TCMB Başkanı Murat Uysal, göreve geldiği Haziran 2019 tarihinden bu yana yapılan dokuz Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında da faiz indirimine gitmişti. Geçen hafta yapılan Haziran ayı PPK toplantısında ise, politika faizinde ilk defa değişiklik yapmayarak piyasaları şaşırttı. Politika faizi %24 seviyesindeyken gördüğümüz kur ataklarının ardından, yaklaşık bir yıl önce başlayan genişleme döngüsü şimdiye kadar aralıksız sürdü. Bu defa TCMB politika faizini değiştirmeyerek %8,25 seviyesinde sabit tuttu.
Faiz açıklaması öncesinde Bloomberg anketine katılan 20 analistten ikisi hariç tamamı, Merkez Bankası’nın yine faiz indireceğini düşünüyordu. Anket katılımcılarının yarısından fazlası çeyrek puan indirilerek faizin %8’e indirilmesini bekliyordu. Yine, faiz kararı öncesi genel piyasa beklentisi ise, 25 ile 50 baz puan civarında faiz indirimi gerçekleşeceği yönündeydi. Yılsonu beklentisi için yapılan ankete göre; katılımcıların tahmini politika faizinin %7,75 seviyesinde yılı kapatacağı yönünde idi. TCMB’nin yılsonu enflasyon tahmini ise %7,4.
Piyasanın bu yöndeki beklentilerine rağmen, TCMB’nin faizi sabit tutması yönünde karar almasının altında yatan sebeplere bakıldığında;
-TCMB, çekirdek enflasyondaki yükseliş eğilimine dikkat çekerek, oluşacak enflasyon baskısı nedeniyle bu dönemi pas geçmeyi yeğledi. Gıda fiyatlarında mevsimsel nedenlerle beklenen düşüşün beklendiği ölçüde ve sürede gerçekleşmeyeceği sebebiyle enflasyona yapacağı mevsimsel katkının zayıf kalacağı endişesi. Yine Kovid-19 salgınına bağlı olarak, birim maliyetlerdeki artışın da etkisiyle enflasyonda sınırlı bir yükseliş olacağı beklentisi.
Haziran ayında yıllık TÜFE’nin mevcut %11,4 seviyesinin üzerine çıkma ihtimaline rağmen, belirgin düşüşlerin ancak Temmuz-Ağustos döneminde baz etkisi kaynaklı olabileceği dikkate alındığında, TCMB’nin Eylül toplantısına kadar bekleme niyeti ile faiz indirimine gitmemesi normal kabul edilebilir. Zaten Murat Uysal da açıklamasında enflasyonda yeniden düşüş trendi başlayana kadar TCMB’nin temkinli duruşunu sürdüreceğini belirtti.
-Türkiye ekonomisi hızla toparlanıyor. Yurt içi iktisadi faaliyetlerdeki yavaşlama Mayıs ayında iş yerlerinin de açılmasıyla birlikte hızlanmaya başladı. Bir yandan negatif reel faiz diğer yandan da bireylerin dövize yönelmelerini zorlaştıran kararlar ve çok yüksek kredi artışı iç talebi artırıyor.
İç talebin artmasıyla Haziran ayında güven endekslerinde ciddi bir toparlanma meydana geldi. Reel kesim güven endeksi 73,5’ten 89,8’e çıkarken, kapasite kullanım oranı ise 62,7’den 65,8’e yükseldi. Sektörel güven endeksleri incelendiğinde ise, inşaat sektöründeki güvenin düşük faiz ortamının desteğiyle sert olarak yükseldiği görülüyor. Hizmet sektörü güven endeksi aylık bazda %8,5 artarak 55,5’e yükselirken, perakende ticaret sektörü güven endeksi %9,3 artarak 86,4 düzeyinde gerçekleşti.
Özetle, kamu bankaları öncülüğünde hızlı kredi büyümesinin etkisiyle iç talepte gözlenen toparlanmanın ve belirgin parasal genişlemenin dezenflasyonist sürece olumsuz etki edeceği endişesi, TCMB’nin bu ayki kararında etkili oldu.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının genişleyici yönde adımlar atmalarına rağmen, küresel ekonomideki toparlanmaya ilişkin belirsizlikler devam ediyor. Bu nedenle dış talepteki toparlanmanın daha uzun zamana yayılma riski ve turizm tarafında yaşanan gelir kayıpları, cari açık ve dolayısıyla TL üzerindeki riskleri artırıyor. Ancak, mal ihracatında görülen toparlanma ile beraber önümüzdeki aylarda cari denge üzerindeki baskı azalacaktır.
TCMB, yılın ikinci yarısında yukarıda bahsettiğimiz unsurların etkilerinin ortadan kalkmasını ve enflasyonun düşüş trendini yakalamasını bekliyor. Bu da Eylül ayından itibaren faiz indirimlerine tekrar başlayacağı anlamına gelir.
Sonuç olarak TCMB’nin bu ay faiz indirimine gitmemesi hem yılsonu enflasyon hedefini yakalaması hem de faiz oranı hedefini yakalaması açısından önemli. Çünkü Merkez Bankası gösterge faizi her zaman enflasyonun üstünde tutma gayretinde olmalı. Yoksa eksi reel faiz ile ekonomiyi hareketlendirmek zor. Zira eksi reel faiz yerli ve yabancı yatırımcının yurt dışına kaçmasına, tasarrufların gayrimenkul gibi üretime katkı yapmayan yatırımlara kaymasına ve dolarizasyonun artmasına neden olur.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.