Kara Cuma ya da yanlış tepki

04:0030/11/2017, Perşembe
G: 18/09/2019, Çarşamba
Rasim Özdenören

Ben 70li yılların başlarında bir süre ABD’de kaldım.O yıllarda Amerikan piyasasında Kara Cuma diye anılan bir ucuzluk gününe denk gelmedim.Amerikan ekonomisi alışverişi teşvik için her fırsattan yararlanır ve Amerikalı yurttaş bu ucuzluk günlerini dört gözler bekler...Her fırsatta, diyorum. Fırsat kollamak için fırsat oluştururlar. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü gibi gerçekte karşılığı olmayan günlerin icadı bu ekonomiyi canlandırma fırsatı sayılır. Bu türden uydurma günlerin dışında

Ben 70li yılların başlarında bir süre ABD’de kaldım.

O yıllarda Amerikan piyasasında Kara Cuma diye anılan bir ucuzluk gününe denk gelmedim.


Amerikan ekonomisi alışverişi teşvik için her fırsattan yararlanır ve Amerikalı yurttaş bu ucuzluk günlerini dört gözler bekler...

Her fırsatta, diyorum. Fırsat kollamak için fırsat oluştururlar. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü gibi gerçekte karşılığı olmayan günlerin icadı bu ekonomiyi canlandırma fırsatı sayılır. Bu türden uydurma günlerin dışında tarihi günler, kutsal sayılan günler büyük ucuzluk günleri olarak haftalar öncesinden beklenir. Dahası kimi firmalar, haksız rekabeti önlemek için yasaklanmış olmasına rağmen gözünü karartıp önceden ucuzluk başlatabilir.

Durum liberal ekonominin kıyasıya rekabet ortamının icadı...

Böylesi ucuzluk günleri kimi zaman günlerce belki haftalarca sürdürülür. Böyle olunca insanın, madem bu meta bu kadar ucuza da satılabiliyormuş niye diğer günlerde bu fiyat etiketlenmedi diye sorası gelir...

İmdi geçtiğimiz hafta Türk kamuoyunu meşgul eden ve Kara Cuma diye anılan ucuzluk günü de bunlardan biri...

Ben 70li yıllarda böylesi bir ucuzluk gününü anımsamıyorum. Ama internette yaptığım ufak bir gezintiden 1932 den bu yana her Kasımın üçüncü Cuma günü ucuzluk günü olarak kabul edilmekteymiş. Ve yılbaşı alışverişleri sezonunun başlangıcı sayılıyormuş.

Bu Ucuzluk Günü ilk defa Philadelphia’da 1961 yılında gazetelerde ucuzluk günü olarak duyurulmuş. O yıldan başlayarak indirim oranlarının yer yer yüzde 90’ların üzerine çıkması nedeniyle oluşan yoğun trafik ve kargaşa ortamı, kalabalıkların marketlere hücumu, izdihamda ayak altında kalanlar, ezilenler dolayısıyla o tarihten sonra bu ucuzluk günü “Black Friday” (Kara Cuma) diye anılmaya başlamış. Bu ucuzluk gününü o sıralarda belki bu isimle anılmadığı için anımsamıyor olabilirim.

2005’ten bu yana da tüm yılın neredeyse bütün alışverişinin bir güne sığdırıldığı, markaların stoklarının adeta tükendiği, kadınların dört gözle beklediği bir gün haline gelmiş.

Cuma akşamından pazartesi sabahına kadar Amerikalı gençlerin vur patlasın çal oynasın demidir. Bu yıl Amerikalı orta direk yurttaş anlaşılan çılgın bir alışveriş karambolü yaşadı.

Türkiye’deki marketler de o özentiyle o günü ucuzluk günü ilan etti. Ama bir ince noktayı gözden kaçırdılar. ABD ile olan nazik diplomatik konjonktürde Amerikalıların “Black Friday” diye andıkları günü “Kara Cuma” diye adlandırdılar. Sıfatsız olarak yalın biçimde “Cuma Ucuzluğu” demeyi akıl etseler bunca tepkiye meydan vermemiş olurlardı.

Ama bu yanlış adlandırma salt bu mahut ucuzluk gününe mahsus değil. Milliyetçilikten laikliğe, rasyonalizmden pozitivizme kadar siyasal, sosyal, felsefe, sosyoloji alanlarının tümünde aynı yanlış adlandırmalar milletin algılama düzenini bozuyor. Bu bozukluk nedeniyle ne Batının kavramlarını layıkıyla anlıyoruz ne de kendi kavramlarımıza sahip çıkabiliyoruz. Ve iyi niyetli tepkiler de böylece yel değirmenleriyle savaşım abesine dönüşebiliyor.

#ABD
#Kara Cuma
#Alışveriş