Bu AKP’liler de beni hasta ediyor

04:007/12/2015, Pazartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Salih Tuna

Şebelek dağcısı, zırtapoz tiyatrocusu, yeni sürüm paralelciCumhuriyet gazetesi, hülasa, kıymeti kendinden menkul “muhalif takımı” bu sefer deRus muhibbioluverdi.Ne ki, hiç şaşırtmadılar.Daha evvel de…Merkel'e mektup yazıp,Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş demokratik iktidarını şikayet edecek kadar “Almancı” olmuşlardı.İsrail'e “one minute” çekildiğinde de anındaİsrailseviciliğeyelken açmışlardı.Hayli zamandır daEsetciliğedemir attılar. Haliyle,İran'ıda pek sever oldular.Halbuki…Din ve vicdan hürriyetini

Şebelek dağcısı, zırtapoz tiyatrocusu, yeni sürüm paralelci
Cumhuriyet gazetesi
, hülasa, kıymeti kendinden menkul “
muhalif takımı
” bu sefer de
Rus muhibbi
oluverdi.

Ne ki, hiç şaşırtmadılar.

Daha evvel de…

Merkel
'e mektup yazıp,
Türkiye Cumhuriyeti
'nin seçilmiş demokratik iktidarını şikayet edecek kadar “
Almancı
” olmuşlardı.

İsrail'e “
one minute
” çekildiğinde de anında
İsrailseviciliğe
yelken açmışlardı.

Hayli zamandır da
Esetciliğe
demir attılar. Haliyle,
İran'ı
da pek sever oldular.

Halbuki…

Din ve vicdan hürriyetini savunan ve inandığı gibi yaşamaya çalışan herkese, “
Mollalar İran'a
” diyen bunlardı.

Türkiye, nükleer enerji konusunda
İran'a
yapılan haksızlığa ve
Irak'tan
sonra Suriye'yi de işgal etmeyi kafaya koyanlara karşı çıktığında, “
Eksenimizi kaydırıyorsunuz, bizi Batı'dan kopartıyorsunuz
” yaygarasını yapan da bunlardı.

Sayın Erdoğan, Putin
'e, “
Şangay İşbirliği Teşkilatı'na gelin Türkiye'yi alın…
” dediğinde, hop oturup hop kalkan da bunlardı.

Çin füzesi
mevzuunda da
NATO
adına Türkiye'nin kulağına kar suyu kaçırma görevi üstlenen yine bunlardı.

Bunlara, “
angajman kuralları gereği bir gün Rus uçağı düşürürsek anında Rusya'nın yanına geçersiniz
” deseydik, şappadak itiraz eder, “
Rusya'yla işbirliği arayan, Şangay İşbirliği Teşkilatı'na girmek isteyen sizdiniz
” yollu lagaluga ederlerdi.

Bununla da kalmaz, “
Hava sahamızı ihlal eden Rus uçaklarını nenden düşürmüyorsunuz
” derlerdi. Hatta, açık seçik böyle diyenler de oldu.

Peki, ne oldu?

Ne olacak, Türkiye, Rus uçağını düşürür düşürmez, Putin'in palavralarının pazarlamacısı olacak kadar Rusya'nın yanına geçtiler.

Zaten ilke ve hedeflerini, kısacası, cibilliyetlerini bildiğim için “hiç şaşırtmadılar” dedim.

İlke ve hedefleri tek: Erdoğan ve AK Parti'ye zarar vermek…

Bu uğurda ülke mahvolmuş, Türkiye batmış veya maazallah işgale uğramış ne gam, yeter ki hedefleri gerçekleşmiş olsun.

Artık bunları çok iyi tanıyor, biliyor ve anlıyoruz. Hırsları ve sınıfsal imtiyazları için yapmayacakları rezillik yok.

Benim anlamakta zorluk çektiğim orda burda, sosyal medyada AK Parti'yi destekleyen kimi kalem sahipleri.

Çok tuhaflar; Rusya'yı (
bazen de İran'ı
) sanki
CHP'ymiş
gibi eleştiriyorlar.

Sarakaya alma gayretleri, aşağılamalar gırla gidiyor.

Bir “
1950'den beri iktidar yüzü görmediniz, bu ülke için çaktığınız tek bir çivi yok
” demedikleri kaldı.

Muhterem kardeşlerim, karşımızda
CHP
yok,
Putin
de
Kılıçdaroğlu
falan değil.

Mevzu da seçim değil. Yani, Türkiye Rusya ile sandıkta yarışmıyor.

Demem o ki, Putin'e veya Rusya'ya “çakmak” bir anlam ifade etmez…

Bölge dünya savaşına gebe olacak kadar sıcak.

Silahlar korkunç.

Dengeler sabit değil.
ABD
ve
Fransa
,
Eset
kalsa fena olmaz, çizgisine geldi.

E'ee?

Rusya da Suriye'ye, Eset kalsın, diye inmedi mi? Sonuç itibariyle, Amerika ve Rusya, en azından Eset konusunda hemfikir.

Aslında İsrail konusunda da hemfikirler.

Putin, Moskova'da
Netenyahu'yla
Suriye hakkında görüştükten (güvence verdikten) sonra Suriye'ye indi. (İsrail'in Golan Tepeleri konusundaki “hassasiyeti” malum.)

İran'ın Batı'yla nükleer anlaşmaya varması hem Rusya'yı hem de İsrail'i tedirgin etti.

İsrail'in tavrı öteden beri belliydi; İran'ı güvenilemez buluyordu falan. Rusya, Suriye'ye inmekle, İran'ın söz konusu anlaşma dolayımında Batı'yla kısa devre yapmasına “takoz” koymuş oldu.

Her şey enerji veya menfaat üzerine dönüyor. Bölgeye gemilerini ve uçaklarını gönderen gönderene!

Ya biz ne yapıyoruz?

Bize ne yaptırmak istiyorlar?

Cemil Meriç, Osmanlı
'nın kaybetme nedenlerinden birini de “
âlicenaplığına
” yorar.

İlkesi ve onuru menfaatten ibaret olanlara karşı âlicenap olmanın şansı var mıdır?

Hele ki dış politikada…

Hele ki, küresel sermayenin korkunç propaganda aygıtlarıyla, güçlü olanı her daim haklı çıkardığı şu yaşadığımız dünyada…
#akp
#abd
#siyaset
#gündem