamelesi yaptıkları günlere dönecekler.



O kadar tuhaflar ki…



Meral Akşener

'e bile kaldıkları yerden aynen devam ediyorlar. Sanki

15 Temmuz

işgal girişiminden önceki tüm söylem ve tavırlarıyla piyasaya neden sürüldüğü deşifre edilmemiş gibi. (Aydınlık gazetesinin kimi yazarları bile MHP'yi bir FETÖ projesi olan Akşener'in peşine takmak istiyor.

Yaşar Okuyan

gibi bir yurtseveri öne sürselerdi anlardım; Akşener nedir Allah aşkınıza? Hem “

Mustafa Kemal'in askerleriyiz

” diyeceksiniz, hem de Bahçeli'ye karşı çıkan MHP'lileri, kripto FETÖ'cüler eliyle “

Fetullah'ın askeri

” yapmak isteyenlere su taşıyacaksınız!)



Bu nasıl vurdumduymazlıktır arkadaş!



Sanki

15 Temmuz işgal girişimi hiç yaşanmamış

gibi, sanki bu vatanı

15 Temmuz şehit ve gazilerine

borçlu değilmişiz gibi, sanki

15 Temmuz direnişinin önderi Erdoğan

değilmiş gibi.



Kaldıkları yerden aynen devam ediyorlar.



Malumunuz, sandık (yani halkın iradesi) her şey değildir, diyerek başlattıkları o sokak vesayetinden bir şey çıkartamadılar.

Fetullah Gülen

'in ifadesiyle “

teknik nakavt

” yapmak için harekete geçtikleri “

hukukun üstünlüğü

” kamuflajlı 17-25 Aralık 2013'teki kumpasları da boşa çıkartıldı. 7 Haziran sonrası ürettikleri “

restorasyon

” tuzağı da bozuldu. Çok şükür 15 Temmuz işgal girişimleri de kırılıp ellerine verildi.



Atık

FETÖ

için tek

“çıkış yolu”

kaldı:

Referandumdan “Hayır” çıkartmak!


Bu sonuç çıkarsa (AKP'li fırıldaklarla el ele) önce

AK Parti'

nin içini karıştırılacaklar, sonra da

15 Temmuz direnişinin önderi
Erdoğan

'ı tasfiye etmek için kolları sıvayacaklar. Olası ilk “koalisyon” hükümetiyle de tüm FETÖ'cüleri serbest bırakıp, kaldıkları yerden devam etmelerini sağlayacaklar. (Malum eşhas da böylece FETÖ'yü tasfiye eden Erdoğan'dan intikamını almış olacak.)



Yazık ki yazık, “Hayır”cı gurühun tamamına yakını bu amaca koşulmuş vaziyette.



FÖTÖ'cülerin ismini bir bir anıp, “

burdaaa

” dedirten CHP Genel Başkanı

Kılıçdaroğlu

'ndan

HDP / PKK

ya kadar bu böyle.



Haliyle

Fetullah Gülen

'in ağzının sularını akıtıyorlar.



“Hocaefendisinin” ağzının sularını akıtan bu “güruh” aynı zamanda o adamın da ağzının sularını akıtacağı muhakkak.



Diyorum ki…



Sistem eleştirisinden dolayı değil de, sırf

Erdoğan

düşmanlığından “

Hayır'cı güruha

” dâhil olan “

bilumum fırıldakların

” üzerine bu adamı salacaksın.



Heyecanla atlasın bunların üstüne; çeksin kendine, kavrasın, bellerine sarılsın, boyunlarını öpsün, manevi olarak gevşeyene kadar da bırakmasın.

#15 Temmuz
#FETÖ
#Referandum