En takıntılı köşe yazarı

04:0011/01/2016, الإثنين
G: 13/09/2019, الجمعة
Salih Tuna

Ahmet Kekeç
geçenlerde Star gazetesinde,
Murat Belge
için, “
performans sanatçısı olsun
”, demişti,


(

)


Bence de olsun, lakin mümkünse biraz ciddi olsun.



Zira performans sanatı gayet ciddi bir iştir. Her şeyden evvel “

çevre kontrolü

” ister.



Murat Belge

dünkü yazısında

Cuma namazı

konusunda çok kötü bir performans sergiledi.



Dedi ki: “

Mümin bir Müslüman

'

Ben Cuma namazına gitmek istiyorum

'

deme hakkına sahip. Peki, buna göre yasaları değiştirip

'

Hafta tatili Cuma günüdür

'

deyip Pazar'ı da

'

çalışma günü

'

ilan edelim mi? Dünyada çok sayıda Müslüman toplum var, ama böyle bir şey yapan bildiğim kadar yok. Çünkü bunu yapınca dünyadan dışlanır.



(

)


Nedir bu şimdi?



Cuma günü tatili konusunda Tevrat'tan girip İncil'den çıkıyorsun ama daha çevreden haberin yok.



“Tatil günü” Cuma olan birçok “İslam ülkesi” var; Cezayir'den Pakistan'a kadar.



Hadi hiçbirini bilmiyorsun, hemen yanı başımızdaki İran'da, “çalışma günü” Pazar, “tatil günü” de Cuma değil mi?



Böyle performans sanatçılığı olur mu?



Murat Belge

kusura bakmasın ama işini biraz daha ciddiye almak zorunda olduğunu söylemek zorundayım.



Böyle olmaz.



Bir süre önce iyiydi, nasıl desem, adeta sinekten yağ çıkartırdı.



Mesela, benim de eleştirdiğim

Bülent Arınç

'ın o talihsiz “

kahkaha

” çıkışından,

AK Parti

iktidarında, orda burda kah kah gülen kadınların zapturapt altına alınacağı, içkinin yasaklanacağı, herkese zorla oruç tutturulacağı sonucunu çıkarmıştı.



Ben de naçar, “

Bir insanın içine hem Ruhat Mengi hem Emin Çölaşan kaçarsa o insan ne kadar entelektüel olursa olun Ertuğrul Özkök olmaktan kurtulamaz.

” (

) demiştim.



Yazık,

Ertuğrul Özkök

'ten bile aşağı düştü.



Dünkü yazısında, “

Sözgelişi, isteyenlerin namaza gidebilmesine cevaz veren yeni bir düzenleme yapılırsa, kısa zaman sonra, namaza gidenlerin gitmeyenlerin çetelesini tuttuğu bir aşamaya da gelebiliriz…

” diyebildi.



Eski Türkiye'de,

Vural Savaş

'tan bilmem kime kadar başörtüsü yasağını savunanların yegana argümanı bu değil miydi?



Başörtüsü takmakla cennete gireceklerini, takmayanların da cehenneme gideceklerini söylemiş oluyorlar

” şeklinde saçmalıyorlardı hani.




Bana sorarsanız,

Cemal Hasan

,

Murat Belge

'den de diğerlerinden de çok daha büyük performans sanatçısı.



O kadar ki, performans sergilerken adeta kendinden geçiyor.



Erdoğan takıntısı zavallıyı hepten meczup yapmış.



Bakın dünkü yazısında nasıl bir performans sergiledi: “

İktidar elden gidiyor duygusuyla birlikte
çılgınlık

,

Erdoğan'ın iktidar oyununda ana çizgi hâline geldi. / 7 Haziran'ı
1 Kasım'da tersine çevirmek için savaş düğmesine önce Erdoğan basmadı mı? /

Bu bir

çılgınlık değil miydi? / 'Savaş'ı seçim stratejisinin ana ekseni yapmadı mı? / Bu bir çılgınlık değil miydi?..”


Ah çılgın meczup ah!



Barış sürecine “çılgınlık” derecesinde tepki koyup,

Kandil

'dekilerin önüne yatan, “

ne olur Erdoğan ve AKP'yle barış yapmayın, bizi satmayın

” yollu ağlayan kimdi?



Daha düne kadar dağda görüştüğü teröriste, “

barış yapmak ağrınıza gitmiyor mu

” diyen kimdi?



Yahu hepsinden geçtim…



Şayet 7 Haziran'ı 1 Kasım'da tersine çevirmek için savaş düğmesine basılmışsa, 1 Kasım'da her şey tersine döndü işte (Erdoğan ve Ak Parti ezici bir zafer kazandı ya) savaş neden devam ediyor hâlâ?



O hendekleri Erdoğan mı kazıyor, dahası, o hendektekilerin alnından Erdoğan mı öpüyor?





#Murat Belge
#Cuma namazı
#yazı