Para mutluluk getirir mi?

04:0019/10/2024, Cumartesi
G: 19/10/2024, Cumartesi
Özgür Bayram Soylu

Ne getirip götürdüğü tartışılır ama para hayatımızın bir çok alanına her geçen gün etki etmeyi artırarak sürdürüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, Türkiye’de en yüksek tasarruflara sahip şehirler arasında İstanbul, Ankara ve İzmir ilk üç sırayı paylaşıyor. İstanbul’da banka mevduatlarının 6.8 trilyon lirayı aştığı, Ankara’nın 2 trilyon liraya yakın bir birikime sahip olduğu ve İzmir’in de 848 milyar liralık birikimle bu listede yer aldığı görülüyor. Bu şehirler

Ne getirip götürdüğü tartışılır ama para hayatımızın bir çok alanına her geçen gün etki etmeyi artırarak sürdürüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, Türkiye’de en yüksek tasarruflara sahip şehirler arasında İstanbul, Ankara ve İzmir ilk üç sırayı paylaşıyor. İstanbul’da banka mevduatlarının 6.8 trilyon lirayı aştığı, Ankara’nın 2 trilyon liraya yakın bir birikime sahip olduğu ve İzmir’in de 848 milyar liralık birikimle bu listede yer aldığı görülüyor. Bu şehirler aynı zamanda Türkiye’nin en kalabalık ve gelişmiş şehirleri arasında yer alıyor, ekonomik açıdan güçlü birer merkez olarak öne çıkıyorlar.
Devasa zenginliği ile beton ormanın kralı konumundaki İstanbul’da nerdeyse her bahçede bir altın madeni var desek bile, bu şehirde bir yerden başka bir yere ulaşmak o altını kazmaktan daha zor geliyor olabilir. Hatta bu yolculuğu metrobüs ile yapmaya karar veriyorsanız, kazasız belasız bir yere vardığınıza şükrediyorken bulabiliyorsunuz kendinizi.
Ege’nin incisi İzmir, unvanın hakkını taşıyarak cüzdanındaki parıltılı birikimle dikkat çekiyor. Peki bu zenginlik ve refah hissi, Kordon boyunca aldığınız nefesin kalitesini mi artırıyor yoksa ulaşımda yetersizlik, trafik, yetersiz sokak temizliği, park bakımsızlığı, kıyıya vuran balık ve su kesintisi sorunlarına çözüm mü buluyor? Bu soruya Cemil olabilir mi Cemil, Suat?, Yusuf? Orhan?... bilemiyorum yanıtı vermek çok absürt görünse de yerinde gibi duruyor. Algılarla kaderine terkedilen bir İstanbul ve Ankara mutluluk vaat etmiyor, kayıp vaatler artıyor, kazandıkça daha fazla kazanma isteği mutluluğu artırmak yerine azaltıyor.

PARANIN ÖTESİNDE BİR MUTLULUK
Ekonomik zenginlik ya da tasarruf yapabilme yeteneği mutlulukla doğrudan ilişkili mi sorusu geliyor hemen akıllara. Daha iyi bir yaşam standardı denince akla ilk gelen para olsa da mutluluk her zaman ekonomik refah üzerine inşa edilemeyebiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araştırmasına göre, Türkiye’nin en mutlu şehirleri listesinde zirveyi Sinop alıyor. Sinop, Türkiye’nin en zengin şehirlerinden biri olmamasına rağmen, 77.66% oranında yüksek bir mutluluk seviyesi ile göz dolduruyor. Sinop’un ardından Afyonkarahisar, Bayburt, Kırıkkale, Kütahya gibi şehirler de yüksek mutluluk oranlarıyla öne çıkıyor. Bu şehirler, ekonomik olarak daha mütevazı şehirler olsalar da, yaşam kalitesinin başka dinamiklerle de ilişkili olduğunu bize gösteriyor.
Karadeniz’in serin esintileri, termal suların buğusu, Çoruh nehrinin fısıldadığı eski hikayeler, bozkırdan şehre yayılan dinginlik, zamanın ve emeğin derin izlerini taşıyan seramik, bozkırın sonsuz soluğu, yeşilin bin bir tonu, dokumaların ince motifleri, her nefeste hissedilen derin tarih kokusu, kayaların sertliğinde şekillenmiş şehirler mutluluğun kaynağı oluyor.

Sinop, Afyon-karahisar, Bayburt, Kırıkkale, Kütahya, Çankırı, Düzce, Uşak, Siirt, Şırnak gibi mütevazı şehirler mutluluğun formülünün çok açık olduğu yaşam alanları olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Mutluluğun formülü çok açık; bir ben, bir yine ben bir de para diyen anlayışın satın alamayacağı tek şeyin mutluluk olduğu giderek belirginleşiyor. Sinop belki İstanbul kadar trilyonluk banka hesabına sahip değil ama denizin dalgalarıyla yıkanan kıyılarda yürüyen Sinopluların mutluluğu “her sabah Boğaz'a karşı kahvaltı” motivasyonunun vermiş olduğu yapay mutluluğun önüne geçiyor. “Bayburt Bayburt olalı bele zulüm görmedi” geride kalıyor, küçük ama güçlü zorlu doğası kadar sağlam karakterli insanlarıyla sadeliğin ve doğallığın mutlulukla birleştiği bir kaleye dönüşebiliyor. Şehirlerin mecburiyet caddeleri mutluluğa açılan bir pencere olabiliyor.


MUTLULUĞUN ZENGİNLİĞİ
Elbette bir ekonomik güce sahip olmak insana güvencenin yanı sıra huzurlu ve rahat bir yaşam imkanı tanıyor. Sağlık hizmetlerinden ekonomik olanaklara, sosyal hayattan kariyer fırsatlarını pek çok alanda paranın gücü modern şehir hayatının zorluklarının aşmada büyük önem taşıyor. Ancak TÜİK’in araştırmasında olduğu gibi mutluluk her zaman metropollerde ya da ekonomik refah kokusunun olduğu yerlerde olmayabiliyor.
Sosyal bağların daha kuvvetli, toplumsal değerlerin öne çıktığı, nefes alıp vermenin daha az stresli olduğu şehirlerde manevi değerler mutluluk üzerinde büyük bir etkiye sahip oluyor.
Büyükşehirlerin başta trafik sorunlarından kaynaklı yoğun ve stresli koşturması, sosyal izolasyon kentlerin sahip olduğu refah anahtarının mutluluğun bir kaynağı olmasının önüne geçiyor. Her ne kadar para insanlara daha iyi bir yaşam standardı sunsa da iç huzur, güçlü aile ve sosyal ilişkiler, toplumsal çevre mutluluğun vazgeçilmez unsurları olarak kendini gösteriyor. Bu sebeple “para mutluluk getirir mi?” sorusunun yanıtı sadece maddiyatla ölçülemeyecek kadar karmaşık bir yapıya kapı aralıyor.
“Para mutluluk getirir mi?” sorusu iş hayatı stresinden kaçıp sahil kasabasında huzur arayan beyaz yakalının da, ay sonunu zor getiren çalışanın da yanıtını aradığı bir soru olarak insanlık tarihinin tozlu sayfalarındaki yerini korumaya devam ediyor.
Bizde “parası olan pazardan, imanı olan mezardan korkmaz.”
#Ekonomi
#para
#mutluluk