Bu yaz çok sayıda orman yangınıyla mücadele etti, etmeye devam ediyor Türkiye. İstanbul’dan Tokat’a, Sivas’tan İzmir’e pek çok ilde yangın çıktı, Orman Genel Müdürlüğü’nün verdiği, gazetelere de yansıyan haberlere göre geçtiğimiz bir ay (20 Temmuz 2019-20 Ağustos 2019) içinde ülkemizin 503 noktasında yangın çıktı. Yine aynı tarihler arasında, Türkiye’nin bin 344 hektarı, yani bin 244 futbol sahası büyüklüğündeki ormanlık alanı kül oldu. Üstelik bu sona ereceğe de benzemiyor. Daha dün, Fethiye’de ve Edremit’te birer orman yangını çıktığı haberini duyurdu ajanslar.
Çıkan yangınların bazılarını PKK üstlendi, anız yakan çiftçilerin tedbirsizliğinden kaynaklanan yangınlar da oldu, bazılarının ise sebebi hala bilinmiyor. Yaz mevsiminin başından bu yana, orman bölge ekipleri ise yangınların söndürülmesi için geceli gündüzlü mücadele ediyor. Yangınlar kısa sürede söndürülüyor.
Yeşilin, ağacın olmadığı bir şehirde, şiddeti normalin biraz üstünde bir sağanak yağışın bile nelere mal olabileceğini ise, hepimiz geçtiğimiz günlerde gördük. Yangın sonucu küle dönmüş alanların ve İstanbul’daki boşaltılmış Atatürk Havalimanı alanlarının neden hiç vakit kaybedilmeden ormanlaştırılması gerektiğine, sadece geçtiğimiz haftaki İstanbul felaketi bile, tek başına karine teşkil eder.
Yangınlar yüreklerimizi kavururken, bu sıkıntılı günler içinde, insana hiç de komik gelmeyen tuhaflıklar da yaşanmıyor değil ama. Geçtiğimiz günlerde önce sosyal medyada çıkan, sonra da konvansiyonel medyaya yansıyan bir habere göre, bir ormancı, İzmir’de çıkan orman yangınında elindeki pürmüzle ‘karşı ateş’ metoduyla yangını kontrol altına almaya çalışırken çevredeki halk tarafından ormanı yakmakla suçlanarak terörist diye darp edildi. Çevredekilerin fiziki saldırısına uğrayan ve sosyal medyada da linç edilen Özkan Özbedel isimli ormancı, darp edildiği esnada, kendisine vuran halkın evlerine alev sıçramasını önlemeye çalışıyordu.
Türkiye’nin trajikomik halleri deyip geçebilmek için durum çok vahim. Orman Müdürlüğü logolu yeleği üzerine geçirmiş bir kişinin, terörist olsa, meskun mahalde bulunan bir alanda ve herkesin görebileceği şekilde saklanmaya gerek bile görmeden elindeki pürmüzle orman yakmaya kalkışmayacağını çocuklar bile anlayabilir zira.
Video sosyal medyadan kaldırılmış, ancak izlediğinizde o saldırı görüntülerinden size kalan duygu şu oluyordu: Karşı ateş yakmaya çalışan kişinin, görevli memur olduğu açık olmasına rağmen, üzerindeki ormancı giysisine rağmen; çevredeki vatandaşlar kendisinden ne bir kimlik istiyor, ne de herhangi bir soru sorarak kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. Videodaki direkt bir linç girişimiydi. Hatta twitterda o ormancının memursa bile hükümete rant alanı açmak için orman yaktığını iddia edenler filan oldu.
O video, cahillikle art niyetin bir araya geldiğinde nelere sebebiyet verebileceğine yönelik güzel bir örnekti anlayacağınız. Bu yaz içinde orman yaktığını açıkça ilan eden terör örgütü karşısında bile taşmayan ortak öfkenin, “hükümetin rantı için memurlarına orman yaktırdığı” şeklindeki fantastik inanışla nasıl kabardığına yönelik düşündürücü bir görüntüydü. AK Parti karşıtı kitlenin bir kısmında, CHPli Muharrem İnce’nin tespit ettiği şizofreninin ne seviyeye ulaştığını görmek açısından ilginç bir manzaraydı…
Öte yandan Tarım ve Orman Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli, İzmir yangınının 54 saat sürmesinden sonra, yangın söndürme uçaklarının neden kullanılmadığına yönelik sorulara, “Bugünkü şartlar itibariyle THK’nın elinde olan 6 uçağın 3’ünün motor yuvalarında motor yok. Faal olan 3 tanesiyle ring kurma ihtimali yok. Bugün itibariyle Türkiye’de bize hizmet verecek bir uçak filosu bulunmuyor” diye konuştu. Devamında gelen açıklamalarında da “yeterli uçağımız var” diyen THK ile polemiğe girdi ki, herkesin kabul edeceği üzere, bu maalesef kamuoyu açısından hoş bir manzara oluşturmadı. Yapılanlar talihsiz açıklamalardı.
Orman Bakanlığı, yaz başından bu yana, orman bölge müdürlüklerininin başarılı yangın söndürme çalışmalarıyla takdir topladı. Bakan da, yangın söndürme uçakları sorusunu duymamış gibi yapsa ya da geçiştirseydi keşke. Bu, hem kurumsal iletişim açısından daha sağlıklı bir yöntem olurdu, hem de Türkiye’de son bir ayda neden 503 yangın çıktığı ve ormanları PKK’nın yakıp yakmadığı sorusunun önüne geçecek denli gündem olmazdı…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.