Bir ilkeye veya ortak bir çıkar temeline dayanmayan birlikte yaşama dileği veya dayanışma isteği en küçük bir sarsıntıyla veya bir üfürükle uçup gider.
Bu ülkede siyasal partilerin temeli, olması gerektiği gibi toplumsal altyapıya dayanmadığından, bilakis ideolojik telakki tarzları başat faktör sayıldığından, günübirlik çıkar oluşumları ortadan kalkınca, birlikte yaşama isteği de birden buharlaşıyor.
Bir kere daha söylemekten kaçınmayacağım. Bu ülkenin siyasal partilerle ilgili alt yapısı ne ciddi bir ilke temelinde varlık buluyor, ne partileri ortaya çıkaran sınıfların çıkar ilişkisine... Onların varlık nedeni tümüyle ideolojik telakki farklılıklarında hayat buluyor. Bu nedenle de yelle gelen selle gidiyor, veya tersi...
1950’lerden bu yana siyasal alanda gelgeç çıkar dayanışmasına bel bağlayarak oluşturulmaya çalışılan siyasal partiler arasındaki işbirliğinin hiç biri sürekli olmamıştır. Ne koalisyonlar sağlıklı semereler vermiş, ne dayanışma arzuları...
Keza kişisel telakki farklılıklarına istinaden ana partiden ayrılıp müstakil hareket etmek isteyen, böylece yeni parti kurmak suretiyle varlık göstermek isteyen tali partiler de yaşama şansı bulamamıştır.
Ana partiden ayrılıp yeni siyasal arayışlara giren partiler de yaşama şansı bulamıyor. 1950lerde CHP’den ayrılan bir grup partilinin kurduğu Hürriyet Partisi, 1969’da Adalet Parti’nden ayrılanların kurduğu Demokratik Parti, keza CHP’nin farklı bir versiyonu olarak kurulmuş bulunan Güven Partisi, 90’larda MHP’den ayrılanların kurduğu Büyük Birlik Partisi ilk akla gelenler... Bu sonuncusu halen varlığını sürdürüyor gibi görünmesine rağmen, işte öyle... Bu partilerin hiç biri yaşama şansı bulamamış; ilk seçimde gösterdikleri kısmi bir başarı ile yitip gitmişlerdir. İyi Parti’nin daha kaç seçim ayakta kalacağını önümüzdeki seçimlerde göreceğiz...
Partiler arasındaki dayanışma talepleri de kökende köklü nedenlerden ziyade günübirlik çıkar ilişkilerinde hayat buluyor.
1950’lerden bu yana varlık gösteren partiler genel muhafazakâr çizgide yer alan teşkilâtlar olmuştur: Demokrat Parti, Adalet Partisi, 70’li yılların Milli Selamet Partisi, Anavatan Partisi... Ancak bu partiler bir proje, bir misyon sahibi olma kimliğini muhafaza edebilmişlerdir. Bu partilerin tamamı da darbe ile alaşağı edilmiştir. Halen Ak Parti nezdinde gerçekleştirilmek istenen darbe teşebbüsleri de gözler önünde...
Bütün bunları şimdi niye dile getiriyorum? Misyon sahibi bir parti ile tümüyle ideolojik temelde bir varlık ihraz etmiş iki partinin dayanışma sözleşmesinin de reel dünyada bir karşılık bulması kolay değildi. Misyon sahibi parti kendi misyonunun gereğini yerine getirme çabası güderken, ideolojik temelde varlık bulan parti günübirlik kısır taleplerle varlığını sürdürme çabası güdüyor. Afur tafurunun reel bir karşılığı yok. Karşılıklı dayanışma talepleri veya aynı caddede yürüyüşe çıkma hevesleri ancak ilk mola yerine kadar devam edebilirdi... O mola yerine gelindiğinde hedeflerin, menzillerin farklılaştığı, dayanışmanın inceldiği yer fark edilecekti. Edildi. Ve inceldiği yerden koptu. Olay bundan ibaret...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.