Yeni Şafak

Erken bir Nevruz yazısı

22:0014/03/2013, Perşembe
G: 6/09/2019, Cuma
Şaban Abak

2013 yılının Nevruz"u öyle anlaşılıyor ki bu sene büyük bir coşku ile kutlanacak. Âdil ve kardeşçe çözüme kavuşmasını milletçe beklediğimiz bir büyük mesele, devletimizin nihayet güçlü ve doğru hamleleriyle bir sonuca kavuşuyor. Birkaç gün sonra; 21 mart günü bu konuyla ilgili yapıcı bir adımın atılacağı yazılıp çizildiği için ben Nevruz yazımı şimdiden yazmak istiyor, bir nevi bayram hazırlığımı yapmış oluyorum.Önce büyük şair Pir Sultan Abdal"ın "Nevruziye" türündeki şiirinden iki dörtlük sunmak

2013 yılının Nevruz"u öyle anlaşılıyor ki bu sene büyük bir coşku ile kutlanacak. Âdil ve kardeşçe çözüme kavuşmasını milletçe beklediğimiz bir büyük mesele, devletimizin nihayet güçlü ve doğru hamleleriyle bir sonuca kavuşuyor. Birkaç gün sonra; 21 mart günü bu konuyla ilgili yapıcı bir adımın atılacağı yazılıp çizildiği için ben Nevruz yazımı şimdiden yazmak istiyor, bir nevi bayram hazırlığımı yapmış oluyorum.

Önce büyük şair Pir Sultan Abdal"ın "Nevruziye" türündeki şiirinden iki dörtlük sunmak istiyorum:

"Sultan Nevruz günü canlar uyanır

Hal ehli olanlar nura boyanır

Muhib olan bugün ceme dolanır

Himmeti erince Nevrûz Sultan"ın

Aşık olan canlar bugün gelirler

Sultan Nevruz günü birlik olurlar

Hallak-ı cihandan ziya alurlar

Himmeti erince Nevrûz Sultan"ın"

Kış, yılın sonuncu ve en yorgun mevsimidir. Bir yılı insan ömrü gibi düşünürsek, ilkbahar doğuş ve gençlik dönemi, yaz olgunluk, güz yorgunluk ve kış ölüm mevsimidir. Kefen gibi bütün bir tabiatı karla saran kış, sona ererken yeni bir doğuma da ortam hazırlar.

Karların eriyişi, suyun toprakla yeniden buluşması, hayatın adeta yeniden başlamasının da işaretidir.

İşte Sultan Nevruz, esas olarak kıştan kurtulma, bahara yeniden kavuşma, ferahlık ve neşe günü olarak kutlanmayı hak eden böyle bir işaretle başlar.

Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart günü, su toprakla buluşmuş, tabiat bir kere daha dirilmiş, tohumun atılması için toprak kıvama ermiş, yeni bir yıl başlamış ve dünya adeta bir kere daha kurulmuştur.

Tabiatla barışık ruhumuz da bu dirilişe eşlik edecek, gönüller yaşama sevinciyle dolup taşacaktır. Gün ikram günüdür, paylaşma günüdür. Gün Sultan Nevruz günüdür, dostlukların tazelendiği, muhabbetin yoğunlaştığı gündür.

Evler temizlenecek, sergiler, ağır eşyalar, halılar havalandırılacak, türlü yiyecekler, tatlılar ve şerbetler hazırlanacaktır.

Konu komşu, çoluk çocuk, ama özellikle kadınlar ve çocuklar, gerçek bir kardeşlik ve dostluk ruhuyla bir araya gelecek, güle oynaya kırlara çıkacaklardır. Kırlara, tabiatın bağrına! Hayatın bir kere daha başlayışının elle tutulur hale geldiği, çiğdemlerin, nevruz güllerinin, kar çiçeklerinin karları delercesine başlarını güneşe uzattığı özgür kırlara!

Kelime anlamı Farsça"da "Yeni gün" demek olan Nevruz, Türkler, Farslar, Afganlılar, Kürtler, Özbekler, Kazaklar, Türkmenler, Azeriler, Arnavutlar, Kafkas ve Balkan halkları arasında yüzyıllardır kutlanagelen bir bahar bayramıdır. Kutlandığı her yerde, neşe ve sevinç, komşuluk, paylaşma ve ikram Nevruz bayramının değişmez özelliğidir.

İslamdan önceki 12 hayvanlı eski Türk takviminde yılbaşı, 21 Mart günüydü. İslamdan sonraki yıllarda da Selçuklu Sultanı Celaleddin Melikşah tarafından yaptırılan takvime göre de yılbaşı bu gündü. Bu takvimin adına Celali Takvimi deniliyordu.

