İşte o da her gün, her hafta, her ay ve her yıl gibi geçip gidiyor.
Çocukluğumuzun kış ayları karlı geçerdi.
Şimdi daha çok yağmurlu...
Nerdeyse bütün ayların huyu değişti.
Aralık bile yağmurlu...
Ve yağmur da her zaman değil, aklına esince...
Aralıkta kar yağmaya başlayınca durmadan yağar yağar yağardı...
Ve neredeyse Nisan ayı gelinceye kadar kalkmazdı...
Öyle ki, Nisan ayı başlarında baharın sesi su şırıltılarıyla işitilmeye başladığında karlar da damlardan saçaklardan damla damla dökülmeye başlar, toprak sokakların karları ilkin yumuşar, sonrasında tümüyle erir ortalık çamur deryasına keserdi...
Havanın soğuk mu sıcak mı olduğunu kestiremezdik...
Güneşin canlı, gün görmemiş ışınları gözümüzü kamaştırırdı...
Aralıkta mıydık yoksa Ocağa girmiş miydik, bilmiyorum...
Ayakkabılarımız kar etkisiyle yıpranmasın diye onun üstüne lastik bir ayakkabı daha giydirirlerdi... Benim lastik ayakkabım boldu. Sanırım daha küçüğünü bulamadıkları için veya ayakkabım değişirse ona da uysun diye bu bol lastik ayakkabımın burnu, topuğu çaputla beslenmişti. Bir cumartesi günü İstiklal Marşı töreninden sonra evlerimize dağıldık. Bizim ev, okulumuza bir mahalle uzaktaydı. Malatya... Gazi İlkokulu... Biz, Kernek’in alt taraflarında Saray Mahallesi'nde oturuyoruz.
Eve geldiğimde ayakkabımın üstünde bulunması gereken koruyucu lastik ayakkabımın sağ teki ayağımda yoktu. Düşmüş ve fark etmemişim. Gerisin geri evden okula, geldiğim yolu izleyerek gittim. Tek ayağımın lastiği düştüğü için o tek lastik kimsenin işine yaramazdı. Hurdacılar dışında. Okula ulaştığımda kapı kapanmıştı. Her şeye rağmen kapıyı vurdum. Hademe okuldan ayrılmamış, kapıyı açtı. Durumu anlattım. “Bu lastik senin mi?” dedi. Lastiği sevinçle kaptım ayakkabımın üstüne geçirdim. Ve mutlulukla eve tekrar döndüm.
Şimdi ne böyle kışlar var, ne böyle çocuğu yoran ayakkabı giyimleri...
Eski kışlar ve eski yazlar da maziye karıştı.
Bende bütün mevsimlerin ayrı bir karşılığı vardır. Kış soğuğunu severdim. O soğukta sinemaya gitmek, sinema çıkışı yağmurla veya karla karşılaşmak sürpriz hazlarımdandı...
Tabii ki yaz sıcağı... Çoğu kimseyi bunaltan yaz sıcakları bile bana haz verirdi. Benim şiarım sıcaktan zarar gelmez deyişiyle özetlenebilir.
Ama hepsinin ara yerinde duran bahara ne demeli?
Bahar hepsinin ortasında ama ortalaması değil. Kendine özgü bir mevsim... Takvim onu marttan başlatabilir. Ama benim baharım nisanda başlar. Nisanın kırkikindi yağmurları: baharın tam ortasında yer alır... Eskiden anneler Nisan yağmurunu çocuklarına içirirlerdi, onların sağlıklı ve uzun ömürlü olması dileğiyle...
Bahar bereketin müjdesidir. Sevginin coşkunun kucaklaşmanın mevsimidir. Baharı seviyorum. Bütün mevsimlerin ortasıdır bahar, ama ortalaması değil...
Sevdiğim bir mevsimden seveceğim bir mevsime ulaşırken, baharı yaşayıp yazı görerek güze kavuşmayı diliyorum. Ama şimdilik içinde yaşadığımız bahar var. Bahara merhaba diyelim... Onu buselerle kucaklayarak yaşayalım...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.