Benim de bu yazıyla ilgim yok

04:0024/08/2015, Pazartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Salih Tuna

An geliyor sazınızla sözünüzle“Türkiye Türklerindir"sofrasını mest ediyorsunuz, an geliyorBrüksel'e gidipNATO'nunTürkiye'ye müdahale etmesini istiyorsunuz.Gençsiniz, kıvraksınız, ağzınız da iyi laf yapıyor.Müthiş de“iftira"atma yeteneğiniz var.Mesela,7 Haziranseçim sürecinde,Adana'daki bombalamanın hemen ardından“bombacı…"demiştinizSayın Cumhurbaşkanı'na.Ne ki, bir iki gün sonra mahut bombalamayıDHKP-C'nin gerçekleştirdiği ortaya çıktı.Ne yaptınız? Özür mü dilediniz. Hayır. Kulağınızın üzerine yattınız…Ayıp

An geliyor sazınızla sözünüzle
“Türkiye Türklerindir"
sofrasını mest ediyorsunuz, an geliyor
Brüksel
'e gidip
NATO
'nun
Türkiye
'ye müdahale etmesini istiyorsunuz.

Gençsiniz, kıvraksınız, ağzınız da iyi laf yapıyor.

Müthiş de
“iftira"
atma yeteneğiniz var.

Mesela,
7 Haziran
seçim sürecinde,
Adana
'daki bombalamanın hemen ardından
“bombacı…"
demiştiniz
Sayın Cumhurbaşkanı'na.

Ne ki, bir iki gün sonra mahut bombalamayı
DHKP-C
'nin gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

Ne yaptınız? Özür mü dilediniz. Hayır. Kulağınızın üzerine yattınız…

Ayıp ettiniz!

Seçimden önce
Star gazetesini
elinize alıp sallaya sallaya hedef göstermiştiniz.

Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak
'a geçen hafta suikast düzenlendi, şimdi biz de size
“Suikastçı"
mı diyelim?

Hayır, demeyelim.

Böyle destursuz “yaftalamayı" kendimize yakıştırmayalım.

Lakin siz yakıştırıyorsunuz, galiba bunu da huy edindiniz.

ABD dönüşü
yaptığınız çağrıyla da
Kobani
'yi istismar ederek
53 vatandaşımızın
katledilmesine neden olmuştunuz. Özür dilemek yerine boncuk boncuk terler dökmekle yetinmiştiniz.

Suruç katliamında
da benzer tavır takındınız.

Türkiye partisi olmak iddiasındaki bir partinin lideri olarak, terör nerden gelirse gelsin lanetlemeniz ve bütün ayrılıkları bir kenara bırakıp, söz konusu menfur katliama karşı,
Kürt – Türk, Sünni – Alevi
tek yürek olmamız gerektiğini söylemeniz gerekmez miydi?

Siz ne yaptınız?

Ayrıştırıcı, ötekileştirici mesajlar eşliğinde
Sayın Erdoğan
'ı ve
AK Parti
'yi hedef gösterdiniz.

Irkçı Siyonist networkun
bir süredir yerleştirmeye çalıştığı
AK Parti
'yle
IŞİD
'i eşitleme algısına,
Suruç katliamını
araçsallaştırarak katkı sunmaya çalıştınız.

Çalıştınız da ne oldu?

Eşbaşkanınız konumundaki hanımefendinin,
“sırtımızı yaslıyoruz"
dediği çevrelere mensup teröristler gitti 2 polisimizi uykusunda öldürdü. Böylece terör saldırıları başlamış oldu.

Ve, paralelcilerin
Süleyman abisinin
26 Ekim 2013 tarihinde “müjdelediği" çatışmalı ortam geri geldi.

Kürt - Türk
anaların kanlı yaşları akıyor da elinize ne geçti?

Ama böyle olacağı belliydi.

Çok değişmiştiniz çok!

“Kürtler ve Türkler Cihangir'de tanışmadı"
şeklindeki o güzel sözün sahibi gitti yerine
Cihangir'
in,
Beyaz Türklerin,
“Üçüncü
Taraf
"ın,
vesayetçilerin
sözcüsü geldi.

O kadar ki…

Emin Çölaşan
'dan
Bekir Coşkun
'a kadar
“Milli çözüm sürecine"
karşı çıkan ne kadar insan evladı varsa alayının gönlünü kazanırken,
baldıran zehri içmek
pahasına
“milli çözüm sürecini"
başlatan
Sayın Cumhurbaşkanımızı
hedefe oturttunuz.

“Milli çözüm sürecine" verdikleri destek nedeniyle hakarete uğrayan, aşağılanan, tehdit edilen köşe yazarlarından kanaat önderlerine, gazetecilerden siyasetçilere kadar herkese mesafe koyarken “milli çözüm sürecini" ihanet tesmiye edenlerle hemhal olmaya çalıştınız.

Kılıçdaroğlu vekaletiyle
MHP Genel Başkanı Bahçeli'
yi başbakan yapmak istediniz.

Sahi, başarabilseydiniz “çözüm sürecini" nasıl sürdürecektiniz?

Onca kan ve onca gözyaşı ardından, onca emekle başlatılan süreci ne uğruna mahvettiniz?

“Erdoğan'sız
Türkiye" projesine sizi kimler koştu?

Size ne oldu da, “barış süreci" başlar başlamaz
“AKP size ne verdi de barış yapıyorsunuz"
diye çıngar çıkaran, PKK'yı dağda tutmak için Kandil'deki “ağaların" önüne yatan
“düşkün liberallerin"
çizgisine savruldunuz?

“Demokrasi gelmeden barış olmaz"
diyerek PKK'nın silah bırakmasına karşı çıkan adı lazım değil bir meczup sandığın ucu görülünce,
“PKK tek taraflı ateş kes ilan etsin"
deyiverdi.

Bakıyorum da, hiç vakit kaybetmeden siz de aynı ağzı kullanmaya başladınız.

İyi de onca şehid haberi gelirken neden sustunuz? O “meczubu" mu beklediniz?..

Bazı belediyelerin “özerklik" ilan etmesi üzerine de, onlarla resmi, organik ilişki içinde olamadığınızı söylediniz.

Ne kadar ilginç, benim de bu yazıyla resmi ve organik ilişkim yok.

Kim yazdı acaba?

O “liberal meczuba" mı sorsak, ne yapsak?!
#NATO
#Milli çözüm süreci
#PKK