Yaralı bırakma!

04:0017/12/2020, Perşembe
G: 17/12/2020, Perşembe
Rasim Özdenören

“Birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür ama asla yaralı bırakma.” (Şems-İ Tebrizî,/guzel-sozler/sems-i-tebrizi-sozleri/).Birini, bir işi yaralı bırakmak…Ya da yarım bırakmak…Yara, bir darbe (travma) sonucu deri yüzeyinin bozularak damarların, kasların, sinirlerin olumsuz yönde etkilenip bozulması durumuna deniyor. Derinin koruma niteliğinin zayıflaması veya tamamen ortadan kalkması nedeniyle enfeksiyon riski artar. Yaralı bölgede kanama olabilir, ağrı ve sancı ortaya çıkar.Bir hayvanın


“Birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür ama asla yaralı bırakma.” (Şems-İ Tebrizî,/guzel-sozler/sems-i-tebrizi-sozleri/).

Birini, bir işi yaralı bırakmak…

Ya da yarım bırakmak…

Yara, bir darbe (travma) sonucu deri yüzeyinin bozularak damarların, kasların, sinirlerin olumsuz yönde etkilenip bozulması durumuna deniyor. Derinin koruma niteliğinin zayıflaması veya tamamen ortadan kalkması nedeniyle enfeksiyon riski artar. Yaralı bölgede kanama olabilir, ağrı ve sancı ortaya çıkar.

Bir hayvanın kulağını, kuyruğunu, patisini, bacağını keserek bırakmak kadar zalimce ve hunharca bir davranış olabilir mi?

Ancak yara her zaman maddi bir darbe ile veya kesip biçme ile meydana gelmez.

Bir de manevi darbelerden hasıl olan yaralar söz konusu…

Manevi yaraların en etkileyicisi de hicrandır.

Hicran kelimesi genel kullanışta ayrılık anlamına geliyor.

Ancak insanı derinden etkileyeni, onda onulmaz yaralar açanı sevgiliden ayrı düşmüş olmaktan kaynaklananı…

Yüzyıllar boyunca şairlerin terennüm ettiği hicran yarası budur: sevgiliden ayrı düşmekten doğan yara…

Bu ayrılıktan doğan yaranın hiçbir biçimde iyileşme umudu yoktur, kalmamıştır…

Mecnun’un yarası da hicran yarası idi…

Birini yaralı bırakmak, onu her an bir kere daha öldürmek demektir…

Mecnun, yaralı bırakılmış biridir…

Ölüm bir kereliktir. Olur ve biter.

Ama yaralı bırakmak, onu her an bir kere daha yere çalmakla bir…

Dostoyevski, idam cezasını böyle yorumluyordu. “Ölmek bir kerede olup biter, ama idam mahkûmu her an yeniden ölüp ölüp dirilir.” biçiminde bir aforizması vardı…

Birini yaralı bırakmak bu nedenle cezaların en ağırı…

Onun da en ağırı birini hicran yarası ile bırakmak…

Kelam da insanı ikircikli bırakmamalı.

Televizyonlardaki açık oturumlara bakar mısınız? Birinin söylediği bir lafı vuzuha kavuşturmak için oturuma katılanlar saatlerce konuşuyor. Onu mu demek istedi, bunu mu, üzerine… O kelam açığa kavuşturulmadıkça ne yaşatıyor ne öldürüyor, yaralı bırakıyor…

Şarkılarımız, türkülerimiz bu yaralı bırakılma hâlini terennüm eden yakınmalarla dolu…

İşte, onlardan biri, Urfalı Cemil Cankat’ın türküsü:

Gitti canımın cananı

Bıraktı beni yaralı

Ben bu dertten ölür isem

O yar yazsın fermanımı

Lokman gelse tabip gelse

Bulunmaz derdime çare

Gelsin canımın cananı

Odur derdimin dermanı

#Yaralı