MHP’deki üst düzey paralelciler ve kripto cambazlıklar

04:0022/06/2016, Wednesday
G: 13/09/2019, Friday
Salih Tuna

Yoksa?!

Hocaefendi
'sinin bir gülüşüne servetini feda edeceğini söyleyen
Akın İpek
“çember daraldığında” kendini sağa sola atmadı.


Mesela…



Fehmi Bey

'in kankası

Alaeddin Kaya

gibi “

Bunlara kazara verdiğim selamı geri alıyorum

” diyerek “

The Cemaat

”ten istifa dilekçesini savcılığa sunmadı.



Diğer işadamları, girişimcileri, otelcileri vs. gibi de, “

ben artık çok değiştim, gözüm açıldı, artık o eski ben değilim

” diyerek kaldıkları yerden aynen devam etme kurnazlığını gösterenlerden olmadı.



Bilemiyorum; belki zamanlama hatası yaptı, belki cibilliyeti elvermedi, belki de Hocaefendi'sinin mülâanesinin tutacağını, AK Parti'lilerin evlerine ateşler düşünce de haliyle kaldığı yerden devam edeceğini hesapladı.



Öyle veya böyle sonuçta bedel ödedi. Hakkını teslim edelim.



Diğerleri hiçbir bedel ödemeden, “

değiştim, cemaatten koptum

” diyerek, arazi koşullarına uyum sağlayıp işlerini gayet tıkırında yürütüyorlar.



Hele bazı belediyelerde öyle üst düzey kripto yöneticileri var ki aklınız şaşar.



Oldukça da kurnazlar.



Bir kurumda deşifre olan bir paralelcinin işine son verip yerine daha fazla kripto paralelci alıyorlar.



Yargı dahil birçok alanda da faaliyetlerini sürdürüyorlar.



Kimse aldanmasın, “bozguncuların” yargı üzerinden yaygara kopartmalarının esas nedeni, konumlarını muhafaza etme gayretinin ifadesinden ibarettir.



Atatürkçülerin, Alevilerin, sosyal demokratların, ülkücülerin ve bir grup muhafazakârın ittifakı olan

Yargıda Birlik

'in

HSYK

seçimlerinde kıl payı kazanması sadedinde, Atilla Yayla geçenlerde, “

Böyle bir ittifaka rağmen neredeyse seçim kazanacak kadar güçlü olan diğer blok neyin nesiydi? Şimdi nerede? Ne yapıyor?.

.” diye sormuştu.



Ne yapacaklar, “

buharlaşmadıklarına

” göre aynen devam ediyorlar.



Ülkemizi terörist ülkeymiş gibi göstermek için paralel örgütten edindiği malzemeleri yayın yasağına rağmen yayımlayan

Can Dündar'lara

beraat verilirken, bir televizyon programında eleştiri hakkımızı kullandığımız için benim,

Ahmet Kekeç

'in ve

Turgay Güler

'in mahkum edilmesi manidar değil mi?



Tabanlarını da, melanetlerini ve ihanetlerini anlayıp uzaklaşmasınlar diye, kendilerine şah damarından daha yakın olduğunu söyleyecek kadar ilahlaştırdıkları

Hocaefendi

'lerinin “kerametleriyle” narkozluyorlar.



Buna rağmen, tezgahlarını bozacak yayınlarla karşılaşıp narkozdan uyanırlar korkusuyla, televizyon izlemeyi tabanlarına yasak ettiler.



Tabanlarını medyadan uzak tutmaya çalışıyorlar ama kendileri internet mecrasında gayet organize biçimde hareket ediyorlar. Sahip oldukları birçok haber sitesinin yanı sıra “sızıntı” yöntemiyle de birçok haber sitesini kontrol ediyorlar.



Hedeflerinde sadece ve sadece

Erdoğan ve AK Parti

var.



Hangi köşe yazarı Erdoğan ve AK Parti'nin yanında duruyorsa, kişilik katli uyguluyorlar; kim karşı çıkıyorsa da (kupa Amerika'ya girsin diyen arkadaşımız dahil) göklere çıkartıyorlar.



Birçok konuda taktik değiştirdiler, değişmeyen tek taktikleri “

sızıntı.



