1940 yılında Maraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesini ve İ.Ü. Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman olarak çalıştı. 1970-1971’de araştırma amacıyla ABD’nin çeşitli eyaletlerinde iki yıl kaldı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl müfettişlik yaptı. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığında Daire Başkanlığı, Genel Sekreter Yardımcılığı, Genel Sekreterlik, Müşavirlik görevlerinde bulundu. 2005 yılında Genel Sekreter unvanıyla emekliye ayrıldı. Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikâyeleri TV filmi yapılmış, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır. 2008 yılında Türk Dil Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, RTÜK’ün iştirakiyle düzenlenen Karaman Türk Dili Ödülü’nde “Türkçeyi güzel ve doğru kullanan edebiyatçı ödülü” Rasim Özdenören’e verilmiştir. Yazar 2009 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne layık bulunmuştur. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi tarafından 2011’de ve Sakarya Üniversitesi tarafından 2015’te fahri doktora unvanı verilen ve bugüne dek onlarca hikayeye imza atan usta yazar hakkında çok sayıda tez, özel sayı ve kitap hazırlanmıştır.
Yazarın eserleri şunlardır:
Hastalar ve Işıklar, Gül Yetiştiren Adam, Çözülme, Çok Sesli Bir Ölüm, Çarpılmışlar, Eşikte Duran İnsan, Denize Açılan Kapı (Yazarlar Birliğinden 1984 yılında ‘hikâye’ alanında ‘yılın hikâyecisi’ ödülünü aldı), İki Dünya (Türkiye Millî Kültür Vakfı tarafından fikir dalında 1978 jüri özel ödülü aldı), Yaşadığımız Günler, Ruhun Malzemeleri, Yeniden İnanmak, Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler, Müslümanca Yaşamak, Kafa Karıştıran Kelimeler, Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı, Red Yazıları, Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti, Ben ve Hayat ve Ölüm, Acemi Yolcu, İpin Ucu, Çapraz İlişkiler, Kent İlişkileri, Köpekçe Düşünceler, Kuyu, Ansızın Yola Çıkmak, Aşkın Diyalektiği, Yazı İmge ve Gerçeklik, Düşünsel Duruş, İmkânsız Öyküler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç gün önceki bir konuşmasında İslam’ın güncellenmesinden bahsederek: “Siz İslam’ı 14–15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız; böyle bir şey yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın da attığı bir tweet’te bu sözlerin ne anlama geldiğini açıklama zımnında Mecelle'nin 39. maddesine atıfta bulunarak: “Zamanların değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr olunamaz” dedi ve ekleyerek: “Dinde reform haddimize değildir” vurgulamasında bulundu.
Bazı çevrelerde polemik konusu yapılan bu sözlerin İslam’ın geleneksel ıstılahı ile ifadesi “tecdit” hareketidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan “güncelleme” deyimini kullanarak bir bakıma “tecdit” kavramını da güncellemiş oldu.
İslam’ın her yüz yılda bir tecdit edileceğine ilişkin bir hadisi şerife de müracaat edilir.
İslam’ın tecdit hareketi Hristiyanlığın reform hareketinden farklıdır. Reform yeniden biçimlendirme anlamına geliyor. Dinin yeniden biçimlendirilmesi onun hükümlerine müdahale etmeyi gerektirir. Bu hükümler onun ister asli anlamını saptırarak olsun ister onu değiştirme sadedinde yapılsın, asal anlamdan uzaklaşmayı sonuçlar.
Oysa İslam’da tecdit (renew: yenileme) hareketi reformdan tümüyle ayrı bir anlam taşır. İslamî hükümlerin çeşitli görüş açılarıyla yorumlanması çeşitli içtihatların, dolayısıyla mezhep farklılıklarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. İçtihadın (yorum) önü daima açıktır. İçtihat kapısı kapanmıştır sözü, içtihat yapacak güçte düşünürün çıkmamasına atıfta bulunur, yoksa yorumların önü kesilmiştir anlamına değil...
Yorumların kendisinin herhangi bir kutsallığı
söz konusu değil... Kutsal olan Kur'an’da ve Sünnet’te mevcut olan kurallardır. Onların değiştirilmesi söz konusu olmaz. Onların yeniden yorumlanmasının önü ise açıktır...
Reform ile tecdidin kökendeki temel mahiyet farkı şuradadır: Reform, dine karışmış olan bidatleri dinde içselleştirme maksadına yöneliktir. Örneğin zamanın ticari hayatı faizli işlemleri mubah görüyorsa, reform bu durumu dinin hükümleri arasına katıyor (Martin Luther’in reform hareketi tam da buydu).
İslam dinin hükmüne göre insanın kendini değiştirmesini öngörüyor, yoksa dinin hükmünü kendine göre değiştirmeyi değil...
İslam, yorumlarla, çeşitli bakış açılarıyla, dahası kullanılan dil ve retorik dolayımında dine katılmış olan bidatleri ondan arındırma yolunu kendine açık tutuyor.
İşte, temel farklılık buradadır: reform bidatleri dinde içselleştirirken, tecdit dini bidatlerden arındırıyor...
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.