Muazzez İlmiye"nin düşüncesi

00:0016/11/2006, Perşembe
G: 28/08/2019, Çarşamba
Özlem Albayrak

Aranızda, Muazzez İlmiye Çığ adını bundan altı ay öncesine kadar duymuş olan var mıydı? Cehaletime verin, ben duymamıştım. Ta ki, başörtüsünü ilk kullananların Sümerler''de fuhuş yapan Tapınak Rahibeleri olduğunu söylediği için yargılandığını öğrenene kadar.Karşımızda, önünde akan suların durduğu, gıkımızı çıkaramayıp, itirazımızı çıkınımıza koyduğumuz, düğmelerimizi ilikleyip, saygıya garkolduğumuz bir bilimizm vakası daha vardı işte. Yani bu bilgiler kil tablet ve yazıtların günümüze tercümesinden

Aranızda, Muazzez İlmiye Çığ adını bundan altı ay öncesine kadar duymuş olan var mıydı? Cehaletime verin, ben duymamıştım. Ta ki, başörtüsünü ilk kullananların Sümerler''de fuhuş yapan Tapınak Rahibeleri olduğunu söylediği için yargılandığını öğrenene kadar.

Karşımızda, önünde akan suların durduğu, gıkımızı çıkaramayıp, itirazımızı çıkınımıza koyduğumuz, düğmelerimizi ilikleyip, saygıya garkolduğumuz bir bilimizm vakası daha vardı işte. Yani bu bilgiler kil tablet ve yazıtların günümüze tercümesinden elde edilmiş akademik veriler olduğu için, teşrih etmeye kalkışacakların, eleştiri getirmeye niyetleneceklerin lafları ağızlarına tıkandı. ''Hrant''a, Elif''e gösterilen ilgi neden bilimkadınından esirgendi'' girişleriyle ''düşünce özgürlüğü'' yazıları birbiri ardına sökün etmeye başladı. Sonuçta da, ''Ülkemi AB''ye şikayet etmeyeceğim'' diyerek Milli Şef dönemi tarzı bir kahramanlık algısıyla vatanseverliğini barkodlayan bilimkadınının, “geniş medya desteğini arkasına alan” herkes gibi, suçsuzluğuna karar verildi.

İş işten geçtikten sonra anlaşıldı ki, davanın konusu, hiç de öyle “bilimin dine karşı zaferi” falan değilmiş. Ne Sümerlerle, ne de tabletlerle ilgisi olmayan ''camilere aşk odası yapılsın, imamlar genelevlerde nikah kıysın'' şeklindeki galiz hakaretlermiş.

Vatanseverliğini, ülkesini şikayet etmeme sözüyle kanıtlamış Muazzez İlmiye''nin, 2004''te köpekleri denek hayvanı olarak yurtdışına kaçırmakla suçlanan kızı Yuli Weston''ın Türk olarak anılmaktan rahatsızlık duyarak annesinin kim olduğunu gazeteciye zorla söylemiş olmasının konumuzla ilgisi yok tabii. Ama belli ki, Cumhuriyet kadını, ulusperver değerlerini kendi öz kızına benimsetememiş.

Kızının işlediği suça benzer biçimde, 17 Mart 1985 tarihli Nokta dergisinde, “İnsanların denek olarak kullanıldığı bir laboratuar, HZİ''nin kobayları” haberine konu olan Muazzez İlmiye Çığ''a, muhabirler Semra Somersan ve Güldal Kızıldemir tarafından ise, bir türlü ulaşılamamış. Şimdilerde sayfa sayfa röportajlarını okuduğumuz bilimkadını o dönemde başkanlığını yürüttüğü vakıfta olup bitenleri anlatmak için medyanın karşısına çıkmamış. Elbette bunun da konumuzla ilgisi yok. Ancak, merkezi ABD''deki bir ilaç şirketine para karşılığı insan denekler bulma işini, bilime atfedilmiş dokunulmazlık nedeniyle suç olmaktan çıkaramayız ve bunu pek de vatanseverlik sayamayız, değil mi?

Aynı mantıkla bakılınca, İlmiye Hanım''ın camiler ve imamlarla ilgili sözlerinin de, düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışılır. Çünkü, düşünce, eleştiri içerebilmesine rağmen, hakarete vardığı anda bir diğer özgürlüğü ihlal etmiş, yani sınırı geçmiş demektir. Yani “ben demokratik hakkımı ve özgürlüğümü kullanarak toplumun kutsallarına hakaret edeceğim” diyemezsiniz anlamına gelir bu. Örneklersek, düşünce özgürlüğünde zirve yapmış bir batı kentinde, “komşuma işkence, tecavüz etmek istiyorum” diye düşünseniz bile, yüksek sesle söyleyemezsiniz. Çünkü bu argümanlar, batı''nın insan hakları çerçevesinde korumaya aldığı birtakım değerleri imler. Dolayısıyla, düşünce özgürlüğünüz, toplum değerlerinin tahrifi söz konusuysa sınırda durmalıdır.

Bu nedenle de işte kalkıp, tamamı Müslüman ve kadınların yarıdan fazlasının örtülü olduğu bir toplumda, –söylenenlerin aksine laiklik ibadet özgürlüğünü ve toplum değerlerini teminat altına almayı taahhüt eder– ortak algı sisteminde “değer” sayılan konular hakkında, bu şekilde konuşamazsınız.

Konuşursanız, mahkemede beraat etseniz de ve üç beş Kemalist tarafından ''ağzına sağlık'' diye taltif görseniz de, toplum vicdanında sizi yaşlılık dahil hiçbir ''hafifletici neden'' kurtaramaz. Biliminsanı olarak değil, din üzerinden reyting devşirmeye çalışan bir bunak olarak kalakalırsınız ortak hafızada. ''Objektif bilimden ne subjektiflikler çıkarmış'' konusuna yaptığınız kişisel katkılar da cabası...