Erdoğan

ve

AK Parti

düşmanlığıyla muvazeneyi dağıtmış, aklını yele vermiş bir kısım ulusalcıları, solcuları, sosyalistleri, CHP'lileri adeta parmaklarında oynatıyorlar.



Öyle ki, “

The Cemaat

”in Erdoğan'a karşı kin ve nefretinin figüranına dönüştüklerini bile fehmedemiyorlar.



Cumhuriyet
gazetesini
Can Dündar

üzerinden ele geçirdiklerini,

Sözcü
gazetesinin

baştan beri “

The Cemaat

”in kontrolünde olduğunu, malum kaset kumpasından sonra da CHP'nin rotasından çıkartılıp “Cemaatçi Halk Partisi”ne dönüştürüldüğünü görmüyorlar.



HDP

ile de nihayetinde paralel kardeşliği içindedirler. Değil mi ki her iki yapı da nihayetinde “üst aklın” gözlerine bakıyor, bu böyledir.



Bir

MHP

kalmıştı veya öyle sanılıyordu.



Türkiye gazetesinden
Fuat Uğur

birkaç gün evvel, “The Cemaat”in

MHP

'de nasıl çalıştığını son derece çarpıcı şekilde dile getirdi.



Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Başkanı Mustafa Yeşil

2010 yılı başlarından itibaren

Hocaefendi

'sinin emri doğrultusunda

“MHP'ye sızma

” faaliyeti başlatmış.



Pilot bölge olarak

Erzurum

seçilmiş.



Cemaatleriyle ilgisi bilinmeyen elemanlardan müteşekkil bir dernek kurmuşlar. Bu dernek vasıtasıyla da MHP'nin saygın isimleriyle temasa geçilerek, kademeli ve sistemli şekilde sızıntı faaliyetini tüm Türkiye'de tamamlamışlar.



Öyle ki, kripto elemanlar 2015'e kadar MHP'ye delege yapısından il yönetimlerine kadar pek çok kritik mevkiye iyice sızmış.



Türkiye gazetesi yazarına göre Devlet Bahçeli'nin en büyük yanılgısı, Paralel Yapı'yı kullanıp atılacak bir mendil gibi görmesiymiş.



Fuat Uğur

'un şu satırları önemli, birlikte okuyalım: “

Tabanda parti sessiz sedasız el
değiştiriyordu
ama haberi yoktu. Sanıyordu ki delegenin çoğunluğu kendisine yakın. Oysa Paralel Örgütün kriptoları delegeye rengini belli etmeyecek denli profesyonel, gerektiğinde sinecek kadar da sinsiydi. 7 Haziran seçimlerinden sonra biraz uyanır gibi oldu ve koalisyon tezgâhına gelmedi ama iş işten geçmişti. Bunun faturası kesilecekti ve Meral Akşener ile Sinan Oğan uyandırıldı. Bu konuda yargıdaki elemanlara da talimat verilmişti zaten…



Geçen gün de gazetemizin yazarlarından

Bülent Orakoğlu

'nun bu konuda çok enteresan bir yazısı vardı.



Malumunuz,

Orakoğlu

herhangi biri değil; 28 Şubat sürecinin

Batı Çalışma Grubu

adlı cunta yapılanmasını deşifre eden dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı.



Söz konusu yazısında, MHP'nin gafletini şu satırlarla dile getiriyor: “

Bırakın FETÖ'nün sızmalarına karşı tedbir alınmasını, siyasi kaygılarla, AK Parti'ye karşı FETÖ dolaylı olarak desteklenmişti bile…



MHP içinde üç üst düzey yönetici olduğunu söylediğinde şekvası olanlara da şu karşılığı vermiş: “

MHP içinde üç üst düzey FETÖ'cü olduğu iddiası, MHP eski Milletvekili Kemal Çelik'e aittir (…) Kemal Çelik MHP'den neden istifa ettiğini açıklarken 'MHP ile Paralel Yapı'nın iş birliği içinde olduğunu, partinin üst düzey üç yöneticisinin Paralel Yapı elemanı olduğunu açıklamıştı…



MHP

'de bundan sonra ne olur, son sözü kim söyler ayrı mesele, lakin olanlar ortada.



Olanlardan paralel örgüt çok memnun…



Bu da gayet doğal...



AKP'li fırıldaklar neden bu kadar sevindiler anlamadım.



Yoksa?!

#MHP
#Akın İpek
#FETÖ
#Sözcü