Rumi takvime göre ise Nevruz bayramı, 9 Mart"a rastlıyordu. Anadolu"da leyleklerin geliş zamanıyla ilgili olarak bir söz vardır; Mart ayı kastedilerek "sekizinde gelmez, dokuzuna kalmaz" deriz. Bu yüzden leyleği havada görmek, hemen hemen imkânsızdır. Leyleği ancak sabah uyanınca yuvasında görürüz. Bu vefalı kuş da köylerimizi, kasabalarımızı bir Nevruz sabahında şenlendirir.

Nevruz, geniş bir coğrafyada birbirine komşu ve akraba halklar tarafından kutlanan bir bayram olduğu için, birbirinden farklı çok sayıda efsaneyle ilişkilendirilir. Bunlara göre, cennetten dünyaya sürülen Hz. Adem ile Hz. Havva, Nevruz günü Arafat"ta buluşmuşlardır. Hazreti Nuh"un gemisinin tufandan kurtulup insanların karaya ayak bastığı gün Nevruz günüdür.

Ateşe tapan eski Mecusilere göre Cemşid avlanırken oku bir kayaya çarpmış, çıkan kıvılcımlarla otlar tutuşmuş ve insanoğlu ateşi keşfetmiştir. Başka bir efsaneye göre Demirci Kava"nın Asur kralı zalim Dehhak"ın elinden kurtulduğu gün Nevruz günüdür. Türkler, Ergenekon"dan Nevruz günü çıkmışlardır.

Gökbilimi açısından ise 21 Mart, burçlar sıralamasında ilk olarak yer alan Koç burcunun başlangıç günüdür. Gece ile gündüzün eşitlendiği bir tarihtir ve suyun toprağa yürüdüğü, toprağın döl tuttuğu, baharın gerçek anlamda başladığı bir zamandır.

Ülkemizde 1995 yılından beri resmi bayram olarak da kutlanan Nevruz, Türkistan"da Noruz, Navrız, Çağan gibi adlarla anılıyor.

Anadolu''da ise "Sultanı Nevruz", "Nevruz Sultan", "Mart Dokuzu" ve "Mart Bozumu" gibi adlarla bilinen nevruz, gelenekleriyle bütün Türk toplumu içerisinde yaşamaya devam etmektedir.

Osmanlı döneminde o güne has olarak macunlar, şerbetler, hediyeler hazırlanarak devlet erkânı büyükten küçüğe, bunları birbirlerine takdim ederlerdi. Şairler adına Nevruziye denilen şiirler yazarlardı.

Nevruzla ilgili birkaç "Nevruziye" şiiri bulunan hemşehrisi olmakla iftihar ettiğimiz şair Nef"i bunlardan birinde şöyle diyor:

"Erişdi bahar oldu yine hemdem-i nevruz

Şad etse nola dilleri cam-ı Cem-i Nevruz"

Gaziantep ve çevresinde 22 Mart gününe "Sultan Nevruz" adı verilir. Diyarbakır''da; Nevruz günü halk, eğlence ve mesire yerlerine giderek Nevruz''u kutlarlar. Erzurum ve Kars çevresinde; bu tarihte kapı dinleme, baca baca adetleri görülür. Evde bulundurulan çeşitli meyvelerden baca baca gezenlere verilir.

Kısacası Sultan Nevruz, insanın yeryüzündeki macerasında göklerin saatinin bir kere daha kurulduğu, hayatın yenibaştan ve yepyeni bir dirilişle inşa edildiği gerçek bir bayram günüdür. Kırgınlıkların, küskünlüklerin bittiği, üzüntü ve keder pasının neşeli gülüşlerle silindiği, diriliş baharı filizinin, ölüm kefenini yırttığı, hayatın bitti sandığımız anda yeniden başladığı bir bayram.

Büyük şairimiz Yunus Emre"nin,

"Her dem yeniden doğarız/ Bizden kim usanası!" mısralarında dile getirdiği, her dem yeniden doğuş, gerçek anlamını Nevruz"da bulmaktadır.

Nevruzunuz kutlu, haneniz mutlu, gönlünüz şen, yüzünüz gülşen olsun! Dölünüz hayırlı ve bereketli olsun, ambarlarınız dolup taşsın! Şad olun, var olun!

"Pir Sultanım eydür, erenler cemde

Akar çeşmim yaşı her dem bu demde

Muhabbet ateşi yanar sinemde

Himmeti erince Nevrûz Sultan"ın"

Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.