Aydın Doğan’ın kıymetlisine sormayacak mısınız?

04:0022/11/2016, Salı
G: 17/09/2019, Salı
Salih Tuna

Daha doğrusu nasıl bir ilişkinin sonucudur?

''FETÖ'cü HSYK'nın atanmamış sözcüsü
" mesabesindeki
Aydın Doğan'ın kıymetlisi
, en azından bir özür dilemeli, demiştim.


Baktım,

Hürriyet

'teki köşesine; tık yok. Demek ki kulağının üstüne yatmayı sürdürecek.



Madem öyle, biz de onu öyle bırakamayız.



Bakınız vaktiyle ne yazmıştı: “

Ahmet Hamsici'yi bir tek defa Afyon'da yapılan bir panelde gördüm tanıştım, benden 'hakim ve savcıların tarafsızlığının önemi hakkında konuşmamı' rica etmişti…

" (

)



Ahmet Hamsici

'yi biliyorsunuz değil mi?



Hani şu eski HSYK'nın FETÖ'cü Başkanvekili. Günümüzün de

FETÖ itirafçısı

.



Aydın Doğan'ın kıymetlisinden “

hakim ve savcıların tarafsızlığının önemi hakkında

" konuşmasını “

rica eden

" bu adam birkaç gün evvel, FETÖ'ye bağlı nasıl hareket ettiklerini,

Fetullah

'ın talimatları doğrultusunda

Yargıtay

'dan

Danıştay

'a kadar kaç üyeyi nasıl yerleştirdiklerini bir bir itiraf etti.



Şurası önemli: Aydın Doğan'ın kıymetlisi işte bu adama kefil olmuştu. Hem de, “

bir tek defa

" Afyon'da görüp tanıştığını söylediği halde.



Artık nasıl bir tek defaysa!



FETÖ'den tutuklu yargılanan

Nesibe Özer

için de “

CNN Türk'teki programda tanıştım

" demişti.



Biriyle panelde, diğeriyle de televizyon kanalında görüşüp tanışmış ama bakın ikisine birden nasıl kefil olmuştu: “

Karalama kampanyasının HSYK'daki baş hedefleri 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, 3. Daire Başkanı Ahmet Hamsici... Nice zamandır 'paralel, kripto, haşhaşi'
diye saldırıya uğruyorlar. Bunların hiçbirinin cemaatçi olması mümkün değildir. Ne hayat tarzları ne kişilikleri buna müsaittir…

"



Nerden baksanız çok karışık bir durum!..



“Bir tek defa" tanıştığı insanların hayat tarzı ve kişiliklerini “pat" diye çözme yeteneği kişisel midir, ekip işi midir yoksa İbrahim Okur referansı mıdır, bilemiyoruz.



Mahdumunun şahidi ve hemşehrisi (FETÖ'den tutuklu yargılanan)

İbrahim Okur

'la nerde ne zaman tanıştığını belirtmediği için bir şey söyleyemiyoruz.



Mamafih, İbrahim Okur'la bambaşka “bir tek defa" tanıştığı kesin.



Zira söz konusu yazısında onu bir başka arkalamış: “

Demek ki, hepsi birinci sınıf hâkim olan Yargıtay üyeleri, Okur'un 'son anda' verdiği emre uymuş! / Böyle bir şey hayal bile edilemeyeceği gibi…

"



Ne ki, Aydın Doğan'ın kıymetlisinin “

hayal bile edilemeyeceğini

" söylediği ne varsa gerçekleşmiş.



Bunu da

Ahmet Hamsici

ve

HSYK üyesi Mustafa Kemal Özçelik

'in itiraflarından rahatlıkla anlıyoruz.



Anlamakta zorluk çektiğimiz şu: “Bir tek defa" görüp tanıştığı bu “elemanlara" bu denli kefil olmasının sırrı nedir?



Hayat tarzları ve kişiliklere şappadak “nüfuz" edebilme yeteneği" mi?



Yoksa “

duygusal kooptasyon

" marifeti mi? Yani, “

al gülüm ver gülüm

" misali karşılıklı nüfuz (veya rica etme) mu söz konusu?



Bu beyefendi için, dönemin Başbakanı'nın, “

Aydın Doğan'ın iş takipçisi

" dediği iddia edilmişti.



Şayet öyleyse, “nüfuz" tek taraflı değil demek ki.



Günahı vebali boynuna, nüfuz yeteneğini kaybedeceğinden midir nedir, FETÖ'nün yargı ayağına her müdahalede kıyametleri kopardı.



Sadece mezkur elemanlara değil, dönemin HSYK'sına adeta göğsünü siper etti.



Bir defasında (14.10. 2014, Hürriyet)

Kılıçdaroğlu

,

Bahçeli

ve

Demirtaş

'ı göreve de çağırdı…



Daha sonra da (26. 10. 2015) hepten kaptırıp gitmiş, “

bağımsız ve tarafsız olması gereken HSYK'nın bu dönemde iktidarın bir genel müdürlüğü haline getirildiğini

" söylemişti.



Bu lakırdılar da kendisinden rica mı edilmişti, bilemiyoruz.



Mahut söylemi kara propagandaya dönüştürürcesine sürdürmesinin bir nedeni olmalı.



FETÖ'yle uyumlu HSYK

"ya “tek bir defada" kefil ol…



Alevi, Ülkücü, sosyal demokrat ve muhafazakarlardan müteşekkil

Yargıda Birlik Platformu

(YBP) seçimi kazanınca “

Uyumlu HSYK

" diye itibarsızlaştırmaya çalış!



Nedir bu?



Daha doğrusu nasıl bir ilişkinin sonucudur?

#FETÖ
#Aydın Doğan
#HSYK