Bir zamanlar gururla babadan oğula geçen, bazen aileyi bazen tüm mahalleyi ayakta tutan kuşaklar arası aktarım mekanizmasının en değerli mirası baba mesleği. Marangozluk, demircilik, duvar ustalığı, terzilik daha nicesini sayabileceğimiz meslekler yok olma tehlikesi ile karşıya. Bir zamanların yaşam biçimini temsil eden zanaat gerektiren bu işler insanoğlunun modern dünyanın değişen dinamiklerine boyun eğmesi ile gözden düşmüş durumda. Zahmetsiz rahmet motivasyonunun yerini her başarı terle kazanılmaz
Bir zamanlar gururla babadan oğula geçen, bazen aileyi bazen tüm mahalleyi ayakta tutan kuşaklar arası aktarım mekanizmasının en değerli mirası baba mesleği. Marangozluk, demircilik, duvar ustalığı, terzilik daha nicesini sayabileceğimiz meslekler yok olma tehlikesi ile karşıya. Bir zamanların yaşam biçimini temsil eden zanaat gerektiren bu işler insanoğlunun modern dünyanın değişen dinamiklerine boyun eğmesi ile gözden düşmüş durumda. Zahmetsiz rahmet motivasyonunun yerini her başarı terle kazanılmaz ilkesine bırakmış olması köklü mesleklerin yaban ellere düşmesine yol açmışa benziyor. Her şehre üniversite misyonunun beklenilen etkiyi ortaya koyamamış olması, mesleki eğitimin bir türlü arzu edilen etkinlik seviyesine ulaşamamış olması çıraklıkla başlayıp ustalıkla biten yolculukların sonunu getirme tehlikesini taşıyor.
Enflasyonla mücadelenin beraberinde işsizliği getirme potansiyelinin belirmesiyle işgücü piyasasının dinamikleri yeniden gündeme geliyor. Hizmetler sektörünün istihdam piyasasını sırtladığı bir dönemde dar ve sabit gelirli üzerinde oluşacak her türlü baskı unsuru sektörün kambur olmasına yol açma riskini de beraberinde getiriyor. Enflasyonun kaynağını yalnızca vatandaşın tüketim harcamasına bağlayıp onu soğutma çabaları, ücret iyileştirmesinin beklenen enflasyona göre şekilleneceği iddiaları ve telkinleri enflasyonla mücadele politikasını riske sokuyor. Merkezin, reel sektörün ve hane halkının beklentilerinin henüz buluşamadığı bir evrende daha fazla ücret-enflasyon baskısını gündemde tutmak sokağın nabzını hisseden hiçbir karar verici için rasyonel bir davranış gibi durmuyor. İzlenen ekonomi politikalarının dar ve sabit gelirli kesim üzerinde baskı oluşturması ve zor durumdaki reel sektörün enflasyon muhasebesiyle mücadele etmesi, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu yapısal düzenlemelerin sürekli ertelenmesine yol açıyor. Bu durum, ekonomik dengesizlikleri derinleştirerek, sürdürülebilir büyüme ve istihdam yaratma hedeflerini olumsuz etkiliyor. Ekonomik politikaların bu çerçevede gözden geçirilmesi ve daha dengeli bir yaklaşım benimsenmesi gerekliliği kaçınılmaz hale geliyor.
Enflasyon ürün yerleştirmesinden sonra ana konumuza geri dönelim. Teknolojinin getirmiş olduğu hız ve modern yaşamın bize dayattığı bizim de boşluğumuza gelen tüketim çılgınlığı baba mesleklerinin ömrünü kısaltıyor. Eskiden mobilyacı mobilyacı dolaştığımız sokaklar bugün ıssız, siparişlere yetişemeyen ustalar ise okeye dördüncü arıyor. Bırakın dolap yapmayı internetten aldığınız bir ürünü dahi montaj yapacak usta sorunu ile karşı karşıya kalıyoruz. Suçu sadece modernleşmenin üzerine yıkmak, gerçeği basite indirgemekten başka bir anlama gelmiyor.