Postmodern söyleme de bir Demirkazık lazım

04:0018/06/2017, Pazar
G: 17/09/2019, Salı
Rasim Özdenören

Postmodern söyleme izafe edilen bir motto: her şey her şeyle gider...Her şey her şeyle gidiyor mu gerçekten?Bir dizgenin değerlerini, ilkelerini bir başka dizgenin içine koyduğumuzda o değer ve o ilke asal anlamını taşımaya hâlâ devam edebilir mi?Her şey böylesine kaygan mı?Keyfiliklerimi bir dizgenin ilkesi haline getirebilir miyim?Ya da bir dizgenin temel değerlerini kendi keyfiliklerimde içselleştirebilir miyim?Öyleyse niçin hâlâ suç sayılan fiillerden bahsedebiliyoruz?Niçin hâlâ suç sayılan

Postmodern söyleme izafe edilen bir motto: her şey her şeyle gider...

Her şey her şeyle gidiyor mu gerçekten?

Bir dizgenin değerlerini, ilkelerini bir başka dizgenin içine koyduğumuzda o değer ve o ilke asal anlamını taşımaya hâlâ devam edebilir mi?

Her şey böylesine kaygan mı?

Keyfiliklerimi bir dizgenin ilkesi haline getirebilir miyim?

Ya da bir dizgenin temel değerlerini kendi keyfiliklerimde içselleştirebilir miyim?

Öyleyse niçin hâlâ suç sayılan fiillerden bahsedebiliyoruz?

Niçin hâlâ suç sayılan fiillere yaptırım uygulamayı meşru, dahası zorunlu görebiliyoruz?

Eğer bir fiil suç sayılıyorsa, niçin o fiile uygun görülen yaptırım bir kültürden ötekine farklılık gösteriyor?

Her şeyin değiştiğinin kabul edildiği bir zaman diliminde bile, kanon, gene de bir değerin, bir ilkenin baki kalmasını diretiyor.

Sabit duran bir ilke mevcut olmadıkça, biz kendi meşruiyet sınırımızın nerede başladığını ve nerede bittiğini bilemez hale geliriz.

Burada ilkece şu ayrımı yapma zorunluluğu ortaya çıkıyor: insanların yaşadığı ortamın onları suça hazırlayıp hazırlamadığı sorgulanmalıdır. İnsanların yaşadığı ortamda onları suça sevk edecek şartlar mevcut mudur? Gelir dağılımındaki adaletsizlik yüzünden bazı insanlar hırsızlığa yöneliyorsa, burada hırsız kadar bu ortamın oluşmasında payı olan herkes sorumlu tutulmalıdır. Cinayet şartının hazır bulunduğu ortamda cinayet işleniyorsa, bu sonuçtan söz konusu ortamın payını göz ardı etmemek gerekir. Dolayısıyla bu tür ortamlarda ceffel kalem kısas uygulamak yerinde olmayabilir. Kısas, kendi şartlarının isterleri yerine getirildiğinde adil olur. Demek ki, her yaptırımı her suç ortamında seyyanen uygulamak adil olmayabilir.

Cinayeti, hırsızlığı, zinayı veya diğer her türden suçu teşvik edici bir sosyal/toplumsal ortam yaşanırken, salt ağır cezalar getirmek suretiyle bu fiillerin önleneceğini düşünmek maslahata uygun sayılır mı?

Böylece modern sonrası söylemin dile getirdiği her şeyin her şeyle gittiğine ilişkin dayanağın kendisinin bir sabiteye ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor.

Evet, postmodern telakkinin üzerinde yer aldığı zemin kaygan haldedir.

Her şey her şeyin altından kayıp gitse de, gene de her şeyin her şeyle gittiğini ileri süremiyoruz.

Böyle bir süreçte bile, yönümüzü belirleyecek bir Demirkazık yıldızının orada bulunmasını buyuruyor içgörümüz.

#Postmodern
#Söylem
#Keyfilik