Tarih: Çatışmalar toplamı

04:009/08/2018, Perşembe
G: 9/08/2018, Perşembe
Rasim Özdenören

Konuya tarih nedir sorusuyla da başlanabilirdi. Ama “nedir”li sorulardan elden geldiğince uzak durmak gerektiğini düşünüyorum.Tarih nedir? Bardak nedir? Para nedir veya herhangi bir kavram hakkında şu kavram nedir diye sorduğumuzda bunun cevabını almak müşkül görünüyor. Soruyu “tarih bize ne söyler” diye koyarsak cevap daha kolay gibi... Veya biz tarihten ne anlıyoruz?Nedirin cevabı herkese göre değişebilir. Bütün bu değişik cevapları bir araya getirdiğimizde bile belli bir cevaba ulaşmamız söz

Konuya tarih nedir sorusuyla da başlanabilirdi. Ama “nedir”li sorulardan elden geldiğince uzak durmak gerektiğini düşünüyorum.

Tarih nedir? Bardak nedir? Para nedir veya herhangi bir kavram hakkında şu kavram nedir diye sorduğumuzda bunun cevabını almak müşkül görünüyor. Soruyu “tarih bize ne söyler” diye koyarsak cevap daha kolay gibi... Veya biz tarihten ne anlıyoruz?



Nedirin cevabı herkese göre değişebilir. Bütün bu değişik cevapları bir araya getirdiğimizde bile belli bir cevaba ulaşmamız söz konusu olmayabilir. Örneğin bardak nedir sorusunu nasıl cevaplandırabiliriz? Su içmemize yarayan bir kap dememiz açıklayıcı olur mu? Tasla veya sürahi ile veya fincanla, kase ile, kupa ile de su içebiliriz. İcabında uygun bir tabak kullanarak da su içilebilir.

O hâlde, tarih nedir yerine “Tarihten ne anlıyoruz?” sorusu daha anlamlı görünüyor.

Tarihi “çatışmaların kayda geçirilmesi” diye kabul etmek mümkün. Çatışma varsa tarih var. İrkiltici gibi görünüyor; ama çatışma, hareket demektir, hareket değişmedir; değişme ise tarihin kendisidir. İnsan hem bireysel olarak bir halden bir hâle sürekli değişir -bu, onun bireysel, kişisel tarihini yapar- hem de toplum olarak her an -her gün değil, her ay, her yıl değil, her an- bir hâlden bir hâle evrim geçirir, bir evreden bir başka evreye girer.

Tarih bize bir şey söyler mi? Ya da tarih nasıl yazılır? (Aynı sorunun iki farklı yüzü).

Tarihte olan biten olaylar kendiliğinden bir şey söyler mi? Örneğin İstanbul’un fethi olayı bize ne söylüyor? Bizim neredeyse kutsallık izafe ettiğimiz bu olay, Hristiyan âlemi için pek de öyle görünmüyor. Demek ki tarihin kendisi bir şey söylemiyor, ona bir şey söyletiliyor, konuşturuluyor.

Tarihçi bunu nasıl başarıyor? Tarihe nasıl bir şey söyletilebilir? Bir defa olayın kronolojisiyle, yani olayların sırasıyla oynanabilir. Bu “oynamayı” tahrif bağlamında kullanmıyorum; kronolojik sırayla oynamak suretiyle mesaj veya anlatılmak istenen öne çıkarılabilir. İkinci olarak: olayların seçimi ön alır. Sadece kronolojiyle oynanmıyor, olaylar arasında seçme yapmak suretiyle de bir algı oluşturulabilir. Bunların tarihçinin dünya görüşüyle bağlantılı olduğu söylenmeden de anlaşılabilir...

Acaba tarih ibret almak için midir? İbret almak geçmişi onarma manasına mı gelmeli? Hayır. Geçmiş bir defa geçmiştir. Peki, geçmişi yok mu saymalı? Eğer geçmişi yok saysaydık tarih zaten, tarih olma anlamını yitirmiş olurdu.

Tarihten ibret almak, bir bakıma kişinin tövbesiyle ilişkilendirilebilir. Kişi nasıl tövbe ile kişisel hayatında bir tarihî kırılma yaşıyorsa, tarihte de ibret bazen ihmalî, bazen icraî nitelikte olmak üzere o tarihi bir kere daha yaşamak istemediğimizi ifade eder. İbret tarihin kendisinde değil, onu yazanın dünya görüşünde ortaya çıkar...

#Tarih